Değerli okurlarım, dünkü sayımızda “Etik” sözcüğünün kökeninden ve (Sporda) etik dışı davranışların toplumun büyük bölümü tarafından kabul görmeyeceğini, ahlaklı olamayanların geriye bir eser bırakmayacaklarını, unutup gideceğinin altını çizerek sizlere sunmuştum.
Şimdi tekrar devam edelim. Ülkemizin birçok stadında gelişen terör olaylarının en büyük nedeni “ETİK OLAYI” unutmamızdan kaynaklanmaktadır. Şaibeli bir biçimde başarılı olmanın hiçbir kimseye ve toplumlara faydası yoktur. Genel olarak söylememiz gerekirse; maalesef, bugün sporcuya, spor yöneticisine, spor izleyicisine egemen olan bu marazi düşünce, toplumdaki “Ne Pahasına Olursa Olsun, Kısa Zamanda Zengin ve Başarılı Olma” düşüncesine paralel “Ne Pahasına Olursa Olsun Başarı” şeklindeki yoz, örümceklenmiş ve ilkel düşüncelerdir. Statlarda seyirciler azalıyorsa, taraftar yokluğu yaşanıyorsa, bunun tek nedeni bu saydıklarımdır.
Şehrimizin profesyonel Futbol Takımları için tabi ki böyle şeyleri söylememiz mümkün değil. İleride de düşüneceğimizi sanmıyorum. Ülkemizde hileli yolla elde edilen başarı ve onun sayesinde elde edilen kazançlar sporcu ve spor adamı iddiasındaki bazı beyinleri cezp etmektedir.
Bu tür beyinlerin sadece bir amacı vardır; Kazanmak-Başarılı Olmak Ve Yine Kazanmak… Bu zihniyetle motive edilen sporcuyu, spor alanlarında yazılı olan Atatürk’ün vecizesi hiç mi ilgilendirmemektedir. Bu vecize, sporcunun eğitimi sırasında kendisine ne gösterilmiş ve nede okutulmuştur. Bundan o sporcunun duymadığı sözledir. Çünkü piyasa ekonomisi imkânlarından çok yönlü yararlanmanın ön şartı, şampiyon olmak ve kazanmaktan geçer. Bu nedenle bilerek ve isteyerek büyük yanlışlar yaparlar.
Oysa etik olan, ahlaki kurallarla marka olmayı ve onurlu davranmayı gerektirir. Bunun içinde alt yapının çok iyi olması şarttır. Ahlaklı olarak da ve kurum olarak da bu işin ciddiyetini vurgulamaya çalışıyorum. Günümüzde, sporcu ve spor adalarına tek seçenek sunulmaktadır. O da neye mal olursa olsun (Etik olmayan yolla) başarılı olmak, kazanmak ve bu başarının getirisinden mümkün olduğu kadar yararlanmak.
Bu koşullarda sporcu-spor adamlığına sahip olmak, o kimliğin gereklerini yerine getirmek oldukça güç. Hele bazı kulüplerimiz de, bu mümkün değil. Ancak; sporcu, spor adamlığı kimliği taşıyan kişiler, bu etiketlerini gerçekten taşımak ve sahip olmak istiyorlarsa, toplum içinde zor durumda kalmadan yani etik olan yolu seçmek durumunda ve zorundadırlar
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
