Değerli okurlarım, dünkü sayımızda yazamadığım bir paragrafı şimdi sunmak istiyorum. Spor ve özellikle futbol adına çok önemli… Varoşlardan gelen ve bu kültürün beslediği futbolun arkasında ölümüne girişilen bir mantık ve öylesine bir zihniyet yatmaktadır.
Efendim, futbolun kendine has kültürünü hazmedemediğimiz sürece, futbolun bir spor ve aynı zamanda bir takım oyunu olduğunu anlayıp da özümseyemediğimiz sürece, dün sizlere anlatmaya çalıştığım o iki boyut arasında sıkışıp kalırız ve de Kasımpaşalı gibi yan-yan yürümeye devam ederiz.
Çevremde varoşlardan gelme çok sayıda sporcu bulunmaktadır. Saygıları, terbiyeleri yerinde ama işsiz olduklarından tutunacakları tek dal futbol oluyor. Varoşlardan gelmek yüzkarası değildir, bir sakıncası da yoktur. Biz nereden geldik ki. Her konuda olduğu gibi, futbolun da kuralları vardır. Bu kurlarla uygulamadığı zaman her şey Arap saçı gibi oluyor.
Sahada başarılı olabilmek adına her şeye başvurulursa şiddete davetiye çıkar. En büyük tehlike de budur. Varoşlara kafayı takmadım. Unutmayalım ki, parmakla gösterilen sporcular oralardan çıkıyor ve unutmayalım ki güneş de Doğu’dan doğar.
Yıllardan beri alt yapıları ve amatörleri gündeminize getiriyorum. Öncelikle buna inanmak ve özümlemek şart! Bu konuyu yıllardan beri işliyorum dedim ya yerel TV’lerin birinde program yaparken yine bu konulara ağırlık verdim. Uzun süre etrafım gençlerle doldu ama hiç birisine faydalı olamadım. Çünkü kulüp yöneticilerinin kafa yapılarını değiştirmemiz gerekiyordu. Bunda da başarılı olduğumu söyleyemem.
Kendim hazırlayıp sunduğum programların birçoğunda o kulüp yöneticilerinin gözünün içine baka-baka;
“Her sezon bir Amatör futbolcuyu takıma monte edin diyorum…” diyorum. Hemen birkaç gün sonra aynen şu ifadeler yer alıyor: “Öcal hocam müsterih olsun, ilk 18’de bir amatörümüz var…”
Peki, ilk on birde? Maalesef yok. Her sezon 6-7 futbolcu büyük paralara transfer ediliyor. Onları oynatmak zorundalar. Şehrimizin gariban gençlerine sıra gelir mi?
Şunu unutmamak gerekir ki; dünyanın en büyük kulüpleri bile alt yapılarına gözü gibi bakıyorlar. Bir amatör gencin profesyonel olması kulüp ekonomisini olumlu yönde etkiliyor.
Genel olarak konuşmamız gerekirse; bu savurganlık neden? Kimin parasını harcıyorsunuz? Sokağa atılan paralarda başkalarının hakkı yok mu? Futbol paraya dönüştükten sonra savurganlık boyut kazandı ülkemizde. Futbol ilgi odağı olduğundan, yaşam biçimi olarak özümlendiğimden bu savurganlık öylesine devam eder gider. Belki Kasımpaşalı arkadaşım bir kanun çıkarırsa… Kim bilir? Her köşe başında fakirler ve dilenciler bulunurken saraylar yaptırırsak, ayakkabı kutuları da çoğalır, adam boyu kasalar da! Bu şekilde yönetilen kulüpler de, devletler de yıkılmaya mahkûmdur.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
