Özel Okullar ve Türk Okulları

0
50

Eğitime yapılan her türlü katkıyı ve gösterilen çabayı takdirle karşılamak gerekir. Eskiden özel okullar “Kolej” adı altında ekonomik durumu fevkalade olan ailelerin çocuklarının farklılığı ortaya koymak için gittiği ya da şımarık, ailesinin gücüne güvenerek zekâ özürlü de diyebilinecek öğrencilerin gittiği okullardı. Devlet Okullarına gitse, okuması ve sınıf geçmesi sorun yaratan öğrencilerdi.

1980 darbesi sonrasında başlatılan “Okul Yaptırma” ve “Okuma Seferberliği” ile çok sayıda kişiler tarafından isimleri de verilmek suretiyle okullar yaptırılmıştır. Tabi özendirici olan yönü teşvik kapsamında vergi muafiyeti ve indirimi yatmaktaydı. Yani işin içinde rant vardı. Öylede olsa çok büyük bir gelişme idi. Buna ilaveten gerek teşvikten gerekse karlı yatırım olduğu için, buna iş adamları, vakıflar ve cemaatlerde katıldı. Olsun, yeter ki art niyet olmasın, Milli Eğitimin ruhuna ve Ülke geleceğine katkı sağlayacak bu okulların fikir ve düşünce bazında, ideolojik ve siyasi terimlere, olgulara, yaklaşmasın. Ama maalesef bu konuda epeyce rahatsızlıklar ortaya çıkmış ve huzursuzluk vesilesi olmuştur. Bunların tamamen Milli Eğitimin, devletin kontrolü ve gözetiminde olması herkesin arzu ve tasvibidir.

Dikkati şayan olan diğer bir konu, milletimizin çok küçük bir kesiminin haricinde, takdirle karşılanan, yurt dışında Türk Okulları adı altında açılan, Eğitim Kurum ve Kuruluşlarıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, Türkiye’yi temsil eden ve yaraşır şekilde eğitim verecek, açıldığı ülkelerin yasalarına göre çalışan okullardır. Bu okulların belli olan bir cemaat tarafından, inançlı ve mütedeyyin iş adamı ve kişilerin yaptıkları bağışlarla yapılmış olduğu herkesin malumu ve bilgisi dâhilindedir. Bu satırların yazarının da epey yıllar emeği ve katkısı olmuştur. Hatta merhum Bülent Ecevit ve diğer bazı siyasilerin övgüsüne mazhar olmuştur.

90’lı yılların sonuna doğru, Azerbaycan’a yaptığım bir gezi sırasında, devletin Milli Eğitim Genel Müdürü’nün şu sözlerine şahit oldum. “…Gardaşım okullar yahşi, eyi de, biz bir millet ama iki dövletiz. Türk Okulu diye açıyorsunuz size ve bize uzak, uşaklarımıza bizim dilimizin iki ülke için ortak olduğumuz Türkçe değil de İngilizce eğitim veriliyor. Talebeler, Türkçeye önem vereceği yerde, İngiliz ve Amerika’ya yarar eğitim alıyor…” demişti.

Bizler ise Türkiye’nin tanınması, Türk dilinin töresinin ve inancının ve de geleneklerinin yurt dışında tanıtılması yapılıyor diye biliyoruz. Yani yapılan harcama ve gayretlerin karşılığını alıyoruz diye biliyoruz. Ayrıca, Türk olmayan ülkelerde açılan okullarda da, aynı düşünce hâkim. Geçenlerde eski Milletvekili, Yazar düşünür ve Doktor bir arkadaşım, bu işe çok hevesli olan, zamanında birlikte bu okullara yardımcı olduğumuz bir değerli dostum. Çok ülkede açılan okulları gezdim. Çocuklar hep İngilizce eğitim yapıyor, bildikleri bir İstiklal Marşı ve tek bir şarkı. Çocuğun birisini okşadım ve adın ne yavrum diye sordum. Çocuk gözlerimin içine bakarak tebessüm ediyor ve seslenmiyor. “What is your name” dedim, şak diye ismini söyledi. Kardeş, maalesef yurt dışında okul açmamıza sessiz kalmalarının sebebini anladım. Bunların İslam’a hiç tahammülü yokken okul açmamıza karışmıyorlar. Kendilerine, Amerika’ya ve emperyalistlere hizmet olduğunun farkında oldum.

Kime ve neye hizmet ettiğimizi, peygambere katlanamayanların, Türklerin okul açmalarına sessiz kalışlarını, iyi anlamamız gerekir, kendimize gelmemiz lazım diyerek, hoşça kalın, Allah (cc)’a emanet olun ve ay-yıldızlı bayrak asın.

e-mail: nurettincan1453@hotmail.com 

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here