Fetih 1453

0
86

Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Dün, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği kutlu gündü. İstanbul’un Fethi ile Orta Çağ kapandı Yeni Çağ başladı. Yeni Çağın kapıları Fatih Sultan’ın dehası ile açılmıştır. 0, öyle bir Sultandı ki, Kuranı Kerimde anılmıştı. 12 yaşında tahta çıkmış, 24 yaşında İstanbul’u fethetmişti. Bilgeydi, âlimdi, entelektüeldi, mucitti, sanatçıydı, zanaatkardı, Fetih’te kullandığı havan topunun çizimlerini o yapmış ilk  o kullanmıştı. Yağın demiri soğutacağını düşünen oydu ve zeytinyağını kullanmıştı, savaş gemilerini karada yürütürken. Onun İstanbul’u alması ile birlikte dünyada dengeler değişmiş, derebeylikleler yıkılmış ağalık sistemi yok olmuştu.

Şimdi Yeni Çağdayız, bilgi zamanındayız. Ama çoğumuzun bundan haberi bile yok hala! Yoksa hacı hocalara dünyanın parasını kusarak, günah çıkarmaya gitmezdik. Kızlar, 6 yaşında evlenebilir fetvasını verenlere tepkimiz yeri göğü inletirdi. Yolsuzluk, yalan, dolan çamurlarında debeleniyor olmaz, tecavüzcüsü ile evlenmeyi kabul etmezdik. Tecavüzcülere, çocuk tacizlerine, kadınların saçına başına takmaz, “insanların anasını… ” diyenler ortalıkta dolaşmaz, dini konferans verme cüretinde bulunmazlardı, hiç bir yerde. Fatih Sultan Mehmet çağ atlattı, biz çağın çok gerisine gidiyoruz hızla. Geçmişimizle övünüyor, onların gerisinde dolaşıyoruz. Ve geçmişimize sahip çıktığımızı sanıyoruz. Çakma söylemlerle.

O, kadar saçmalıyoruz ki. Kutlama mesajlarına bile saçmalığımız damgayı basıyor. Bugün internete düşen mesajlar örneğin. Valla komik mi desek, acınacak durumda mıyız desek, bilmiyorum! Bildiğim bir şey varsa bize İstanbul’u kazandıran, dünyaya çağ atlatan,  bilgeyi, entelektüel ve mucit insanı, her dem rahmetle şükranla anacağımızdır.

Ve sevgili okuyucularım Fatih Sultan Mehmet hakkında araştırma yaparken hoşuma giden bir bölümü paylaşmak istedim.

yase-fatih1

Fatih devrinde Osmanlıların karada en güçlü komşusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi. Macarlar bu dönemde tek başlarına Osmanlılarla baş edemeyeceklerini bildiğinden, doğrudan bir savaşı göze alamamış, Fatih de tabi sınır olan Tuna’yı geçmeyi düşünmemiştir. Ancak akıncılar vasıtasıyla, Macaristan’a güvenliğin sağlanmasına yönelik yüzlerce başarılı akın düzenlenmiştir. Keza Venedik Cumhuriyeti de Osmanlılarla doğrudan karşılaşmaktansa Balkanlardaki diğer devletleri kışkırtmayı yeğ tutmuştur. Güçlü donanmasıyla Mora ve Ege’deki adalara sahip olmak isteyen Venedik, Osmanlılar karşısında istediği sonucu alamamış, aksine pek çok ada ve kıyı kaleleri Osmanlıların eline geçmiştir. Fatih’in Bosna Fransiskanları’nın özgürlüğü ile ilgili fermanı:

“Ben, Sultan II. Mehmed Han, bundan böyle bütün Dünya’ya ilân ediyorum ki, Bosna Fransiskanları bu ferman ile benim korumam altındadır. Ve emrediyorum ki: Kimse bu insanlara veya kiliselerine zarar vermeyecek! Devletimde barış içinde yaşayacaklar. Göçmen haline gelmiş bu insanlar, güvende ve özgür olacaklar. Devletim sınırları içerisinde olan manastırlarına geri dönebilirler.

Devletimden hiçbir önemli kimse, vezirler, kâtipler veya hizmetkârlar onların izzetlerini kıracak ya da onlara zarar verecek bir şey yapmayacaklar! Kimse onlara hakaret etmeyecek, tehlikeye atmayacak ya da kendilerine veya mallarına veya kiliselerine saldırmayacak! Ayrıca, bu insanların kendi memleketlerinden getirdikleri şeyler ve kimseler de aynı haklara sahiptir…

Bu fermanı buyurarak, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın ve onun Resûlünün ve ondan önceki 124,000 peygamberlerin adına kılıcım üzerine yemin ederim ki; hiçbir vatandaşım bu fermanın aksine hareket etmeyecek!”

Kaynak; Vikipedi

& & & & &

Ve gezi olaylarının 3 yılındayız. Biz ağır uykuda iken zaman hızla geçmiş bile. O ruhu bir daha yakalar mıyız?  Örgütsüz, plansız programsız, öylesine içten geldiği gibi! Rahmetle anıyoruz yiten canları. Ve yaralanıp, gözünü, ayağını, psikolojisini yitiren gençleri saygıyla selamlıyoruz. Birkaç ağaç içindi yalnızca isyanımız. Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman birlik ve beraberlikle, ayrımsız gayrım sız. Yase

Günün Şiiri 

Akşamlar Hey Akşamlar

Kim esir değildir

Kendi içerisinde?

Akşamlar hey akşamlar!

Doğmasaydım eğer

O küçük şehirde

Kim böyle boş gezer,

Yüzer gibi olur,

Bir koca nehirde?

Yorgunluk hey yorgunluk!

İnatçı yorgunluk!

Dalgın bir yüz kadar

Tozlu ayakkabılar.

Yorgunluk hey yorgunluk

Cahit KÜLEBİ

Harp İçinde 

Babalar evlerine mahcup döndü her akşam
Harp içinde.
Anaların sütü kesildi,
Çocuklar ağladı,
Erkekler askere gitti.
Kadınlar bir deri bir kemik.
Harp içinde kızlar sarardı.

Savaşanlardansa
Ancak bir hatıra kaldı.

Cahit KÜLEBİ

Günün Fıkrası

Devenin Kanadı Olsa

Bir gün Nasreddin Hoca caminin kürsüsünde vaaz verirken; “Ey cemaat, şükredin ki Allah develerinize kanat vermedi” demiş. Cemaat duraklamış, develerimizin kanatları olsa ne güzel uçardık, ne hızlı giderdik, acaba Hocamız ne demek istiyor, diye düşünürlerken cemaatten biri: “İyi olmaz mıydı ama Hocam?” diye sorunca; “Kanatları olsa develeriniz damlarınıza konarlardı, damlarınız da başlarınıza yıkılırdı” demiş Hoca.

Günün Sözleri

İstanbul muhakkak feth olunacaktır. Bunu gerçekleştirecek ordunun kumandanı ne mutlu kumandan ve askeri ne mutlu askerdir.

Hz. Muhammed (sav)

Ey İhtiyar Fedakârlar, Ey Şahbaz Delikanlılar! Bir fütuhat laf ile kolayca yapılmadı. Emeksiz devlet olur mu? Canını ve malını feda etmeyen aşık, visale erer mi? Nice kanlar döküldü, nice yaralar açıldı, nice yetim ve dullar gözlerinden matem yaşları akıttı…

Fatih Sultan Mehmet

 Ey Benim Ünlü ve Sadık Komutanlarım! Tarife hacet yoktur ki, şimdi sahip olduğunuz şu devlet ve memleket nice mücadele ve zorluklarla kazanılmış ve atadan dededen bize intikal etmiştir. İçinizde bahtiyar olanlar o mücadele ve zorluklara bizzat ortaktırlar.

Fatih Sultan Mehmet

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here