24 Aralık Unutulmasın

0
83

Değerli Okurlarım, bu kutsal günü tanımam çok eskilere dayanır. Bir zamanlar farkında bile olmazken, cenneti mekan bir muhteremin sevgisi, meslek hayatımda değer verdiğim, hassasiyet gösterdiğim günlerden biri oldu.

Hatta, “Öcal, 24 Aralık’ın seninle bizimle ne ilgisi var ki, tam sayfa yapıyorsun?” diyen ilk patronum merhum Gazanfer Kunt’a nedense gerçeği söylememiştim. Günümüze gelinceye kadar da doğrudan söylediğimi hatırlamıyorum, sadece yazıyorum.

Bu özel ve saygın günün anısına dağıtılan yumurtalardan, özellikle kırmızısından o kadar çok yedim ki sayısını bilemem. Şu aşamada bana kırmızı yumurta ikram edilmiyor ama yediklerime sayıyorum. Doğruyu söylemem gerekirse yumurta sevgim böyle başladı.

Sadede gelecek olursak; Yeni Ahit’te, Aziz Luka’ya göre İncil’in 1. bab, 12 süresinde aynen şöyle yazar; “Melek dedi ki: “Size müjde getirdim. Bugün Davut’un diyarında kurtarıcı doğdu” aceleyle gittiler ve Meryem’i, Yusuf’u ve samanlıkta yatan çocuğu gördüler.

Anladığınıza inanıyorum. Yukarıda yazdıklarım genel değil gerçek dokümanlara dayanmaktadır ve de şu anda cennette olduğuna inandığım sarı saçlı renkli gözlü bir meleğin ağzından duydum, hem de defalarca.

Söylemeye çalıştığım ifadeler Hz. Meryem’in İsa Mesih’i doğurduğu anı tasvir ediyor. Zaten Aziz Luka’nın bu aktarış biçimi Matta, Markos ve Yuhannna tarafından kaleme alınmış diğer Ahid-i Cedid İncillerinde de aynı şekilde zikredilir. Söz konusu kutsal olay bu dine mensup muhteremlerin Noel’ini oluşturuyor.

Hıristiyan Alemi’nin büyük çoğunluğu 24-25 Aralık’ta Hazreti İsa’nın doğumunu kutluyor… Neden hepsi değil?

Çünkü, Jülyen ve Gregoryen takvimleri arasındaki farktan dolayı… Örneğin, Rus veya Sırp, yahut Ermeni ya da Grek Katolik Kiliseleri aynı Noel’i başka tarihlerde idrak ediyorlar. Yani 6 Ocak…

Bu 6 Ocak, benim sevgili bir dostumun da doğum gününe denk düşüyor. Kutlarız diye düşünüyorum. Yanlışa düşmekten endişe ettiğim için, bazı konularda ısrarcı değilim… Bu tarih kahinleri bebeği ziyarete gittiği “EPİFANYA” yortusudur… Diğer kutsal günlerde olduğu gibi, yine dostlarımın kulaklarını çınlatmak istiyorum…

Yerli Yabancı Hıristiyan yurttaş ve konuklarımızla, ama özellikle çalışma arkadaşlarımın bu kutsal günlerini en iyi dileklerimle kutlarım. Allah hepimize sağlık afiyet versin, her yıl bu zahmetime katlanın. En yüce sevgimi ve şükranlarımı sunarım.

ocal-sanat-21

Bütün kutsal günlerin bütün alemlere hayırlara vesile olmasını diler, Sağlık ve Afiyette olmanızı Yüce Yaradan’dan niyaz ederim.

ALLAH’IN SELAMI ÜZERİNİZE OLSUN…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

24 Aralık’ı İyi Belleyelim

Değerli Okurlarım, 24 Aralık ne sıradan bir gündür, ne de eski yılın bir kalıntısıdır. Yeni yıla yakın olmasına rağmen, yaşayacağımız yeni yılla bir bağlantısı yoktur. Sadece gün olarak yakındır o kadar…

24 Aralık kutlanması gereken müstesna bir gün olmakla beraber bir başlangıçtır, kutsal dilektir, Allah’a yakarış ve yaklaşımdır. Eski yılın sonu, yeni yılın ilk günü diyerek kazanacaklarınızı aza indirmeyiniz.

Kısa süre sonra, yani fazla değil üç gün, beş gün sonra hem bizim kuşak bir yaş daha gençleşecek ve hem de 2017’yi birlikle yaşamaya başlayacağız. Müstesna günler arefesinde bir beyaz sayfa açmakta yarar var. Güzel şeyler yazmayı düşünür ve buna özen gösterirsek Allah’da yardımcımız olur.

Yüce Allah’dan neler istemeliyiz? Beklentilerimiz neler olmalı? İnsan olarak yaratıldığımıza şükretmeliyiz, Hayvanlara ve mazlum insanlara eziyet etmemeliyiz, İyilikleri görmezden gelip, şerefsizleri yüceltmemeliyiz, Az yesek bile, haram yememeliyiz, Atasına, vatanına, milletine saygısızları unutmamalıyız, Engelli kardeşlerimize yardımcı olmalıyız. Adam gibi adam olmaya özen göstermeliyiz, Bilmeyerek de olsa, yanlışlarımız için O’dan af dilemeliyiz. Beleş yaşamanın sakıncalarını görebilmeliyiz,

2017’nin de muhtemelen nohut, fasulye, kömür yılı olacağını bilmemize rağmen şey olmaya gerek yok. ARTIK AKLIMIZI KULLANMALIYIZ…

İyi niyetli olmaya, ama onun da dozunu kaçırmamaya, imajımızı zedeleyecek yanlışlar yapmamaya, Dertleriyle boğuşurken gözyaşı dökenlere gülmemeye, herkesten akıllı olsak bile, onu belli etmemeye, sevgiyi yüreğimizden, tebessümü yüzümüzden eksik etmemeye, okumayı sevmeye, sağlam karakterli, kişilikli olarak yetiştirmeye, maden kazalarında, çimentosu demiri çalınmış binaların enkazı altında can verenlere ve de neden öldüklerini bilmeyen şehitlerimize, kötü hastalıklara ve çaresiz dertlere düçar olanlara dualarımızı esirgememeye, insanları kandırmamaya, sadece yapacağımızı söylemeye, bu vatanın ve milletin sahipsiz olmadığına, günün birinde birilerini yine Samsun’a ayak basacağına inanmaya, bu millete yüzüne karşı sövenlere, bu zavallıları hafızamıza kazımaya, herkesin göreceği şekilde namazını kıl, daha sonra ne yaparsan yap diyenleri bir an bile unutmamaya, ÖZEN GÖSTERMELİYİZ…

Gördüğünüz gibi hiçbir maddiyattan söz etmedim. Demek oluyor ki manevi değerlerimiz yerlerde sürünüyor. 24 Aralık’la birlikte yeni yılın da bir erdem yılı olmasını, Yüce TÜRK ULUSU’nun korkusuz yaşamasını, yarınlarından emin olmasını Allah adının ağzımızdan, vatan ve millet sevgisinin yüreğimizden eksik olmamasını diliyoruz.

Bir de, sevmeyi denemeliyiz. Seven insan alçak gönüllü ve nazik olur, az yer ama haram yemez. Bu güzel duygularla bekar olan arkadaşlarımızın en kısa zamanda sağlıklı izdivaç yapmaları bu müstesna günde içtenlikli dileğimiz olacaktır. Müstesna günler tüm alemlere kutlu ve mutlu olsun…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here