“Çocuk İstismarcılarına Affı Aklınıza da Meclis’e de Getirmeyin!”

0
82

İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Fatoş Çınar; “Çocuk İstismarcılarına Affı Aklınıza da Meclis’e de Getirmeyin!”

Son 10 yılda çocuk istismarının % 700 arttığını hatırlatan İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Fatoş Çınar, yaşanan bu vakaların birçoğunun üstünün örtülmeye çalışıldığını ya da suçlulara ceza indirimi düşünüldüğünü öne sürdü. Bunların yanı sıra bu sefer de cinsel istismar faillerine ‘af’fın gündemde olduğunu söyleyen Çınar; “Çocuk İstismarcılarına affı aklınıza da meclis’e de getirmeyin!” dedi.

Platform üyeleri adına konu hakkında açıklamalarda bulunan Çınar, medyada ‘mağdurlara af’ diye sunulan bu düzenlemenin kapsamına girecek olanlardan söz ederek; “15 yaş ve altındaki kız çocuklarına cinsel istismar suçu işlemiş veya istismarı –örn. zorla evlendirerek– azmettirmiş kişiler. Affın cebir, şiddet ve tecavüz durumunu kapsamayacağı söyleniyor ancak Türk Ceza Kanunu’na göre 15 yaş ve altında rıza aranmadığından her türlü cinsel davranış cebir ve şiddet sayılarak ‘cinsel istismar suçu’ kapsamına giriyor. Dolayısıyla affedileceklerin cebir ve şiddet uygulamamış olması mümkün değil. Devletin ve medyanın “mağduriyet” deyip geçtiği bu durum, en açık ifadesiyle çocuklara farklı biçimlerde uygulanan cinsel şiddettir. 15 yaşını doldurmamış kız çocukları resmi olmayan yollarla –imam nikâhıyla– evleniyor, evlendiriliyor. Ortaya çıkınca, cinsel istismar suçundan şikâyete bağlı olmaksızın soruşturma başlatılıyor. Ancak bu ağır suçtan sanıklar nedense tutuksuz yargılanıyor, davalar 6-7 hatta 10 yıl sürüyor.

İstismara maruz kalan kız çocukları hızlıca devlet koruması altına alınması gerekirken 15 yaşını doldurduktan sonra bir de resmi nikâh kıyılarak evlendiriliyor. 10 yıl sonra erkeğin cezası onanıp hapse girdiğinde, kadın 25 yaşına gelmiş, çocuk doğurmuş ve çocuklarının bakımıyla tek başına ortada kalmış oluyor. Yani sürekli dillendirilen mağduriyeti yaratan cinsel istismarın cezalandırılması, faillerin hapiste olması değil; mevcut yasaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmaması, suç gerçekleştiği anda ‘aile içinde çözülür’ yaklaşımıyla gerekli müdahalenin yapılmaması. Bunun sorumlusu da çocuklara geçmişte ve bugün gerekli korumayı sağlamayan; sorunu, kadınlara sosyal güvence, eşitlik ve kız çocuklarının koşullarının iyileştirilmesi yerine istismarcılara af çıkararak ve çocuk istismarını evlilikle örterek çözmeye yeltenen devlet politikaları” diye konuştu.

Affın soruna çözüm olamayacağını vurgulayan Çınar; “Afla 10.000 kişi cezaevinden çıkacak. Şimdi bu afla birden 15 yaş ve altındaki kız çocuklarının imam nikâhıyla evlendirilmesi, istismar edilmesi son mu bulacak? İki yıl sonra bir 10.000 kişinin daha “mağduriyeti gidermek için affedilmesi gerek” demeyecekler mi? Bir önceki af da buna emsal teşkil edecek. Böylece:

Çocuk istismarı, tecavüz, erken ve zorla evlilikler karşısında “afla meşrulaştırma” bir devlet politikası haline gelecek. Uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış ‘çocuk’ tanımı değişecek. Bırakın 18 yaş altını, 15 yaş altı dahi tam anlamıyla ‘çocuk’ sayılamayacak; ‘cebir ve şiddet’ olmadığına hükmedilirse evlendirilmesi, istismar edilmesi af kapsamına girebilecek. Bu da 15 yaş altındaki çocuklar evliliğe rıza verebilir anlamına gelecek. Hayatlarımızı belirlemeye çalışan dinci politikaların parçası olarak 15 yaş ve altında imam nikâhı adeta devlet eliyle teşvik edilmiş olacak.

Çözüm ne? Çözüm istismarcıları affetmek, ‘ne olursa olsun yeter ki aile içinde olsun’ demek değil;  yasaları etkin ve zamanında işletmek, davaları sürüncemede bırakmamak, erken yaşta ve zorla evliliği suç olarak düzenlemek, çocukların haklarını korumak ve oluşan/oluşacak mağduriyeti sosyal politika yoluyla gidermektir. Meclis’te kurulması önerilen çocuk hak ihlallerine ilişkin komisyonların hızlıca kurulmalıdır. Bu alanda çalışan sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar yürütülmesi ve bu çalışmaların kamu idaresi tarafından desteklenmelidir. Evrensel değerlere uygun, bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini ve çocuğun üstün yararını esas alan hukuk güvenliğinin sağlandığı yöntemler belirlenmelidir.

18 yaşın altındaki her birey çocuktur ve cinsel istismarda rızası alınamaz. Erken yaşta evlilik çocuk istismarıdır. Devletin asli görevi çocukları korumaktır çocuk istismarcılarını değil.

Çocuklara yönelen cinsel şiddeti, istismarı meşru kılmayı aklınızdan bile geçirmeyin! Defalarca olduğu gibi bugün de bundan sonra da tacizcilere, tecavüzcülere, istismarcılara yönelik affı gündem eden her yasanın, uygulamanın, politikanın karşısındayız” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here