Vatan Sağ Olsun. Bütün Şehitlerimiz ve Yasemin Öztürk Nur İçinde Uyusun… Mekânları Cennet Olsun…

0
147

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bayram geldi geçti ancak ne bayramdan ne de oruçtan bir şey anlamadık bu yıl ne yazık ki. Gözyaşlarımız bir an bile durmadı, her taraftan  gelen şehit haberleri ile nevrimiz şaştı. Acı, isyan, sıkıntı ile geçen zaman yüzümüze ağır bir keder ve isyanı nakşetti. Ve ne yazık ki bu yazı yazılırken bile gelen şehit haberleri  acımızı ve isyanımızı körüklemeye devam ediyor. Nasıl bu hale geldik bir türlü anlayamıyoruz. Neşeden, sevinçten, eser kalmadı üzerimizde. Eskiden “gülümseyin” derdim her yazımı noktaladığımda “birisi gülümsemenize aşık olabilir belli mi olur” diye. Ama şimdi gülen, kahkaha atan, hatta gülümseyenleri görünce bile bir garip oluyorum, tabi bu doğru bir şey değil. Ancak ne yazık ki bu hale getirildik.

Ve duyduğumuz acayip sözlerden, yaşadığımız garabetlerden ki birileri çıkıp açık ve net olarak  ölümle tehdit ediyor kendindendin olmayanları. Hiç çekinmeden, korkmadan, ürkmeden üstelik “cana kıymayacaksın” diyen Kuran Kerim’in emrine hem de Ramazanda oruçlu iken karşı çıkarak? Valla “saban cemil aklen selim” demekten dilimizde tüy bitti orucumuzu  murdar etmemek için. Daha dolu dolu bir bayram kutlama mesajı bile atamadım ne siz sevgili okuyucularıma ne de dostlarıma çünkü biliyorum ki çevremdeki kimse bayram kutlaması yapmadı. Tam önümüzde duran sevgili Mehmetçiklerimizin  acısı ile kasılmışken. Allah mekânlarını cennet kılsın, nur içinde yatsınlar. Allah sabır versin ailelerine ve bütün sevenlerine.

Ve daha şehitlerimizi mezara vermeden yeni bir haberle sarsıldık. İskenderun 39. Tugay eski ama  İskenderunluların yüreklerinde hiç eskimeyecek olan efsane komutanı Kara Kuvvetleri  eğitim ve doktrin (EDOK) Kurmay başkanı Tümgeneral   değerli  insan Gürsel Öztürk’ün sevgili eşinin vefat haberi geldi. Tamda ablamı ambulansla acile kaldırdığımız bir anda. Ne denir bilmiyorum, insan gerçekten bazen aptallaşıyor, dili lal oluyor, konuşamıyor, düşünemiyor, üzülemiyor, ağlayamıyor… Öylece baka  kalıyor. Ancak neyse ki bu uzun sürmüyor…

Acılarla  hiç  ertelemeden  kıvrana  kıvrana yaşamak, ağlayarak isyan ederek  hatta bazen  dövünerek. Asla böyle bir şey yapmadım, hayatımın anlamlarını, nefesimi, canımın yarısını bir bir toprağa ekerken! Ama şimdi yapmak istiyorum ve avaz avaz isyan etmek… Ve  yaptım,  terasa çıkıp gecenin bir yarsısı haykıra haykıra ağladım  kıvrandım. Ancak söyleyeyim merak ediyorsanız bir şey değişmedi. Acı orada tamda yüreğimin üzerinde  lök gibi duruyor zaman onun ilacı. Ve sevgili okuyucularım o kadar unuttuk ki bayramı  geldi mi geçti mi  bu yüzden hala orucuz. Yemek yemek bile gelmiyor aklımıza sanırım hep aç gezebilirim açlığını hissetmeden.

Sevgili Öztürk Komutan ve ailesinin,  sevenlerinin ve bütün camianın  başı sağ olsun. Nur içinde uysun sevgili Yasemin Hanım onu unutmayacağız.

& & & & &

Ve CHP  genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “adalet” yürüyüşü devam ediyor. Allah yardımcıları olsun. Havalar ısınmaya devam ediyor. Yürüyüşten sıkıntı duyanlar eylem yapıyor, hiç yakışmıyor bu görüntüler insanlığa. Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü Ramazan ayında her şeyden çok söz ettirdi kendinden. Ve bizler bu oluşumdan  şikâyetçi değiliz çünkü her şey çok büyük bir hoşgörü ile oluyor. Ve bizde yürekten katılıyoruz bu yürüyüşe. Çünkü bu yürüyüş bir kişi için ya da birileri için değil asla…

Yapılan yürüyüşün nedeni belli “adalet”, “herkes için adalet” için yürünüyor. Ayrım, gayrım, kin, nefret saçmak için yapılmıyor bu yürüyüş. Neden, insanlar  adalet istemiyorlar ki ona şaşıyorum, oysa herkese hepimize lazım. “mülkün temeli adalettir”. Evlerin  içinde bile… Sanırım o kadar adaletsiz bir ortamda yaşamaya alıştık ki  kul köle olmaya beşikten mezara, bu yüzden adalet söylemleri de  bazılarımıza yabancı hatta tehlikeli geliyor. Bir defa evde kadın erkek eşitliği yok kadına şiddet, adaletsizliğin daniskası, aşağılanması, çocuk yaşta evlendirilmesi, satılması, öldürülmesi… Adalet yürüyüşü dediğimiz zaman biz bunu da içine alıyoruz… Zeytinliklere, kuşlara, böceklere bile adalet lazım, sokak  köpeklerine, evsiz çocuklara, hepimize, karıncaya bile adalet lazım. Biz adalet deyince İnsan’ı, in’i, cin’i, doğayı, taşı, toprağı, börtüyü, böceği de içine alan bir adaletten bahsediyoruz. Ne siyasi görüşümüz var bu konuda ne de partizanız. Keşke bunu anlayabilseydiler.  

Ve biz bu ortamda sözde oruçluyduk ve sonrasında bayram yapacak yüzümüz varmış gibi bayram yaptık. Neyse ki kendimizden başka kimseyi kandıramıyoruz.

Ve sevgili okuyucularım her ne kadar gülüşümüzü, şarkımızı, neşemizi çaldırdık isek de hayat devam ediyor. Ve hiçbir şey sona ermiş değil, bir gün çok yakında eski gülüşümüze, gülümsememize ve neşemize dönmek dileği ile ayrımsız gayrımsız, sağlıkla sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım. Yase

Günün Şiiri

Mihriban

Sarı saçlarını deli gönlüme

Bağlamışlar çözülmüyor Mihriban

Ayrılıktan zor belleme ölümü

Görmeyince sezilmiyor Mihriban

 

Yar deyince kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor

Lambada titreyen alev üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

 

Önce naz sonra söz ve sonra hile

Sevilen seveni düşürür dile

Seneler asırlar değişse bile

Eski töre bozulmuyor Mihriban

Abdurrahim KARAKOÇ

Gözyaşları da Çiçek Açar

Ellerimi dokunduğum her yerde

Çığlık çığlığa kıvranıyor hayat

Ve ölen arkadaşların giysilerini

Bir kere daha dürüp koyuyor analar

Çamaşır sandıklarına

Gözyaşları da çiçek açar

 

Bugün yurt yeri olsa da acılara

Kayaların en sarp yerlerindeki

Kırlangıç yuvalarını andıran alnın

Bir gün terli bir gelecek uçuracak

Sabahlardan akşamlara kadar

Gözyaşları da çiçek açar

 

Ansızın oyuna başlayan çocukların

Sesleri kadar canlı ve huylu

Sevinçleri kadar taze ve acemi

Bir duruş kuşatır seni o zaman

Gözyaşları da çiçek açar

 

Başını dayadığın ağaç dalı

Bak hafifçe eğildi toprağa doğru

Uyuyan bir çocuğun soluk alışını

Dinler gibi kendini vererek

Yaklaş yüzünü örse de acılar

Boynundan ter boşalan herkese

Gözyaşları da çiçek açar

 

Yaklaş, yüzünü örse de acılar

Ve nasıl yakalarsa toprağı kök

Suları renk, dalları kiraz

Sen de öyle yakala hayatı

Yürü kol kola canıma değsin

Gözyaşları da çiçek açar

Abdülkadir BULUT

Günün Sözü

Söylenen söz, atılan ok, kaçan fırsat, giden gençlik geri gelmez.

Allah’ım ‘Bana değiştiremeyeceğim Şeyleri tevekkül içinde kabul edecek vakarı, değiştirebileceklerimi değiştirecek cesareti ve ikisi arasındaki farkı anlayabilecek aklı nasip et.

Reinhold NEİBUHR

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here