Geçmişte Yüce Divan Ve Bugün

0
71

Yüce Meclisin, Türk Milletinin temsil edildiği TBMM olduğunun herkesçe bilinmesi ve saygı gösterilmesi gerekir. Buradan çıkan kararlar ve kanun hükmündeki genelgeler ülkede yaşayan ve Türk vatandaşı tüm şahıs ve tüzel kişiliğe sahip kişilikleri bağlar. Demokratik Parlamenter sistem böyle çalışır. Çeşitli partilerden seçilen temsilci Milletvekilleri asılları temsil eder ve ülkenin tamamının vekilidirler. Bu yüce meclis, kendilerinin dokunulmazlıkları olduğu halde belli nisapla, içlerinden yanlış yapan ve ihanet edenleri “Yüce Divana” sevk ederek milletin menfaatlerini ülkenin geleceğini Anayasa ile koruma altında tutarlar.

Bu meclis kurulduğu günden buyana birçok mensubunu Yüce Divanda yargılayarak aklamış ve cezalandırmıştır. Geçmişte olağanüstü ABD güdümlü 1960 ihtilalı ile sözde Mahkeme (Örfi İdare) kararları ile Başbakan Adnan MENDERES ile Maliye ve İçişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN idama mahkûm edilmiştir. Yargılama ve idamın yapılması her kesim tarafından 55 yıl geçmesine rağmen hala tartışılmaktadır.

Normal zamanlarda yolsuzluk ve kayırmaca nedeniyle Merhum Ecevit Hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay MATARACI ile Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Hilmi İŞGÜZAR suçlu bulunarak üçer yıl ceza almışlardır. 1980 İhtilalı sonrası rahmetli Özal Hükümeti döneminde Devlet Bakanı İsmail ÖZDAĞLAR da yolsuzluk nedeniyle, bizzat Özal tarafından grup kararı ve oylama ile Yüce Divana sevk edilmiş ve cezalandırılmıştır.

Son 13 yıllık AKP Hükümeti döneminde ise Bakan, Başbakan Yardımcılığı ve Başbakanlık yapmış olan ANAP’lı Mesut YILMAZ Yüce Divan’da yolsuzlukla suçlanmış ve kendi isteği ile Yüce Divan’da yargılanmış ve beraat etmiştir. Yine üçlü DSP-MHP-ANAP üçlü koalisyonunun Bayındırlık Bakanı MHP’li Koray AYDIN, asrın depremi ve 40 bin kişiye yakın vatandaşımızın kaybedildiği, yüz binlerin evsiz kaldığı ülkenin dörtte bire yakınını etkileyen, açıkta bırakan büyük depremin ardından Yüce Divan’a gönderilmişti. Büyük depremin yaraları bir yıl içerisinde geçici konutlarla ve sıcak aş-ekmek verilerek yaraların geçici sarılmasına rağmen, Yüce Divan’a sevk edilen Koray AYDIN, “yolsuzluk ve kayırmaca” suçu ile yargılanmış, Yüce Divan’ca (11-0) tüm üyelerin oyları ile beraat etmiş ve takdir edilmiştir.

Son olarak 16 ay önce yolsuzluk, kayırıcılık, kara para aklama, rüşvet, ülkeyi zarara uğratma suçu ile suçlanan, görsel ve yazılı medyada aylarca ve halen konuşulan büyük olay patlak vermiştir. Kaset ve CD ile ispatlandığı halde, bir süre daha Bakanlık yaptırıldıktan sonra, iktidarın kollamasına rağmen ayyuka çıkan, yolsuzluk ve milyarlarca TL ve yabancı para ile ifade edilen bu olayda Savcı ve Hâkimler görevden alınıp, binlerce emniyet üst görevlisinin ve polis memurlarının kış ortasında tayinleri ile olayın üstü kapatılmaya çalışıldığı, milletçe dillendirilmekte, hafızalardan çıkmayacağı olgusu oluşmuştur.

Çevre Bakanı BAYRAKTAR, İçişleri Bakanı GÜLER, Ticaret Bakanı ÇAĞLAYAN ile Avrupa Birliği Bakanı BAĞIŞ görevden alınarak büyük vaka kapanmıştır. Üstelik her şeyin açık olduğu bu olayın ismi, hükümete “Sivil Darbe” diye iddia edilmektedir. Dahası da Çevre Bakanı patlayarak “Yargılanacaksa önce Başbakan yargılansın sonra sıra bana gelsin, o talimat verdi ben yaptım” diye feryat edercesine açıklama yapabilmişti.

Aziz Türk milletinin, askeri darbeler ve sivil darbeyi ve Yüce Divanı değerlendireceğini, ilgililerin ise hesabını Allah (cc)’a vereceği, aciz içinde ona havale ettiği kanaatin oluşturmuştur diyerek, hoşça kalın Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.

e-mail: nurettincan1453@hotmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here