Yüzlerce Yıl Hükmet, Şimdi “Buralar Bizim” Diye Çığırtkanlık Yap!

0
59

Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yer alan, Suudi Arabistan, Ürdün, Irak, Suriye ve diğer ülkeler, tam altı yüz yıl kendi topraklarımız içerisinde bizden biriler değil miydi? Bulgaristan, Yunanistan, Kırım buralarda yaşayan insanların çoğu benim ırkımdan. Hala benim yaptığım köprülerden geçiyorlar. Hala benim mahallelerimde dolaşıyorlar.

Fransa, İngiltere ile birlikte büyük savaştan sözde galip çıkan ülkeler; Almanya’nın yenilmesini fırsat saydılar. Sevr anlaşması gereği yurdumuzu talan ettiler. Haçlı seferlerinde yenemedikleri Türklerin topraklarına öyle bir acımasızca saldırdılar ki tıpkı bir canavar gibi halkımızı da topraklarımızı da gasp ettiler. Biz unutsak dahi tarih asla unutmaz.

Göz koydukları ülkemi paylaşmak uğruna birbirleriyle yarış içerisine giren bu namussuz sözde ilerici ülkeler; kendi toprağımızı başkalarına peşkeş çekme cesaretinde de bulundular. Suriye denen bir devlet yoktu. Halep valiliği emrinde bulunan topraklarımız içerisine bir çırpıda devlet kuran bu sömürgeci zihniyet için çok yazılar yazdım. Türkiye’nin bölgede güçlenmesi, anlaşmalı devletlerin işine hiç gelir mi? Asla gelmez. O yüzden Türkiye’yi her daim yakın takibe alıyorlar. Türk ulusunu yönetenler geçmişi çok iyi analiz ettiklerinden her türlü hileli yaklaşımlara itinalı yaklaşıyor.

Geçmişte bağrımızı yakan bu ülkelerin şimdilerde bölgemizden bir şeyler beklemeleri çok doğal. Güçlü bir istihbarat teşkilatımız görevinin başında. Sanmayın ki şer güçlerin taşkınlıklarına sessiz kalınıyor. Öyle bir takip var ki akıllara durgunluk verecek derecede. Komşularımızda oluşan en ufak bir nefesi anında hissediyor ve ileriye dönük önlemler alınıyor.

Büyük Türk milletinin kurduğu ve at koşturduğu bu mukaddes topraklar üzerinde, bizim varlığımız her dönem olacak. Atalarımın bizlere miras bıraktığı topraklar üzerinde hiç kimse kendince yeni senaryolar asla yazamaz!. Kendini bilmez bazı kanı bozuklar sosyal medya üzerinden güçleri yettikçe saldırıyor ve vatanım üzerinde oynana pis oyunları kendilerince haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

Suriye bizden ayrıldığı günden beri başımıza bela! Teröristleri her zaman barındırdılar ve bize karşı sinsi plan içerisinde oldular. Bizler körüz ya onların bu yaptıklarını görmeyelim. ABD Planıyla terörist başı Suriye’den alınarak, Türkiye’ye getirilmedi mi? ABD ve Rusya, her daim Suriye topraklarında barındılar ve sözde Suriye denilen ülkeyi yönettiler. Kim ne derse desin güçlülüğümüz şimdiki hükümetimiz sayesinde oluştu.

MHP bu işe tamam dedi ve Suriye üzerinden benim vatandaşımı öldüren şer güçlere karşı şu son iki senede karşı çıkmaya başladık. Kendi ülkesinde ezilen ve iç karışıklıktan dolayı talan olan Suriyeli vatandaşlar ata evine sığındılar. Onları bu büyük millet sardı ve onların geleceğini garanti altına alacak şekilde sıcak bir ilgiyle sahip çıktı.

‘BARIŞ PINARI HAREKÂTI’ bir hikâye değil! Gerçekleri yansıtan gerçek bir girişimdir. Vatanından kopup Türk milletine sığınan Suriyeli sığınmacıları bundan sonra çok güzel gelecekler bekliyor. Atalarım halen Lazkiye, Humus, Halep, Şam, Tartus’ta ikamet ediyor. Benim kendi kanımdan olan kişiler halen Lazkiye’de yaşamlarını sürdürüyor. Mısır, Trablus, Libya, Beyrut, Irak inim-inim inleyen vatandaşlarımızın sesleriyle dolu! “Şammut” sülalesinden gelen kavmimin bir ucu da Mersin’de. Annemin amcasının çocukları, teyzeleri, onların çocukları Suriye’de yaşıyor. Osmanlı zamanında Suriye’de olan kişilerle akrabalığımız var. Kimin malını kime satmışız veya kimden kendi malımızı almışız ben bu işe kesinlikle bir anlam veremiyorum.

Arap birliği, Filistin, Suudiler, ABD, AB, Fransa, İngiltere ne derse desin bu topraklarda bizim dediğimiz olacak. Zaman içerisinde bazen o akrabalarla görüştüğümde inanın hasretten kan ağlıyorlar. Mehmetçiğimizin çizmesi hızla alışık olduğumuz topraklarda gezindikçe, kendi kanımdan olanları ana vatanımıza yaklaştırıyor. Suriye’de iki buçuk milyon bayır bucak Türkleri yaşıyor. Onların iki önemli meselesi var: Sahipsiz kalmaları ve dillerini unutturmaları! Sahipsizliğin getirdiği teslimiyet psikolojisi çok ciddi kültür erozyonuna sebep oldu.

Türkiye yenidünya düzeninin tartışıldığı günümüzde, jeopolitiğinin verdiği avantajdan ve tarihinden kaynaklanan misyonundan yeterince faydalanamadı. Hep sabır etti. Hep olayları derinden izledi. Sonunda sabır denilen taş çatladı. Osmanlı sonrasında kurulan milli hükümetler yayılmacı bir dış politika takip etmemeyi genel bir politika olarak belirlediler ve dışarıdaki Türklerin varlığını kendi güçleri haline getiremediler. Bin yıl boyunca adalet içinde yönettiğimiz bu coğrafyaya yeniden huzur gelebilmesi için Türk’ün adaletinin yeniden kaim olması gerekirdi. Türkiye, bu misyonunu, emperyalizmin gereği olarak değil, doğrudan huzur getirebilmek için küresel bir görev olarak ortaya koydu.

Bin ısrarla şunu söylüyorum; Türkiye’deki Arap asıllı bir Türk vatandaşı hangi haklara sahipse, Suriye’deki Türk asıllı bir Suriye vatandaşı aynı haklara sahip olmalıdır. Ve sonunda bu haklara sahip olacak. Harekâtımız Güney topraklarımıza huzuru daim edecek. Şer güçler kendi oyunlarına alet olacak ve güvenin sahip olacağı topraklarımızda güçlü Türkiye güneş gibi doğmaya devam edecek.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here