Eğri Ayağın Gölgesi de Eğridir…

0
265

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bu sabah “bilmem söylesem mi söylemesem mi?” ikilemi içinde uyandım. Aslında canım ne konuşmak ne de yazmak istiyor. Genel bir bıkkınlık ve genel bir umutsuzluk var üzerimde, havadan mı sudan mı, bilmiyorum!

Hava pis angus kokusu girmedik köşe bucak bırakmadı, her tarafımıza sindi, sivrisinekleri ve faresi çabası. Burada şarkı söylemek istiyorum valla kendi kendimi korumak için! Ya vatandaşını bu kadar düşünmemek olabilir mi? Biz kimiz ya? Üç kuruş para bizden değerli mi? Amma aptalım ha tabi ki değerli, eskiden de vardı paracılar ve hep olacak tabi ki ama yoksulluğun tavan yaptığı bir zamanda doğrusu paralıların hala para peşinde olması sanırım şimdilerde moda. Ve bunun için her yol mubah. İnsanlar kokudan rahatsız, hava pis, sinekler, böcekler cirit atıyor kimin umurunda? Varsa yoksa para. İsrafın ta tepesindekiler size Mari Antuvanet gibi akıl verirler. Ama kendileri milyarları tek günde harcarlar. “Faiz haram” derler. Evet bence de haram bu yüzden asla ve katha yanına bile yaklaşmam ama fetva verenler binlerce faiz alırlar! Bu onların sorunu kimseyi ilgilendirmez ama fetva vermesinler kardeşim.

Gencecik bir kız dünyadan göçer gider arkasından kısa şort giymiş diye cennete yakıştıramaz yobaz zihniyetler, ardından laf eder! Tabi kendileri cenneti tekellerinde sanıyorlar ya, diledikleri girer diledikleri girmez. Ve biz zaten böyleyiz aynaya yalnızca başkasının kusurlarını görmek için bakarız.

Ve sevgili okuyucularım şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım hep birlikte ayrımsız gayrımsız… Yase

& & & & &

Bir Bardak Sütün Hatırı

Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu. O gün hiçbir şey satamamıştı, karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek bir şeyler istemeye karar verdi.Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı.Yiyecek bir şeyler yerine : Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim? diyebildi yalnızca. Genç bayan çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra Çok teşekkür ederim ,borcum ne kadar?diye sordu genç bayana.

Genç bayan: Borcunuz yok diyerek yüzünde sıcak bir gülümsemeyle devam etti.: Annem, gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklememizi öğretti bize. dedi.Çocuk: O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size dedi. Howart Kelly evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü hissediyordu. Yıllar sonra genç bayan çok ender rastlanan bir hastalığa yakalanmıştı. Yöredeki doktorlar çaresiz kalınca hastalığıyla ilgili araştırmalar yapılması için onu büyük bir kente gönderdiler.Dr. kelly kosültasyon yapması için çağrıldığı hastanın hangi kasabadan geldiğini duyunca heyecanlandı.

Artık genç olmasa da yıllar önce kendisine sevgiyle yaklaşan bayanı ilk gördüğü anda tanımıştı ve onun yaşamını kurtarmak için elinden geleni yaptı.Uzun süren tedaviden sonra bayan sağlığına kavuştu. Dr. Kelly denetlemesi için önüne getirilen faturaya şöyle bir baktı ve üstüne bir şeyler yazarak zarfın içine koyup hasta bayanın odasına gönderdi.Kadın elleri titreyerek aldı zarfı eline.Açmaya korkuyordu.Hastane faturasını asla ödeyemeyeceğini ve geri kalan yaşamı boyunca bu faturayı ödemek için çalışacağını biliyordu.Sonunda zarfı açtı ve faturaya iliştirilmiş bir not dikkatini çekti.Kağıtta şunlar yazılıydı: Hastahane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir.

& & & & &

Havuç, Yumurta ve Kahve

Siz hangisisiniz? Bir baba ile kızı dertleşiyorlarmış. Kızı hayatında çok sıkıntı yaşadığından ve bunlarla nasıl baş edeceğini bilemediğini söylemiş babasına. Hatta sorunlar ardı arkasına devam ediyormuş hayatında. Babası kızını dinlemiş, dinlemiş ve “gel, sana bir şey göstereceğim!” diye kızını mutfağa götürmüş. Baba ünlü bir aşçı imiş. Ocağa 3 tane eşit büyüklükte kap koymuş, 3’ünede eşit su koymuş ve 3’ununde altını ayni miktarda yakmış. Ve 1. kaba bir havuç, diğerine bir adet yumurta, diğerine ise de bir avuç çekilmemiş kahve çekirdeği koymuş. Ve her üçünü de tam 20 dakika pişirmiş. Daha sonra ateşi kesmiş. Masaya 2 tane tabak ve bir tane bos bardak koymuş ve, ilk önce haşlanmış havucu alıp bir tabağa koymuş. Daha sonra artık epey pişmiş olan yumurtayı alıp bir tabağa koymuş.

En sonunda da artık suya iyice ısınmış ve tam kıvamında kahve görüntüsü olan kahveyi de alıp bir bardağa boşaltmış. Kızına su soruyu sormuş: “Kızım ne görüyorsun? ” Kızı demiş ki: “havuç, yumurta ve kahve.” Kızını elinden tutup masaya yaklaştırıp daha yakından bakmasını ve hissetmesini istemiş. Kızı demiş ki: “Ne görüyorum.. haşlanmış yumuşak bir havuç (Bunu yaparken çatalı havuca batırmış ve yumuşaklığını hissetmiş), artık pişmekten içi katılaşmış bir yumurta( yumurtayı eline almış, hatta bir tarafından masaya vurup, çatlatmış ve içini görmüş) ve bir bardak kahve. (Biraz içmiş) “Hatta tadı oldukça iyi”” “Baba, bunu niçin bana gösteriyorsun?” diye sormuş. “Bak demiş, hepsi ayni sekil kapta , ayni sıcaklıkta , ayni dakika pisti. Fakat hepsi bu etkiye farklı tepki verdiler. havuç ilk basta sertti, güçlü idi. Ama kaynatılınca yumuşadı hatta güçsüzleşti. Yumurta çok kırılgandı, hafifçe dokunsan çatlayabilirdi, ama kaynatılınca içi sertleşti, hatta katılaştı. Bir avuç çekilmemiş kahve ise yine sertti, hepsi birbirine benziyordu, ama ısıtılınca ne oldu, bu kahve çekirdekleri, ısındılar,gevşediler, ve içinde oldukları suya yayıldılar. Koku yaydılar, tad yaydılar ve suyu essiz tad’da bir kahveye cevirdiler.” “Kızım sen hangisisin? diye sormuş adam.

Zorluklarla karşılaştığın zaman nasıl tepki gösteriyorsun? Sen havuç musun, yumurta mısın, yoksa kahve misin? Siz hangisisiniz arkadaşlar? havuç gibi sert bir kişi misiniz, ama sorunlar yaşayınca, yumuşuyor ve güçsüzleşiyor musunuz? Yumurta gibi, içi yumuşak, her an kırılabilir bir kişi misiniz? Sorunlar karşısında (olum, ayrılık, krizler, vs. vs, ) , güçleniyor VE sertleşiyor musunuz? Yoksa bir kahve çekirdeği gibisisiniz? Kahve sıcak suyu değiştirir, hatta suyun sıcaklığı en üst dereceye çıktığında, en lezzetli kahve ortamı hazır olur. Lezzet maksimuma ulaşır. Eğer sen bu kahve çekirdeği gibi isen, çevrende ne kadar sorun olursa olsun, bunları olumluya çevirebilirsin. Çevrene güzel tatlar, duygular katarsın. Kendini ve çevreni daha iyi yapmak için çalışırsın. Siz hangisisiniz?

Günün Şiiri

Bulutlar Adam Öldürmesin

Analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.

Bulutlar adam öldürmesin.
Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.

Bulutlar adam öldürmesin.
Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.

Bulutlar adam öldürmesin.
İhtiyarlıkta aklına insanın,
tatlı anıları gelmeli yalnız.
Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
efendiler, siz de ihtiyarsınız.

Bulutlar adam öldürmesin.
Nazım HİKMET

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

“Ben senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mi zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,
beni yaktırırsın,
odanda ocağın
üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf,
beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sende ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yatarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…”

Nazım HİKMET

Günün Fıkrası

Merak

Çok kalabalık bir belediye otobüsünde yolculuk eden Temel’in ayağına iri yarı bir adam basar…. Nasırı acıyan Temel, adamın yanına yaklaşır ve sorar: “Ula uşak, sen nerelisun?”

Adam, Temel’e bakar, nereli olduğunu söyler ve sonra da sorar: “- Niye sordun?”

“-Hiç der Temel, bu cins ayular hangi memlekette yetisur diye merak ettum da…..”

Günün Sözü

Üzülme Can! Doğruysan Zarar Gördüm Deme… Bil ki İyiler Mutlaka Kazanır.
Mevlana

Eğri Ayağın Gölgesi de Eğridir.
Mevlana

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here