Tezler (I) Aydın Üzerine

0
89

1.Aydın; “aklını kullanan” kişidir.. Akıl, sözlüklerde, düşünme, anlama ve kavrama gücü olarak tanımlanır.. Bu gücü kullanan kişi aydınlanmış’ demektir.. Kavramın literatürdeki sahibi olan Kant, aydınlanmayı; “İnsanın kendi suçuyla düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan kurtulup, aklını kendisinin kullanmaya başlamasıdır” şeklinde tanımlar.. “Ona göre, insan bu duruma aklın kendisi yüzünden değil, onu kullanamaması yüzünden düşmüştü; çünkü insan şimdiye kadar aklını kendi başına kullanamamış, hep başkalarının kılavuzluğunu aramıştı.”

2.Aydın; “vicdan” sahibi olan kişidir..  Vicdan, sözlüklerde; “kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç, iyiyi kötüden ayıran iç duyum” olarak tanımlanır.. Kant, vicdanı; “pratik akıl” olarak tanımlar.. Ona göre pratik akıl yani vicdan, “hem evrensel ahlak yasasını belirler, hem de insanı ona uymaya zorlar..” Aklın eleştirisini, aklın eleştirel süzgecinden geçiren Kant: “Bu yasaya uygun hareket etmek insan için ödevdir” der ve ekler: İnsan, vicdan üzerinden başkalarına ahlâk dersi vermeye kalkmadan önce, dersle ilgili ödevini yerine getirmiş olması gerekir.”

3.Aydın, sözlüklerde “kültürlü, okumuş, görgülü, ileri görüşlü” anlamları ile tanımlanır.. Okumuş derken, yalnız diploma sahibi olanlar kastedilmez tabi ki.. Eğer kastedilen bu olsaydı, bir Diyojen örneği yaşayan Sakallı Celal adıyla maruf bilge, “bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür”  hikmetli sözünü söylemezdi..

4.Aydın, 1993 yılı 24 ocağında “terörün” aramızdan aldığı ve kendini, kendi deyimiyle bir  “kalpaksız kuvvai milliyeci” olarak tanımlayan Uğur Mumcu’nun bilge sözüyle;  “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağını” bilen kişidir.. Ki bu aynı zamanda aydın olmanın da sorumluluğudur.. Dolayısıyla aydın fikirlerini bilgi ve belgelerle destekler.. Duyumla, kanıyla, söylenti ve dedikoduyla savlar öne sürmez..

  1. Emperyalizme boyun eğenden aydın olmaz.. Kapitalist sömürü düzeninin tekelci aşaması emperyalizm, her türden haksızlığın egemenliğidir.. İnsan hakları adına ne varsa yok sayan emperyalizmin terörizmini görmezden gelerek, kapitalist sistemin avukatlığı adına emperyalist egemenlere şikayet dilekçesi yazanlara ise, aydın değil karanlık denilebilir..

6.Toplumların tarihsel yürüyüşlerinde yol ayrımı, kırılma noktası olabilecek durumlar konular, olaylarda “emperyalizme” karşı duruş bir turnusol kağıdı görevi yapar.. Dolayısıyla “emperyalizme” karşı duruşta renkler ve saflar belirginleşir ve gerçek aydın açığa çıkar..

  1. Rıfat Ilgaz, bir turnusol kağıdı işlevli “Aydın mısın?” başlıklı şiirinde; “Kaldır başını kan uykulardan, / Böyle yürek, böyle atardamar / Atmaz olsun, / Ses ol, ışık ol, yumruk ol!” dizeleriyle haykırır.. Ve şu dizelerle bitirir: “Yollar kesilmiş, alanlar sarılmış / Tel örgüler çevirmiş yöreni / Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende / Benden geçti mi demek istiyorsun, / Aç iki kolunu iki yanına, Korkuluk ol!”

8.Aydın, ülkesinin ulusal çıkarlarını savunan bir yurtsever olarak emperyalizmin karanlığına karşı çıkar.. “Milli ve yerli” bu çıkışı yapmayan kişinin, toplumun tarihsel yöneliş ve yürüyüşüne ışık tutarak yol göstermesi, öncülük edebilmesi mümkün değildir.. Dolayısıyla tavır, duruş ve söylemlerinde emperyalizme eleştirisi olmayandan aydın olmaz..

9.Aydın, “tarih bilinci” olan kişidir.. Hegel, tarih bilincini; “gerçekleşmiş olandan gerçekleşmekte olana ve buradan da gerçekleşecek olana doğru diyalektik geçiş bağlantısı kurmak” şeklinde tanımlar.. İbni Haldun, “Olayları anlatmak yerine düşünmek gerekir. Bu da ancak, tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenleri koymakla mümkün olur!” der..

10.“Tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenler” tarih bilinciyle konulduğunda, “köprü başlarını” tutarak Türk Milletini tutsak edeceklerini zannedenlerin darbe girişimlerinin, aslında Türk vatanını işgal hareketi olduğu açığa çıkar.. Dolayısıyla, emperyalizmin 2016 yılı, 15/16 Temmuz gecesi karanlık işgal girişimine karşı direnerek, ülkemizi aydınlığa çıkartan milletimizin her bir ferdinin aydın olduğu da açığa çıkar..

11.Mustafa Kemal, “milletin azim ve kararıyla” emperyalizmin yenilebileceğine inanan ve bunu kanıtlayan “aydınlığın” adıdır..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here