O Dönemin Futbolcuları (2)

0
47

Değerli okurlarım, günümüzde tansiyonu yüksek bazı müsabakaların dışında forma değiştirmek doğal bir hadise olarak kabul etmekteyiz. Bu yaklaşımla, nezaketin, zarafetin sıfırlanmadığını da anlamış ve görmüş oluyoruz. Ancak, o zamanın önemli futbolcularından, merhum Taçsız Kral Metin Oktay’ın sırtında Fenerbahçe formasını, Sinyor Can Bartu’nun sırtında Galatasaray formasını göreniniz var mı? Varsa kaç kişi? Övündüğümü sanmayın. Teknoloji en kara dönemini yaşıyordu ama köstebek yuvasına benzeyen sözde statlar da bile böylesine unutulmaz hadiseler, en mahir heykeltıraşların elinden çıkmışçasına kusursuz heykeller de çıkıyordu.

Evet, rahmetli Metin Oktay’ın sırtında Sarı-Lacivertli forma, Can Bartu’nun sırtında Sarı-Kırmızı forma! Fakat bu bir sıradan forma değişikliği değildi. Bir jübile maçında bir devre Metin Oktay Fenerbahçe’de, aynı maçta da yine bir devre Can Bartu Galatasaray’da top oynamıştı. O zaman iki takım arasında ezeli rekabet yok muydu? Alabildiğine devam ettiği gibi iki takımın taraftarları da bu rekabete baş koymuşlardı. Ancak, o zamanın centilmenliğini, inceliğini de göz ardı edemeyiz. Hem ezeli rakip olacaksın ve hem de centilmenliği elden bırakmayacaksın, olmaz böyle şey.

Sizce şu anlama da gelmiyor mu? Ezeli rakip olmanız, dost olamayacağınız anlamına gelmiyor, gelmez de, gelmemeli de. Kime anlatırsın? Şimdi genç takımların maçlarında bile olaylar çıkıyor, müsabakalar iptal ediliyor. Bu olayları tetikleyenler olmalı ve cezalara onlardan başlamak gerekiyor. Atımın dizginlerini bıraktım, dilediği yere dilediği biçimde gidiyor, ben de peşindeyim. Bugün de böyle olsun. Böyle bir olanağımız olmayabilir.

Biraz da, tarihi Ali Sami Yen Stadından söz etmek istiyorum. Ali Sami Yen Stadının yıkılıp yerine binalar dikileceğini hepimiz biliyoruz ama haklılar-haksızlar, doğrudur ya da yanlıştır gibi bu konu da fikir yürütemiyoruz. Çünkü gerçeği bilmiyoruz. İleri geri konuşanlar da tahmin yürütüyorlar. O stadyumda hatırları olan sadece Galatasaraylılar değil. Beşiktaşlıların da, Fenerbahçelilerin de unutulmayacak hatırları var. Dozerlerin bir gecede yerle bir edeceği Ali Sami Yen’de yıllar yılı unutulmayacak bir organizasyon gerçekleştirilebilir. Geçmişte üç büyük kulübün formasını giymiş birçok kahraman hala hayatta. Lefter Küçükandonyadis’te bunun içinde.

Bunu bir şölen haline getirmek, futbolun bizleri ayıran değil, birleştiren bir yaklaşım olduğunu tekrar hatırlamak fazla zor olmamalı. Unuturum diye hemen şimdi söylemek istiyorum. Ali Sami Yen’in çimleri atılmasın. Kibrit kutusu kadar paketlerle taraftarlara satılabilir. O zaman da Ali Sami Yen stadı bir ölçüde herkesin evinde soluk alıp verir. Sn. Polat belki düşünebilir. Yıkılmadan önce, Ali Sami Yen’de öyle bir şölen yapılır ki, Galatasaraylı taraftarların üzüntüleri de azalır. Bu şölenin geliri zor durumda kalmış eski futbolcular için kullanılmak üzere, şöhretler karmalarından oluşan, herkesin 5-10 dakika formasını değiştirebileceği bir müsabaka organize edilebilir diye düşünüyorum. Aslan yöneticiler bunu da bilirler sanırım.

Bitirdiğim makalelerimden sonra duyduğum mutluluğu şimdi de duydum. Biraz daha fazla… Futbolun eksisini, artısını ve yöneticilerin tutumunu, amatör sporcuların içinde bulunduğu durumu ısrarla yazıyorum, yazacağım da! Ordinaryüs lakaplı, efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis’in rahatsızlığı nedeniylede öyle bir makale yazma şansını yakaladım. Lefter’e acil şifalar dilerim. Umarım en kısa zamanda balık avlamak için denize açılır.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

(Okuyucularımızın İsteği Üzerine Yeniden Yayınlanmaktadır)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here