Değerli okurlarım, herkesi derinden üzen son derbydeki olaylarla birlikte iki kulüp başkanının takımlarını nasıl motive ettiklerini anlatacaktım, devam edelim dilerseniz. Bir örnekle yola çıkmak istiyorum. Evin babası yetişkin oğlunu bir konu ile ilgili şartlayacak olursa, o delikanlı neler yapmaz, hayatını mahvetmez mi?
Ev sahibi kulübün başkanı şöyle diyor; “…Rakibimiz gelir, üç puan bırakır gider, sorun yok. Aksi halde buradan çıkamaz…” İfade aynen böyle!
Olaylardan sonra da; “…Cezamızı çekeriz” yaptık yapacağımızı cezamıza razıyız. Bu sözler neleri çağrıştırıyor sizce? Deplasman takımının yıldırım gibi başkanı da, tam bir militan, keskin amigolar gibi konuşuyor. Konuşmaları daha önceleri ayrıntılı biçimde gazetelerde manşet olmuştu.
Şöyle deniliyordu; Başkan yıldırım gibi konuşuyor. Takımın kamplarında, antrenmanlarında futbolcularını yalnız bırakmıyor, etkili sözler söylüyor, takımını maçlar ve derby için motive ediyor. Peki o ne diyor?
“…Bu sezon mutlaka şampiyon olmalısınız… Şampiyon olamazsanız bunu kimseye anlatamayız… Şampiyon olun gerisini bana bırakın…”
Bu beyanatlar, elle ağız kapatılarak söylenmiyor, hem de ulusal basın! Manşetli tapeli ve de şahitli ispatlı yazıyor. Yani herkes tarafından yakından bilinen bir hadise… Hele yıldırım gibi konuşan başkan, kendisi ile ilgili önemli bir konu için de göğsünü gere-gere şunları söylüyor futbolcularına; “…benim bir mahkûmiyetim var, bu sizi üzmesin. Önemli değil, yatarım çıkarım, mühim değil. Ama bu sezon mutlaka şampiyon olmalısınız…”
Olaylı derby de suçlu, ev sahibi takımın taraftarları, başka suçlu aramıyoruz. Dikkat edilecek ya da gözden kaçan önemli bir husus aramıyoruz. Bu iki güzide kulübümüzün başkanları, yukarıda çok yakınlar yine de birçok şeyler ayrıntılarda gizlidir.
Çünkü atama ile görev yapan bir TFF başkanı ve onunla aynı dilden konuşan insanlar görev yapıyor. Öyle bir ülkede yaşıyor ki, olmaz diye bir şey yok. Bu güzel ülkede her şey her an olabilir. Şunu söylemeye çalıştım. Bu topraklara sığmayıp, başka diyarlara kaçanlar da olabilir. Denizde, hava da, kara da filolara sahip olanların bu mütevazı ülkede ne işleri olabilir ki, öyle şey olmaz tabii. Aklıma geldi işte! Sporda geziniyoruz. Biraz başka yerlerde gezinelim. Yarına!
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
