Sesimi Duyan Var mı?

5
597

Doğal afetler ve yıkım! Enkaz altında insanlar.. Ya insanlık? İnsanlık vicdanı orada.. Ve umudun vücut bulan sesi: “Sesimi duyan var mı?” Paradoksal bir çığlığı umudumuzun.. Kimse kalmasın enkaz altında.. Ve fakat kalmışsa eğer, duysun çığlığımızı..

Yapay afetler ve yıkım! Mekanikle modernleşen sanal hayatlar, yapaylaşan ilişkiler.. Cep telefonu, televizyon, internet.. Bireycilik, bencilik, bencillik.. Yalnızlaşan, yozlaşan ve yabancılaşan insanlar.. İnsani tüm değerlerin metalaştırılıp tüketilmesi.. Ve insanlık, popüler tüketim kültürünün enkazında!

Toplumcu yorumcular bu enkazı, “kısa vadede kâr ve haz, uzun vadede acı ve yıkım getiren” kapitalizm olarak fotoğraflıyor ve ekliyor: “Sorun, kapitalizmin enkazı değil, enkaz altında kalan insanlığımız!”

İnsanlık vicdanının vücut bulan sesini, popüler kültürün enkazı altında bırakan afet fotoğrafları vardı geçen yılın son haftasının gazetelerinde..

“Tsunami, Endonezya’da 500 can aldı. Facia sonrası Banten eyaletinde, devrilmiş arabalarla dolu bir tarla, selfie peşindeki ziyaretçilerin akınına uğradı. Solihat ve üç arkadaşının ‘Zafer işaretli selfiesi’ ise ‘insanlık öldü’ dedirtti.. Guardian gazetesi, felaketin zafer selfiesini çekenlerle konuştu. Solihat; “Facebook’a koyduğumuz fotoğraf, buraya gerçekten gelip yardım dağıttığımızın kanıtı” dedi. “Sular altında cesetlerin olabileceği bir yıkım bölgesinde fotoğraf çektirmenin doğru olup olmadığı” sorusunu yanıtlarken; “Selfie çekmenin sığ bir eylem olarak görülmesine rağmen, bir derinliği olduğunu” söyledi ve ekledi.. “Yıkım fotoğrafları daha fazla ‘beğeni’ alıyor. Her şey amacınıza bağlı.. Bu fotoğrafları gösteriş için çekiyorsanız, çekmeyin. Ama insanların acılarını yansıtmak için çekiyorsanız sorun yok.”

Ve fakat bir sorun vardı.. Psikologlar, bu sorunu ‘Selfitis’ kavramıyla ifade ediyordu..

Selfitis, takıntılı bir şekilde selfie çekenler için kullanılmaktaydı.. Amerikan Psikiyatri Derneği, bu takıntıyı bir hastalık olarak değerlendirmeyi öne sürmüş, Nottingham Trent Üniversitesi ile en çok selfie çekilen ve tehlikeli yerlerde selfie çekerken ölümlerin en çok yaşandığı yer olan Hindistan’daki Thiagarajar Enstitüsü konuyu araştırmıştı.. Uluslararası Akıl Sağlığı ve Bağımlılık Dergisi’nde yayımlanan sonuçlara göre, Selfitis’in; sınırda olanlar, akut ve kronik şeklinde üç seviyesi bulgulanmıştı..

Uzman Psikolog Nazım Serin, 27 Aralık 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan “Afet ortasında like peşinde: Her fon mubah” başlıklı haber yorum altında sorunu şöyle değerlendiriyordu: “Son zamanlarda felaket yerinde zafer işareti yaparak selfie çekmek, ölen yakının önünde selfie çekip sosyal medyaya koymak gibi absürt davranışların çabucak yayılarak sosyal medya trendine dönüşebildiğini görüyoruz. Bu tür davranışlar, kendilerini gerçek ilişki zemininde ifade etmek yerine sanal ilişki zemininde ifade etmeyi yaşam biçimi haline dönüştüren insanlarda sıklıkla görülebiliyor. Zira kendilerine kurdukları bu sanal dünyada en büyük amaç, daha çok beğeni toplamak, daha çok kişi tarafından takip edilmek olmaktadır. Amaç bu olunca, beğeni ve takip getirecek her konu kullanılabiliyor. Kuşkusuz bu durum kendini dünyanın merkezinde gören, narsistik, empati yapamayan kişiliklerin çoğalmasına yol açıyor. Zaten zihni kendini başkasına alkışlatmakla, beğeni toplamakla bu denli meşgul olan insanların kendileri de zamanla bir tür ‘sahte benlik’ geliştirerek sahiciliklerini yitirirler. Bu yabancılaşma nedeniyle kendiyle ve duygularıyla teması azalmış ya da kesilmiş bir insanın içinde bulunduğu yer ve duruma dair idrak yetisi de olmaz. Kişi, son derece sığ, yüzeysel bir düşünüşle kendi haz duygusunu tatmin etmeyle sınırlı kalır.”

Yusuf Kaplan, “Postmodern Popüler Kültür, Hakikati Öldürür!” başlıklı makalesinde; (Yeni Şafak, 4.10.2015) insanlık vicdanının vücut bulan sesi, “Sesimi duyan var mı?” bağlamında haykırıyor! “Postmodern popüler kültür, insanı, sığlaştırıyor, sığlığa mahkûm ediyor; her şeyi plastikleştiriyor, içini boşaltıyor. Sonuçta omurgasızlaştırıyor, ruhsuzlaştırıyor ve bitiriyor insanı. Popüler kültür; hayatı çölleştiriyor, hakikati ironiye dönüştürerek buharlaştırıyor ve insanı çöle mahkûm ediyor. Postmodern popüler kültürün ve yeni-paganizm çağının ilkesi şu! Artık her şey mübah, her şey gider!”

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

5 YORUMLAR

  1. Doğru söylüyorsunuz öğretmenim insanlığı öldüren doğal afetler değil de yapay afetler!Ve ilişkileri etkileyen yapay zeka diye tanımladığınız yapay zeka aslında ilişkileri kayıt altına alarak ilişkileri kökünden koparıyor !!!!!!

DERİN TOPÇU için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Please enter your comment!
Please enter your name here