Değerli okurlarım, dünkü sayımızda (daha önce de anlattığımı söylediğim bir anı idi) dünyada üçüncü sırayı alan bir derbyi anlatırken, sizleri de yaklaşık 40-50 yıl gerilere götürmüştüm. Sloganlar tribünlerde hazırlanır ve tezahüratlar yine orada yapılırdı. Dışarıda hiçbir şey olmazdı. Kaşınanları polis hallederdi. Şunları söylemeye çalışıyorum…
O günden bugüne ve kendi ülkemizde dengeler nasıl değişti, bu nifak tohumlarını kimler ekti. Kimler ekti de bu çirkinlikler bu kadar boyut kazandı? Kimin kimde kuyruk acısı, evlat acısı olabilir ki? Bunun çözümü var, inanın hem de çok kolay. Hani arada bir, “ben de futbol oynadım, futboldan anlarım” diyen Kasımpaşalı ve yandaşları tez elden ellerini çekmeliler. TFF’nin delikanlı başkanı ve yönetimi istifa edip seçimle (atama ile değil) yeni bir yönetim oluşturulmalı!
Bunlar yetmez, yöneticiler ve basın haddini bilmeli. Ulusal basın bir hafta öncesinden başlıyor yayınlara futbolcular didik-didik ediliyor. Maçın hakemi belli olduğundan ekilip biçiliyor. Yıpratılma senaryosu alıp başını gidiyor. Bununla da bitmiyor, onlara hakemin yanlış düdük çaldığı bir iki taç ve birkaç faul atışı maçı etkilemiş gibi günlerce konuşuluyor. Bu yayınların kimlere rant sağlayacağını da inanın bilen yok.
Kendi semtlerinde, rakip takım taraftarları horlanıyor, adeta ikinci sınıf vatandaş gözüyle bakılıyor. Bunlar dünya derbisinin olumsuz yankıları, üstelik bundan gurur duyanlar da var. Esef edilecek, utanç verici bir hadise! Eskiden yaşanan güzellikleri geri getirmek olanaksız diye düşünüyoruz ama tekrar yaşamanın imkânı yok mu?
Denesek mi denemesek mi? Demeye gerek yok… Çözümü mevcut! Belli takımların (bazı kent takımları da dahil) tribün liderleri vardır bunlar epoletlidir, dokunulmazlıkları vardır. Bunlar teker-teker toplanarak merkeze götürülecek. Merkez komutanlığı değil, (asker var mı ki hepsi içerde) Polis bu işi halledecek. Bunlara, sahada çıkacak bütün olaylardan sorumlu tutulacaklarını, olay çıkacak olursa tribün yüzü görmeyeceklerini yani bu sözler kafalarına beyinlerine enjekte edilecek. Tribün rantı ortadan kalkacak, yöneticiler uyarılacak…
Tribünlerde taşkınlık yapanlar hatta tevessül edenler kesinlikle affedilmeyecek. Yöneticilerin araya girmesi söz konusu olmayacak. Şunun tanıdığı, bunun tanıdığı olduğuna bakılmaksızın cezalandırılacak. Basında maaşla çalışan (belli bir takım adına) amigo yazarlar var. Bunlarda hizaya getirilmeli bu çok kolay. 6222 sayılı yasa bunun kriterlerini en güzel şekilde belirlemiş zaten. Uygulanırsa her şey hallolur.
O amigo yazarların havasından geçilmiyor, beraber çalıştıkları arkadaşlarını bile itibara almıyorlar. Huzursuzluk almış başını gidiyor. Neden? Yağdanlık olduğu takımın başkanına güveniyor da ondan! İki önemli madde daha var kafamda, onları da yarın sunacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA