Bu Benim Sevgili Annem

0
63

Sanat Yazısı

Değerli okurlarım, aşağıda gördüğünüz resim beni doğuran, büyüten, birçok fedakârlıklara katlanan sevgili Annem… Bu sayfayı hazırlarken her zamankinden daha çok duygulu ve daha çok özlem içindeyim. Resimden etkilendiğimi düşünüyorum.

Onu toprağa verdimi dünkü gibi hatırlıyorum. Otuzlu yaşlardaydı ve biz beş kardeş anasız kalmış ve de zor günler geçirmiştik. Kendimi hep borçlu hissediyorum anneme. Okuyup büyük adam olacağım ve onu rahat ettireceğim diye düşünürdüm hep. Onu o kadar erken yitirdik ki; o zamanlar anneler gününün adı bile yoktu. Belki de harçlığımdan bir hediye ve yüzümü ağartırdım ve eminim O’da çok sevinirdi.

Bütün anneler güzeldir ama çocukların kendi annesi daha güzeldir. Ben de aynı duygular içindeyim. Şu anda çok mutsuz, çok huzursuz ve özlem içindeyim.

Televizyonda hayvanlar âlemini sık-sık izlerim. Şunu iyice anlıyorum ki, annelik duygusu bütün canlılarda aynı. Hiç değişiklik yok. Getirdiği yiyeceği yavrusunun ağzına veriyor. O da gagasını açarak yiyecek bekliyor. Bir dişi kedi ya da köpek yanından uzaklaşan yavrusunu çağırması, annelerimizin bizleri çağırması arasında hiç fark yoktur. Sözde onlar hayvandır diyoruz ama duygular değişmiyor.

Sevgiler aynı, şefkat, korku, okşayışlar, endişeler, tedirginlikler hep aynı. Yavruları ellerinden alındığında attıkları çığlıklar da aynı.

Bu hafta sonu anneler günü… Anneleriyle beraber yaşayanlara ne mutlu! İnanın onlara gıpta ediyorum. Anneler cefakârdır, vefakârdır ve de özverilidir. Bu özellikleri Cenab-ı Allah onlara lütfetmiş ve hem de hesapsız olarak.

Giderek ağırlaşan bir canlıyı aylarca karınlarında taşıyan cefakâr analar, sizin hakkınız ödeşilir mi? Ödeşemeyiz kardeşim ödeşemeyiz… Üstelik bu ağırlığı gururla taşıyorlar, şikâyetçi olmak akıllarından bile geçmiyor bundan kesinlikle eminim. Doğum yaparken duydukları acıyı da saymıyorum.

Anam beni çağırıyor ve bende ona bir mesaj vermek istiyorum…

Beni doğuran bir Remziye Hatun vardı,

Yaşlılar Remze Hanım diye çağırırlardı,

Yüce Yaradan, genç yaşta yanına aldı,

Onu göreceğim günlere gide-gide az kaldı.

Annesi olmayanlar yakınlık duyduğu birilerine yakınlık gösterip, küçük bir hediye alsınlar. Göreceksiniz ne kadar mutlu olacaklar. En azından, bir huzur evine ziyarette bulunsunlar ve hal hatır sorsunlar. Oradakilerin çoğu gerçekten çok yalnız ve de gözleri kapıdadır. Deneyin…

Gazetemizdeki çalışma arkadaşlarımı anneler gününü kutlar, büyük küçük demeden hepsinin ellerinden öperim. Hastalara acil şifalar dilerim. Gönül Köşemden sütunlarında devam edeceğim…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Doğduğumuzda Zaten Analarımız Vardı

Değerli okurlarım, ana olmanın kolay olmadığını, onların bizim için çektikleri çileyi artık anlatmaya gerek duymuyorum. Bunları yazarken de gözyaşlarımın hürriyetini bağışladım. Ağlamak için çocuk olmak gerekmiyor ki…

Oğullarını askere gönderirken, ellerinde bayraklar ve canhıraş haykırışlar; “Bayrağını yere düşürürsen, sana hakkımı helal etmem. Ben seni bu günler için doğurdum…”

Şehit olduğu haberini aldığında da; “Hoş geldin şehidim, bayrağımızı yere düşürmedin, sütüm sana helal olsun. ben seni bugünler için doğurdum…”

Bizim analarımız böyledir ve dünyada bir emsali yoktur, düşünülemez bile olmaz öyle şey. Analara şapka çıkarmayan namerttir, namert…

Evet, doğduğumuzda zaten analarımız vardı, bizler onlara sonradan sahip olmadık. Yavruları kendilerine en fazla muhtaç olduklarını hissettikleri zaman yanındaydılar. Çocuklar belli yaşa geldiklerinde annelere ihtiyaç duymazlar. Bir evlat bunu bilmeden yaşar. Çocuklar analarına çok ihtiyaç duyduklarında ne yazık ki onlar ulaşılmayacak yerde olurlar.

Anneler yavrularını kusursuz büyütmeye odaklanmışlardır. Dedim ya, onlar hayattayken ihtiyaç duyulmaz. Havasız kalmış bir insanı sormak lazım; nefes almak nasıl bir şeymiş?

Anneler kendilerini anlatmak için uğraşmazlar, sadece annelik yaparlar. Anneleri anlamak için beklemek gerekir, zaman gerekir, büyümek gerekir. Annelik ancak evlat sahibi olanların anlayabileceği bir duygudur…

Herkes, hepimiz bir anadan doğduk yani bir annemiz vardı. Ama hiç birimiz bir anne doğurmadık, onlara bedavadır sahip olduk.

Çocukken de, büyüdükten sonra da her şeyimiz oldu. Toplarımız, misketlerimiz oldu, okulumuz, işimiz, işyerlerimiz oldu, arabalarımız evlerimiz oldu ama annelerimiz olmadı. Çünkü annelerimiz zaten vardı. Önce annelerimiz vardı, biz onlara sahiptik ve bizler bunun ardından olduk yani sonradan doğduk…

Sahip olduğumuz oyuncaklar bile daha değerliydi “Zaten var” olan annemizden. Hiç birimiz bir anneye sahip olma, bir anne bulma, bir anne alma heyecanı yaşamadık. Annelerimizin bizi doğurmalarının ardından bizler anne sahibi olduk.

Daha sonra neler oluyor biliyor musunuz? İstemeden elde ettiğimiz, bedel ödemeden sahip olduğumuz, canımız yanmadan kazandığımız her eşya, her varlık gibi, annelerimizin de kıymetini bilemedik.

Çalışma arkadaşlarımın da anneler günün kutlarım. Bu vesile ile Doğan Süslü kardeşimin merhum annesinin ve diğer hayatta olmayan annelere dualarımla birlikte ellerinden öperim. Merhum kayınvalidem “Valide Sultan”ın da anneler gününü en iyi dileklerimle kutlar ellerinden öperim.

Allah’ın selamı üzerinize olsun…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Sevineceksen, Sevindirmelisin…

Anneleriyle dargın olan asi evlatlar! Bu günü iyi değerlendirin. Onları anmak için bir gün tabiî ki yetersiz. Sadece bir çiçek alın gidin yanına. Geleceğinizi duyduklarında kapıya kadar çıkarlar. Sakın ola ki havalara girmeyin ve bilin ki onlar sizlerden çok farklı. Açıkçası; sen onu değil, o seni doğurdu.

Söylediğimi yaparsanız, şuna inanın ki, bu yaklaşımınızdan anneleriniz mutlaka mutlu olacaktır. Daha da önemlisi Allah’ın da hoşuna gidecektir. Doğru karar vereceğinizden eminim…

Günün Sözü
Annelerin Hepsi Birer Melektir!

Öcal’dan İnciler
Annesiz Büyüyenlerin Bir Yanı Noksandır

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here