Sporseverler Sevinecek mi? (2)

0
54

Değerli okurlarım, böyle bir konuyu sizlere sunacağım, ne aklımda, nede fikrimdeydi. Düşüncelerimde de, gündemimde de hiç değildi. Daha önce de anlatmaya çalıştığım gibi, oldukça değişik bir konu olarak algılayacağınızı tahmin etmekteyim. Okurlarımın istekleri doğrultusunda hareket etmek benim asli görevimdir. Yeter ki, siyasi olmasın. Siyasetten nefret ediyorum.

Sohbet esnasında, bazı okurlarım ve sporseverler, meslektaşlarımızdan bazılarının ulu orta belli kişilere hakaret ederek saldırdıklarından söz ettiler. Efendim, okurlarımın isteklerine “Evet” deyip de, savsaklayacak olsaydım, yani yarın öbür gün diyecek olsaydım, inanın dostlarımı unutmuş ve dolayısıyla onları kırmış olurdum.

İskenderun büyükçe bir şehir olmasına rağmen, sonuçta bir ilçe! Burada yaşayanların bir bölümü akraba ve büyük bölümü da, birbirini tanır. Bu nedenle, biz basın mensupları, bulunduğumuz her yerde haddimizi bileceğiz az ve öz konuşmaya özen göstereceğiz. Gerek yazılarımızda ve gerekse görevle gittiğimiz kurum ve kuruluşlarda, önce biz saygılı olacağız, karşı tarafa değer verdiğimizi belli edeceğiz.

Hayat uzun değildir, hem de umduğumuzdan daha kısa! Her gecikme, tembellik, başarısızlık, saygısızlık ve küstahlık yolunda atılmış bir büyük adımdır. Mazi çok gerilerde kalmış ve bizim olmaktan da çıkmış. Zaten istikbal meçhuldür. Umutlar ise, tamamen yarınlardadır. Her şey çok şaşırtıcı biçimde kimlik değiştirmektedir.

Sporcu olsun ya da olmasın, daha doğrusu kim olursak olalım, bahanelerin arkasına saklanmamalıyız. O bahaneler şeffaflaşmıştır, bizi dilediğimiz gibi gizleyemez ve de koruyamaz. Ertesi gün yaşıyorsak, zor anlar bizi bekliyor olacaktır.

Dünkü yorgunluğumuzu bahane ederek, işleri yarın yaparım dersek, o işleri yarın da yapamayız. Hiçbir zaman yapamayız. Çünkü tembellik ve miskinlik bize dost gözükmüştür ve çok ilginçtir ki biz onların yalancı dostluğuna inanmışızdır. Tembellik, güzel bir kadına benzer, onun yanından ayrılmak istemezsiniz. Zaten o güzel kadının da istediği sizsiniz. Bir de bakmışsınız ki, zamansız boşu boşuna geçmiş ve de gitmiş.

Sporcu ruhuna ve sporcu ahlakına sahip olup onu özümsemeliyiz. Öyle olmak istiyorsak, kendimize ve çevremize saygımızı yitirmemeliyiz. Ve özellikle çevremizde, bizi, bizim kadar tanıyan ve seven birileri varsa, ona değer verelim, kıymetini bilelim. Hayat bize inanılmaz lezzetler sunar ve bazen de canımızı acıtır. Bu acıların en acısı dostu kaybetme acısıdır.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here