Taciz, Tecavüz ve Sarkıntılık Haberlerinden Bıktık ve Usandık!..

0
221

Her haber bültenleri sonrası kafamız allak bullak oluyor. “Biz nerdeyiz, ne yapıyoruz” diye kendi kendimizi sorguluyoruz ama nafile!.. İnsanlar aşırı şekilde çoğalmış, kimin ne olduğunun farkında değiliz. Memleketimizde yok diye sevinirken, bugünlerde emniyetin küçük yaşta taciz edilen bir kız çocuğunun failini tespit etmek için yoğun çalışmalarda olduğunu öğrendim. Olayı duyduğum anda beynimden aşağıya sanki kaynar su boşalır gibi oldu. Anladım ki örf ve adetlerimizi unutmuşuz.

Aileler kendi içerisinde parçalanmış. Ata’ya, Anneye, Babaya ve topluma karşı saygı ve sevgi kalmamış. İnsanlar birbirlerini yer durumda… Kimseye şöyle dönüp göz ucuyla dahi bakamıyorsunuz. Baktığınız anda başınıza belayı aldınız demektir. Araç sürerken, trafikten ziyade önünüzde ve arkanızda giden aracı süren kişiden korkuyorsunuz! En ufak bir kornaya bastığınızda yandınız. Hemen aracı durduruyor, aracından iniyor ve başlıyor sizi tehdit etmeye… Korkunuzdan sesinizi dahi çıkartamıyorsunuz. Çıkarttığınız anda, aracınızın içinde hanımınızın ve çocuğunuzun önünde başlıyor üstünüze gelmeye. Kaçsanız bir türlü, kaçmasanız bir türlü!!

Çarşıya doğru bir gezinti yaptığınızda, gördüğünüz manzaralarla nahoş durumdasınız. Bir kız, on üç yaşlarında ya var ya yok… Yanında otuzun üzerinde, kırlı sakallı biri, kızı sarmış bedeninden nerdeyse yolda yürürken kıza tecavüz edecek. Kız kendinden geçmiş, yanındaki davar kendinden geçmiş… Issız yerden yolunuz geçmeye görsün, çoğu araç içinde veya herhangi bir ağaç gövdesinin siperinde kendini sekse kaptırmış kişilerin varlığıyla kendinizden utanıyorsunuz.

Kendi kendinize soruyorsunuz “kim bunlar” diye. Sahil şeridinden araçla geçtiğinizde sahilin kenarlarında onlarca park etmiş araç ve içlerinde ne olduğu belli olmayan kişiler var. Allah korusun birine durup bir şey söylediğinde öldüğünün yeridir. Tecavüze uğrayan kişiler eskiden erişmiş kişilerdi. Şimdi kantarın boyutunu taşırıp, ufak yaşta kız-erkek fark etmeden yavrular tecavüze uğruyor ve sonrasında körpe yavrularımızı hiç acımadan öldürüyor, bu vicdansız Allahsızlar!..

Akşam ışıkları yandığında, etrafta yüzlercesi açılan bar ve kafe gibi yerlerde gençlik nereye gidiyor!!.. Çocuklarımızın öğretim kurumlarında ve ziyadesiyle aile içi örf ve adetlerimizden yoksun yetiştiği kanaatindeyim. Baba evden erken ayrılıyor. Anne ev işleri derken, sosyal günler denilen günlerle bir anda akşamı ediyor. Baba eve yorgun geliyor, yemek ardından yatak… Çocuk kendine ayrılan zamanı internet denilen muzurlukla geçiriyor veya akıllı telefonlar marifetiyle WhatsApp Instagram, Facebook gibi teknolojik haberleşme denilen vasıtalarla dünyadaki değişik kişilerle haberleşiyor. Bu işler gece yarısına kadar devam ediyor. Daha sonra uyku ve ardından sabah olunca okul!

Bu işleri zamanımızda yüzde altına aldığımızda korkunç gerçekler ortaya çıkıyor. Ne yazık ki yüzde yetmişin üzerinde çocuklarımız bu gibi işlerle uğraşıyor ve onları takip edecek aileler gücü kendilerinde bulamıyor. Geriye ne kaldı? Yalnızca okullar. Okullarda öğretim gören çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini garanti altına alacak olan öğretmenlerimize fazlasıyla iş düşüyor. Gerçi arada bir bazı öğretmenlerimizin sarkıntılık vakalarını duysak bile o pislikler bizleri ilgilendirmiyor. Devletimizin ve milletimizin geçmiş güzelliğiyle kendini yetiştiren öğretmenlerimizin özverili çalışmalarına, aile bireylerimizin olduğu kadar, milletimizin de ihtiyacı var. Özellikle her mahallede bir kaç tane açılan cicili-bicili kreşlerde bulunan minnacık çocuklarımıza ilk adımı öğreten kreş öğretmenlerimizin öğretilerine muhtacız.

Öğretilerinde gerçek amacın kız çocuğu veya erkek çocuğu fark etmeden, onlara kötü kişiliklere sahip canilere karşı nasıl davranılacağının öğretilmesi ön koşul olmalı. Çocuk yalnız kaldığında, karşısında ona davranan kişinin art niyetini anladığında derhal öğretmenine veya ailesine söylemesi… İlköğretim ve ortaöğretim okullarında görev alan öğretmenlerimizin de çocuklardan aldığı sinyalleri de en yakın emniyet birimlerimizle paylaşması…

Çocuklarımız, olası tacizlerde nasıl davranacaklarını öğretmesi ve her türlü edepsizlikleri çocukların öğretmenleriyle paylaşması gerektiğini bilmelidir. Ayrıca her Cuma camilerde bu konu daha da derin şekilde dillendirilmeli ve milli eğitim müdürlüğünün bastıracağı el ilanlarıyla bu tecavüzcülüğe yeltenen art niyetli kişilerin çocuklara nasıl şekilde yaklaştığı anlatılmalıdır. Yani anlayacağınız toplum olarak bilinçlenmeliyiz. Ancak ve ancak bu durumda, ilk önce aile bireyleri daha sonra öğretmenler ve tüm toplum bir şekilde ayağa kalkarak, bu gibi lanetlerden çocuklarımızı kurtarabiliriz. Allah bu beyni yıkanmış pisliklerden çocuklarımızı esirgesin.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here