Diyanet-Sen İlk Kez Beyzade’de Duyurdu: “Bir İyilik Bir Fidan Kampanyası”

0
53

Diyanet-Sen Genel Başkanı M. Ali Güldemir, Beyzade FM’in “Haftanın Dosyası” programında Türkiye’ye bir müjdeyi duyurdu. Güldemir, Diyanet Vakfı’nın başlatmış olduğu “Bir İyilik Bir Fidan” kampanyasına katkı sunacaklarını ifade ederek, İyiliği Diyanet-Sen olarak toplumun tüm kesimlerine yayacaklarını söyledi.

Haftanın Dosyası programında Serkan Uğraş’ın sorularını yanıtlayan Diyanet-Sen Genel Başkanı M. Ali Güldemir, din görevlileri olarak öncelik sorunlarından birinin sözleşmeli personellerin kadroya geçmesi olduğunu ifade etti. Güldemir, ayrıca filyasyon ekibinde görevli olan din görevlilerinin asıl işinden izinli sayılması gerektiğini söyledi.

“İyiliğin Sınırı Yoktur”

Diyanet-Sen’in öncelikli hedefinin iyiliği toplumun her kesimine yaymak olduğunu ifade eden Güldemir; “As olan burada yeryüzüne hizmet etmektir. Burada tüm meslektaşlarımızın emrinde olduğumu ifade etmek istiyorum. Bayrağı daha iyi yere getirmek, arkadaşların güvenini boşa çıkarmamak için çalışıyoruz. Bizim STK olarak haklarımız var. Önceliğimiz üyelerin ihtiyaçlarını gidermek. Önceliklerimizden biri özlük, mücadelesini yapmak! Biz sadece özlük mücadelesi yapmak değil, iyilik hareketin öncüleriyiz demek istiyoruz. Önce kurumdan başlayarak toplumun tüm katmanlarına iyilik hareketin yaymak olarak tanımlıyoruz.

İlk defa buradan duyuruyorum. Bugün Diyanet Vakfı, çok güzel bir kampanya başlatmış. Bir iyilik, bir fidan kampanyası başladı. Bizde Diyanet-Sen olarak Genel Merkez’den başlayarak bir iyilik, bir fidan diyerek tüm ülkeyi yeşillendireceğiz. Hatay’da yangın meydana gelmişti, burada da bu konuda geçmiş olsun demek istiyorum. Diyanet-Sen ve Diyanet Vakfı taşın altına elini koyarak, Hatay’ı yeşillendirmek için büyük gayretle çalışacağız. Kampanyayı başlatarak, neticeyle teşkilat mensuplarının buna vereceği katkı ile doğru orantılıdır.

İyiliğin sınırı yoktur. Bizde iyilik çalışmamızı buradan yaymak istiyoruz. 5601’e bir mesaj göndererek; bir iyilik, bir fidan kampanyasına katılabilirler. Din görevlilerimize ilk çağrımızı buradan yapıyoruz” şeklinde konuştu.

 “Hükümet Zammı Veriyor, 3 Ay Sonra Vergi Olarak Geri Alıyor”

Arkadaşlarının önce vefa destek gruplarında daha sonra da filyasyon ekiplerinde yer almaya başladığına da dikkat çeken Güldemir; “Sağlık ve güvenlik güçlerinden sonra filyasyon ekiplerinde en çok çalışan arkadaşlarımız din görevlilerimizdir. Bu ülkenin birlik beraberlik ve kardeşliği için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Arkadaşlarımız canla başla çalışıyor. Burada görev alan arkadaşlarımız çeşitli sorunlarla karşılaşıyorlar. Bizden muhbirlik istiyorlar. Biz din görevlisiyiz. Maske ve mesafe, temizliğin dinin bir emri olduğunu belirterek, sadece nasihatte bulunabilir. Bu görevi yapan kardeşlerimiz, bulundukları görev alanından 10-20 kilometrelik uzaklara gidiyorlar. Ezan vaktinde de geri dönmek zorunda kalıyorlar. Bu görevi yaparken din görevlilerimizin asli görevlerinden izinli sayılmaları gerektiğini düşünüyorum.

Bizim kurumuzda sözleşmeli arkadaşlarımız var, onlarında kadroya geçmesini istiyoruz. Kasım ayında yapacağımız toplantıda sözleşmeli arkadaşlarımızın bir an önce kadroya geçirilmesi talebi olacak. Hükümet yılbaşı ve Temmuz ayında belirlemiş olduğu bir zam veriyor. Fakat bu verilen zamlar 2 veya 3 ay sonra vergi dilimine takılarak geri çekiliyor. Hükümetten öncelikli talebimiz verginin yüzde 15’te sabitlenmesidir” diye konuştu.

“İnsanlık Nerede Mağdursa Biz Oradayız”

“Haftanın Dosyası” programında Serkan Uğraş’ın sorularını yanıtlayan Diyanet-Sen Hatay Şube Başkanı Hasan Urhan da din görevlilerinin sorunlarına ve pandemi sürecinde yaptığı çalışmalara değindi. Urhan, duruş sendikacılığı yaptıklarını ifade ederek; “Biz de burada kimlerle yan yana duracağımıza karar vererek, milli-manevi değerlere bağlı, toplumun bütün sıkıntılarını gören bir sendikacılık yapıyoruz. Darbelerden, İstanbul Sözleşmesine kadar insanlık nerede mağdur oluyorsa orada bizim olmamız gerektiği konusunda duruş sendikacılığı yapıyoruz. Çizgimizi bugüne kadar hiç değiştirmedik. Bu memlekete hayır adına ne yapılacaksa biz orada olmalıyız” dedi.

“Son Yıllarda Bütün Kazanımlarda Diyanet-Sen Var”

Diyanet-Sen Hatay Şube Başkanı Urhan konuşmasında din görevlilerimizin yüzde 75’inin köylerde yüzde 25’inin de şehirlerde yaşadığını, bunun sebebini de şehirlerde yeni imar alanları hazırlanırken, mahallelerde camii olmaması olarak değerlendirdi. Urhan konuşmasında; “Din görevliliklerimizin sorunlarını çözebildiysek kendimizi mutlu görüyoruz. 17. kez kendimizi yetkili sendika olarak görmek, bizi mutlu ediyor. 2004’ten 2019’a kadar olan bütün kazanımlarda imam arkadaşların, kuran kursu hocalarının kazanımlarının ardında Diyanet-Sen var. Şuan insanlığın beklemediği pandemi süreciyle karşı karşıya kaldık. Din hizmetleri aksayamaz. Burada camia olarak, sahadaki tüm arkadaşlarımız görevlerini sürdürmeye devam etti. Hemşirelerin, doktorların sağlık çalışanlarının emeklerine sağlık!

Bizim beşikten mezara kadar her zaman sahada olduğumuz bir alandır Diyanet. Taş atanlara diyoruz ki; biz size gül atıyoruz. Pandemi sürecinde camilerimiz boş kalmadı, toplu ibadete kısmen yasaklandı. Biz bu süreçte de yüzümüzün akıyla çıktık, sahanın her yerinde yer aldık ve varız. İhtiyaçları olan insanlara genel merkez nezdinde ve il merkezinde tam olarak sahada olmaya devam ediyoruz. Biz devletimizden hiçbir kurumu ayırmadan, sosyal vefa destek gruplarında görev yapan kardeşlerimizin ödüllendirilmesi lazımdır. Din görevlilerimizin yüzde 75’i köylerde yüzde 25’i şehirlerde yaşıyor. Bunun sebebi şehirlerde yeni imar alanları hazırlanırken, mahallelerde Camiiler düşünülmüyor” diye konuştu.

“İnsanlık Nerede Mağdur Olursa Biz Orada Olmalıyız”

Urhan programda son olarak da; “Hem toplumda yozlaşma sıkıntısı yaşıyoruz diyoruz, hem de yapılanma yaparken ibadethaneler en son düşünülüyor. Oraya yerleşen insanlar çaresiz kaldıktan sonra çözüm üretme peşine düşüyorlar. Köylerde yaşayan imamlarımız devletin temsilcileridir. Biz köy imamlarına pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz. Arkadaşlarımızın bu sıkıntıları genel merkezimizle paylaşıyoruz. Biz hizmet sendikacılığı olarak buradaki sıkıntıları genel merkezimize iletiyoruz. Biz yetkiyi aldığımız günden bu yana din görevlilerimize maddi anlamda büyük kazanım sağlandı. Birde duruş sendikacılığı vardır. Bizde burada kimlerle yan yana duracağımıza karar vererek, milli manevi değerlere bağlı, toplumun bütün sıkıntılarını gören bir sendikacılık yapıyoruz. Darbelerden, İstanbul Sözleşmesine kadar insanlık nerede mağdur oluyorsa orada bizim olmamız gerektiği konusunda duruş sendikacılığı yapıyoruz. Çizgimizi bugüne kadar hiç değiştirmedik. Bu memlekete hayır adına ne yapılacaksa biz orada olmalıyız” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here