Transandantal Meditasyon 

0
202

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Dün Ayna Kültür ve Sanat Derneği ile Evimiz İskenderun Süpürge Derneğinin gelenekselleşmiş  olan söyleşi günü Çarşamba  konuğu sayın Adnan Kimyon  idi. Ve bize değişik  bir konu üzerinde bilgi verdi. Aslında pek değişik değil, hemen hepimiz meditasyonu şu ya da bu şekilde biliyor ve uyguluyoruz. Ancak  söylenmesi bile güç olan Transandantal Meditasyon çalışmaları hakkında pek duymamıştık. Adnan Bey bu tekniği yirmi yıldır uyguladığını ve birçok yararlarını gördüğünü anlattığı konuşmasında baya  değişik olaylara parmak bastı. Bazılarımızın onayladığı, bazılarımızın karşı çıktığı…

Ve tabi bu özgür bir irade ile olduğu için gayet normal bir şey ancak yeni bilgilere kapalı olmak ve bilgiyi reddetmek doğru değildir. Ve kişiyi bağlar tabi ki. Ve bilgi alanındır, ortaya konur, isteyen alır isteyen elinin tersiyle iter. Bizler meraklı olduğumuz ve meditasyona yatkın olduğumuz için konuyla baya ilgilendik ama tabi yine de mantığımızın kabul edebileceği kadarını  aldık. Ve bir araştırma yaptık, neymiş bu Transandantal Meditasyon… Aynı zamanda İskenderun’un sevilen  diş hekimlerinden biri olan sayın Adnan Kimyon minnacık bir  gazete ilanı ile tanıştığı ve benimsediği bu ileri akıl anlamına da gelen teknik  ile  ilk başta  agresiflikten kurtulduğunu anlattı. Baya agresif bir yapısı varmış. Ve bunun ayrımında olmak sanırım meditasyona başlamak için iyi bir neden çünkü bizler hep kendimizden memnunun gibi yaşarız ya ve hayatımız hep gibilerle dolu  olduğu halde bunun ayrımında olmayız ya. Sayın Kimyon’un kendinin ayrımında olması tabi ki kutlanacak bir şeydir bendenizce.

Ve bu mucize teknik bakın nelere iyi geliyormuş. Aslında kısa adı ile  TM din ya da felsefe değildir; yaşam tarzında herhangi bir değişiklik yapmaya gerek yokmuş. TM, günde iki kez rahatça oturarak gözler kapalı şekilde uygulanan kolay bir zihin tekniğiymiş.  TM uygulayarak tansiyonunuzu büyük ölçüde düşürebilirsiniz. Kolesterolü, damar sertliğini, aşırı şişmanlığı, felci ve hatta kalp damar hastalığının sebep olduğu ölüm oranlarını bile düşürebilirmişiz! Yaşlanma sürecini uzatabilir kemik kas hastalıklarını iyileştirebilir, uykusuzluk sorununu ortadan kaldırabilirmişiz. Valla süper…

Ve sevgili okuyucularım tıp alanının yetersiz kaldığı olaylarda bu hastalıklara “Mahoriski Mahesh Yogi”; tarafından geliştirilen transandantal meditasyon, derin düşünme tekniği, etkin bir yöntem olarak sunulmaktadır. Bu yöntem semptomlar üzerine değil, bunların nedenleri üzerine teknikler geliştirmektedir. Bu teknik dinlenmeyi, dengeyi ve uyumu sağlamaktadır. Psikolojik, fizyolojik ve sosyolojik yenilenmeyi sağlayarak etkisini her alanda göstermektedir. Bilim adamları bu tekniğe uyku durumda dinlenmeyi, sakin uyanıklık olarak nitelendirmektedir. İlke olarak fizyolojinin saflaştırmasına yani alışılmamış bir anlatımla olsa da, düşünme işlevinin inceltilmesiyle erişilmesidir.

İnsanın sinir sistemine özgü olan bu teknik sistematik olarak içe, düşüncenin gidererek daha ince görünümlere yönelmesi ve sonuçtan en ince görünümü de aşmasıdır. Bu süreç bütün ilkelerden doğal bir sonuç olup, fizyolojik düzeye de uygundur. Bu teknik, bu alanda uzman olan hocalar tarafından öğrenilebilinir. Kitap, dergi gibi araçlardan doğru anlaşılmayıp olumlu sonuçlar elde edilemez. Denetimin ve kişisel sorunların yanıtları bu işte uzman kişiler tarafından cevaplanılabilir. Bu teknikte hiçbir enerji sarf edilmeden dinlenilmekte, kişi kendini uygulama sonrası tazelenmiş ve gerginliği giderilmiş bir şekilde bulmaktadır. Tamamıyla tarafsız olan bu teknik, güncel hayattaki günlük yaşamın desteği ve uyarıcısıdır. Bu teknik birkaç saatlik kursla öğrenilebilir ve evde yardım alarak uygulanabilir. Uygulama kapalı gözlerle oturarak rahatça yapılmalıdır. Tüm yararlığını kazanmak için günde 15-20 dakikalık uygulama yeterli olacaktır.

Ve sevgili okuyucularım. Bendeniz ayağı yere dokunan bir insan olduğum için  bilgiye her zaman açığım ve kişisel eksiklerimi hissettikçe bazı yöntemler ile kendimi terbiye etmeye çalıştığım için bu teknik ilgimi çekti. Ve  sabahları 20 dakika ile kendimi yenileyebileceksem neden olmasın? Ancak kişisel iyileşmeler  arttıkça toplumsal iyileşmelerde görülebilir diye düşünüyorum. Ve sağlıkla ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım, ayrımsız gayrımsız her zaman… Yase

Günün Şiir

Karanlık Gezinti

I

Bir köşesinden tutulmuş gibi yarı gecede

kopuk bir damar gibi vuruyor,

yalnızlığın, denizsizliğin, taş çağının yarası.

Savruk bir uykunun sarmaş dolaş yaşamasıdır,

 

eski, inik, bir davul gibi gürültülü.

Gidelim yeniden yaşamaya başlayınca:

Deniz yeniden yaşamaya başlayınca kıyılarda;

kıyıda bağlanınca sis düdüklerine, sis:

 

Yolculuk en doğal olandır.

Oysa denizlerdir en yakın kavgalara,

kaçılmadan karmaşık bir evrenin ardı sıra.

Atlardır: Cehennem, defneler ve kara

 

yavaş yavaş saklanır ardına.

Gelmediği izlerden acının çayırları

sürüp atar balıkları, yengeçleri, çakıl taşlarını,

bir tan yeri saklamış gibi günlerin yarışında.

II

Karanlık, ışığın olduğu yerlerde yaşar.

Yağmurlar yağar gibi gece yarıları.

Sazdan bir elin korkuluğu,

dolaştırır, akşamdan kalma bir maviyi göklerde.

 

Gidelim gel, gidelim. Gidelim,

düşüm korkumu bırakmıyor,

şimdi uzaklığı yakınlığına denk,

korsandır bütün düşlerin çocuğu.

 

Ses  işitilmez kan akmadıkça yere,

yelin kestiği sessizlikten başka;

bir türkünün orta yerinden bölünmesi,

ayakların altında kırılan kumlara karşı,

 

nasıl konaklarım böyle durma,

kaç kış günü yola çıkıp yüzümüz uyanmadan.

Uçup konduğu günlerden kalma

sanki bir bilmediğim var.

Güven TURAN

Günün Fıkrası

Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor, bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyorlar gezmeye… Amerikalı bir saray görüyor; “-Bu ne kadar zamanda yapılmış” diye soruyor. Temel: “5 yılda” diye cevap veriyor. Amerikalı: “Yazık bizde olsa 1 yılda yapılırdı.”

Biraz sonra bir cami görüyor; “Bu ne kadar zamanda yapılmış” diye soruyor… Temel: “2 yıl” diye cevap veriyor. Amerikalı: “Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi” diyor. Temel uyuz oluyor duruma… Biraz sonra bir tarihi yapı daha görüyorlar.. Gene soruyor Amerikalı… Temel: “2 ay” diyor. Amerikalı yine: “Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi” diyor. Temel iyice kıllanıyor. Tam o sırada Boğaz Köprüsü’nün altına geliyorlar… Amerikalı yukarıyı göstererek: “Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı” diyor. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp; “Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa…”

Günün Sözü

Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur, / Her Hayat Yaşanacak Bir Can bulur,

Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş bulur, / Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here