Hafize Nevzat Öğretmen

0
130

Değerli Okurlarım, “Memleketimiz, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatan hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir…” diyen Başöğretmen, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ne kadar güzel söylemiş değil mi?

Biz de diyoruz ki; bu ilim ve irfan ordusunun öncülerini muhannete muhtaç eden, bir köşeye sıkıştıran, itibarsızlaştıran ve hatta ekmeğe muhtaç eden hükümetler utansınlar, yer ile yeksan olsunlar. Öğretmenler, “Evrensel Barış” dediler, “Dostluk” dediler, “Adalet” dediler, “Demokrasi” dediler, “Kendinizi bilin, sevin, sayın” dediler. Bu saydıklarımın hangisi gerçekleşti.

Vahşi kapitalizmin amansız çarkı, yaygınlaştırdığı maddeci zihniyet, her şeyi, hepimizi olduğu gibi öğretmeni de tüketiyor. Doğru konuşmak gerekirse; insanlık ülküsü, yoldaşlık adına varını yoğunu ortaya koyan, idealist ve bilge öğretmenler yok artık. Varsa bile sayıları çok az. Yıllarca süren ilgisizlik nedeniyle öğretmenlik sıradan bir meslek oldu.

ocal-sanat-15

“Hiçbir şey olamıyorsan, bari öğretmen ol” çizgisine geldi diyebilirim. Cumhuriyetin ya da dünlerin efsane öğretmenleri yok artık. Efsane çöktü… O öğrenmeye, bilmeye, okumaya meraklı, idealist gençler de yok… Öğretmenin maaşına üç kuruş zam… Ders ücretlerini iki kuruş ilave… Bunlar çözüm değil. Sorun, içten çöküş… Sistematik çökertiliş… Tükenmişlik!

Efendim, öğretmenler günü nedeniyle bazı vitrinlerde şu kadar indirim diyerek bilim ve ilim ordusunun öncülerine yönelik aldatmaları, kandırmaları yazmayacağım. Herkes yaptığı ile utansın. Değişiklik olsun diye resmini gördüğünüz ve birçoğunuzun tanıdığına inandığım, şehrimizin en popüler ve başarılı eğitimcilerimden genelinden Hafize Nevzat öğretmenle bu özel günü taçlandırmak istedim.

Meslek hayatında, yoksul öğrencilerine yardımcı olan, onların hamilik yapan, fedakârlıktan kaçmayan ender öğretmenlerden birisiydi. Yedi Kardeşler ve üç kız. Üçü de öğretmen. Kültürlü ve de sosyal bir yapıya sahip medeni bir aile. Hafize Nevzat Hoca Hanıma bundan sonraki yaşamında sağlıklı ve de mutlu yıllar dileriz.

Tüm öğretmenlerin bu önemli günlerini en iyi dileklerimle kutlar, saygılar sunarım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Hatice Nevzat Hoca’dan Anılar

Değerli Okurlarım, yaşamının büyük bölümünü mesleğine ve de öğrencilerine adamış bir öğretmenin anlatacak ilginç anıları olmaz mı? Tabii ki olur. Rica ettim ve hiç düşünmeden, etkilendiği iki anısını anlatmaya başladı.

“Severek ve heyecanla meslek hayatımda yaşadığım iki anımı sizlere anlatmaya çalışacağım. Mesleğe başladığım ilk yıllardı. Genç bir öğretmen olmakla birlikte başarı hırsı içindeydim. Öğrencilerimle hep iç içe oldum, teneffüslerde bile onların yanında olur, oyunlarına iştirak ederdim. 1. sınıfa okutuyordum ve sınıfımızda okulun bahçesine bakıyordu. Teneffüste genç bir anne bana doğru geldi; ‘Hocam, siz çocuğuma ne yapıyorsunuz? Kızım sizi benden daha çok seviyor, bunu kabul edemem, çocuğum beni daha çok sevmeli’ dedi. Bende gülümseyerek, ‘Sayın velim ben bunun için çalışıyorum, demek ki başarmışım’ dedim. Beşinci sınıf yıl sonu toplantısında bu anımı anlatırken, diğer velilerimle birlikte o velimde gözyaşlarını tutamamıştı…”

Hafize Nevzat Hoca’nın ikinci anısını dinliyoruz… “Meslek hayatımın sonlarına doğru özel sektörden gelen tekliflerden birini kabul edip ön anlaşma yapmıştım. Üçüncü sınıf sonuydu ve beş yıllık ilköğretimde öğrencilerin mezun olmalarına daha iki yıl vardı. 83 öğrenci ile başladığını birinci sınıf, nakilden sonra 78’e düşmüştü ve öğrencilerimle başarının doruğundaydım. Yılsonunda velilerimle bir toplantı yapıp, niçin emekli olup özel sektöre geçeceğimi konuşmak istemiştim.

ocal-sanat-16

Toplantıda; “-Sayın velilerim, ben ¼’üne gelmiş, devletten hiçbir beklentisi kalmamış bir öğretmenim. Öğrencilerim artık beşinci sınıf sonunda Anadolu Liseleri sınavına giremeyecek. Sınavlar ortaokul sonrasında yapılacak. Şayet sınavlar kalkmamış olsaydı devam edecektim. Sınavları olmadığı için özel bir okuldan gelen teklifi kabul ettim.

Velilerin birçoğu bu haberleri önceden öğrenmiş ve hatta sınıfın birçoğu özel okula kayıt yaptırmış. Üç buçuk saat süren toplantıda duygusal anlar yaşandı. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Velilerim de gitmemem için rica ediyor ve gözyaşı döküyorlardı.

Bu arada bir öğretmen velim kalkarak; “-Hocam, kızım gece yarısı yanıma gelerek ‘Anne, baba biz çok mu fakiriz? Evimizi, arabamızı satalım ve beni de öğretmenimin gittiği okula kaydettirin’ dedi.

Öğretmen velim ağlayarak devam etti; “-Hocam, sınıfınız 78 kişi ve siz özel okulda 30-33 öğrenci alabileceksiniz. Biz hepimiz sizinle olmak istiyoruz. Kayıt dolduğu için sizinle olamayacaklara üzülmeyecek misiniz?” dedi.

Tüm velilerimle ağlaşarak hep beraber ön anlaşma yaptığım okula gidip öğrencilerimden ayrılamayacağımı söyleyerek anlaşmayı iptal ettim. Aynı öğrencilerimle iki ders yılı beraber olduktan sonra mezun ettim.

Bu son mezun ettiğim öğrencilerimin hepsi de çok iyi yerde, mesleklerini başarı ile sürdürüyorlar. Hepsini özlem ve hasretle öpüyorum. Meslek yaşamı başarılarla dolu Hafize Nevzat öğretmenin anılarını dinledik. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Sözü

Bilgi ve Sevginin Gücünü Asla Küçümseme

Öcal’dan İnciler

Öğretmenini Dinleyen Daima Kazanır!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here