İskenderun kamuoyu hep “sessiz ve vurdumduymaz…” Her seçim dönemlerinde ortaya atılan aday adayları ellerinden geldikçe o günlerde yoğun bir mücadele veriyor. Kimi toplumsal önderlikte, kimileri de bölgesel yeni projeleriyle ses getirme uğraşında. Hiç durmuyorlar canlarını dişe takarak ellerinden ne gelirse yapmaya çalışıyorlar. Gerçek adayların açıklanma safhasında ise çoğu aday adayının yaptıkları onca çalışmalar bir anda fosa dönüşüyor. Ankara ve Antakya işte tam burada ortaya çıkıyor.
Hatay ili genelinde bulunan güçlü adaylar kendilerini daha çok şanslı görüyor. Nedeni gayet basit; şans ibrelerini yukarıya doğru taşımak! İskenderunlu olarak Antakya ile hep gurur duymuşum. Orada yaşayan insanların çoğuyla dostluğum var. Yaptığım sohbetlerin genelinde İskenderun onlar için bir sahil şehri. Antakya’dan arada bir buralara gelip balık ve rakı içmeleri onları mest ediyor. Haksız da değiller. Antakya onlar için il merkezi olduğundan diğer ilçeler onların yavruları… Hal böyle olunca; Antakyasız bir siyaset nasıl düşünülür sorarım size? Özellikle de son yılları göz önünde bulunduralım!
İskenderun’un elinden söke-söke aldıkları havaalanı. Onlar için bulunmaz bir fırsat. İskenderun Havaalanı İskenderun’dan kopartıldığı o günlerde sanki İskenderun’un bir siyasi kuvveti varmışçasına, hiç yoktan ne çok mücadele etmişim. Şimdi kendi kendime gülüyorum. Antakya’da ikamet eden vatandaşlarımız, kendilerini bildim bileli “ayrı bir kişilik” olarak görürler. Hatay genelinde yaşayan insanları ikinci sınıf vatandaş gibi görür ve küçümserler.
Hâlbuki İskenderun’da yaşayan vatandaşlarımız, Antakya’nın eski özlemli şehir özelliğini önemsemiş ve üzerinde kişileri şartsız ve karşılıksız bağrına basmıştır. Roma, Osmanlı, Sümer ve Mısır imparatorluğunun eski kalıntı izlerini taşıyan Antakya; Hıristiyan âleminin ilk havarileri ile de ünlenmiş şehrimizdir.
Hatay bölgesinde istenen turizm çalışmalarının yetersizliği göz önünde tutulduğunda, Antakya’nın öne çıkması uğruna her türlü fedakârlığı yapan seçilmişler, memleketleri uğruna her mücadelenin içindeler. Şimdi diyeceksiniz ki Antakya’yı kıskanıyorsun. Nasıl kıskanmayayım?.. Hatay il merkezinin Antakya’da olması sebebiyle, İskenderun’dan elde edilen gelirler il bazında değerlenmekte. Elde edilen gelirin tamamına sahip çıkan tek ilçemiz var o da Antakya!
Spor adamlığım nedeniyle şu günler çok sıklıkla Antakya’ya gidip gelir oldum. Şehir merkezi felaket şekilde değişimde! Sıkıntılarının tek odak noktası Asi nehri! Özellikle Asi nehri ölü balık akımında… Suriye’den gelen lağım artıklarıyla kokudan durulmuyor. Nehir içinde ve çevresinde her türlü pislik iç içe. Akan su ne nehir suyuna nede herhangi bir çay veya dere suyuna benziyor. Görürsünüz bak çok kısa sürede o Asi Nehrinin üstü kapatılır.
Antakyalı vatandaşlarımızla sohbetlerde, konuştukları konunun başında Asi Nehri geliyor. Antakya’da özellikle de Asi nehrinin kıyılarında yaşamak onlar için tam bir azap. Sözleri kahır dolu; “…Eskiden bu ırmaktan tertemiz sular akardı. Bizler ırmakta hem yıkanır hem de yılan balığı tutardık. Şimdi özellikle yaz aylarında sivrisinek ve kokudan şehrimizde duramıyoruz. Samandağ’dan denize akan Asi ırmağı sonuçta denizimizi de kirletiyor. İskenderun ve Arsuz rahat bir nefes aldığımız ve denize girebildiğimiz tek yer. Antakya olarak deniz turizmine bundan sonra daha çok önem vereceğiz. Arsuz-Antakya-Samandağ üzeri birleşecek. Arsuz’a Liman yapıp kısa yoldan fırsat yakalayacağız. İşte o zaman turizm bölgemizde nasıl canlanır bekleyin görün” diyorlar.
Hatay iline İskenderun’dan neler gidiyor gelin biraz inceleyelim. Sanayi %95, Tarım % 65, Turizm % 70, Liman ve Deniz getirileri %100. Vergi toplamının % 85’i, Demiryolu ulaşımı % 100, Karayolu ulaşım % 85. İhracat %85, İthalat %90 olan bir şehirden, bir şehre gidiyor. Tabi Arsuz’a liman da yaparlar istedikleri her şeyi yaparlar.
Limak gibi bir kuruluşa teslim ederler liman yapılacak yeri. Onlarda bir güzel limanı yaparlar. Savaş sona erdiğinde Arsuz Liman, tüm Ortadoğu’nun tek limanı olur. Helal olsun derim ben buna, başka ne denebilir ki? Hassa Tüneli bir dedikodudan öteye geçmeyecek. Görürsünüz, görürüz.
