Offf Bahar Ya..!

0
55

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Dünden beri süren fırtına daha doğrusu Mart ayı boyunca belli  aralıklara devam eden sıcak rüzgarlı  hava bizde hal bırakmadı doğrusu. Biz dediğim ağaçlarım ve ben deniz tabi. Dünya umurumuzda değil, hapşırıp tıksırmaktan halsiz, halsiz ortalıkta dolanıp durmaktan… Mübarek estikçe esiyor, uçurmadık, yolmadık şey bırakmadı ortalıkta. Suya hasret toprak gibi yalvarıyorum bir damla yağmur için…  Ağaçlarım benden şanslı. Onları susuz bırakmıyorum. Yapraklarını yıkayıp ferahlatmaya çalışıyorum. Ama kendime yetemiyorum, içim dışım kurudu sanki. Duş almak, su içmek hikaye gibi. Ağaçlarımın durumu  daha iyi dedim ya çok doğru.

Çiçekleri döküldü ama tomurcuklanmaya başladılar bile. Bir tek tomurcuk bile düşmedi çok şükür. Çünkü sağlam duruyorlar, çünkü bu rüzgar onları sınıyor birçok sınanan ağaç, bitki yaşamının sonuna geldi bile sağlam durmadığı için. Kendimi onlar gibi algılıyorum şimdi. Kulaklarımda uğultular, tıkalı nefesim ve sürekli hapşı tıkşılarımla. Oysa uzun zamandır unutmuştum bu şikayetleri ama biliyorum ki şimdilerde bende sınanıyorum sağlam durmak konusunda. Bana kalsa kendimi çoktan bırakacağım bahtımın kurak rüzgarlarına ama işte bana tutunanlar, benim tutunduklarım değil. Eteğimin ucundan tutmuş çekiştiriyorlar. Ve iyi ki çekiştiriyorlarmış. Yoksa şimdi nasıl duyacaktım kuşların cıvıltısını. Rüzgarla gelen turunç çiçeklerinin kokusunu.

& & & & &

Yeni Su Şebekesi

Kendi sıkıntımızla  oyalanırken bir arkadaş geldi. Su borularının patladığından yakınıyor, şikâyet değil yeni su gelince sokaklarına eski su boruları patlamış o kadar gür geliyormuş su. Belediye yeni su konusunda hızla çalışıyor. Gece gündüz nerdeyse, çokta güzel yapıyor. Bir tarafı kırarken diğer tarafı yeniden asfaltlıyor. Vatandaşlar çok memnun  bu uygulamadan, doğrusu bizde mahallemize gelmesini dört gözle bekliyoruz. Yıllardır geldi gelecek derken çalışmalar durdu duracak bu konuda bir sürü dedikodu  kulağıma gelirken (asla inanmadığım acımasızca) nerdeyse İskenderun’un yarısından çoğuna döşendi bile yeni su boruları. Arkadaşım eski su borularının patladığından dem vuruyor. Tabi patlayan su boruları yeni masraf konusu… Bu sayede eski borulardan da kurtulmuş olacağız. Yeni su, yeni su boruları mantıklı bir denklem… Ama kendi su borularını değiştirmek zorunda  kalanlar birde belediyeye bedel ödemek durumunda kalınca baya bir sıkıntıya düşmüşler. Sokaklara  döşenen boru bedellerini pahalı buluyorlar. Her dairden 500 TL biraz bahalı gibi geldi bana da. Tek katlı evlere  döşenen su boruları ve çok katlı apartmanlara döşenen su boruları aynı boyutta… Tek kattan da 500 TL alınıyor  çok katlı olandan da aynı!!!

Yani dedim  5 ya da 6 ya da 8 kata çıkan su hizmetinin bedeli mi bu alınan?? Katlara boru falan döşenmiyor ki? A tabi bu olabilir. Tamam, olabilir alınmalıdır da ancak bu fiyat çok değil mi? Kolaylık olsun diye çalışıyor herkes kuşkusuz yani tabi belediye taksitlendirme yapıyormuş. Ödeme kolaylığı çıkarıyormuş. Ben deniz de diyorum ki su faturalarına yansısa  bu borç akla zarar vermeyecek şekilde ve zamana yayılsa ödeme daha iyi olmaz mı acaba? Şimdi patlayan borularla yükü artan halk belki biraz daha rahatlar.

Belediyenin çalışmalarını yakından izlemeye  çalışıyorum geldiğimden beri. Dedikoduları da alıyorum tabi. Karşıt görüşleri de dinliyorum. Hiçbir zaman kişisel beklentim olmadığı için rahatlıkla eleştiri yapabilme özgürlüğüne  sahip biri olarak dedikodu olarak kalan iddiaları da araştırdım ama sonunda kendi görüşümde haklı çıktım. Ben denize göre İskenderun sınırlarında bu  kadar kıssa zamanda bu kadar dolu, dolu iş yapan bir belediye görmedim. Ancak meyve veren ağacın taşlandığını da herkes bilir. Oysa taşlamak  yerine onu korusak kollasak yardımcı olsak meyveleri belki daha sağlıklı olacak, dalları, yaprakları zarar görmeyecek. Değil mi ya? Nihayet ağaç bizim meyvelerde bizim. Ancak yinede gördüğümüz hataları sorgulamak hakkımızdır diyorum ve bu konuda göz yummak olası değil hiçbir zaman. Bu konuda ki son sözümü söylerken lütfen bu her kata 500 TL fiyatı aşağı çekmek mümkün mü diye soruyorum değilse su faturalarına yansıtılsın  bu çok daha iyi olur.

& & & & &

VERGİLENDİRİLMİŞ GELİR KUTSALDIR.

VERGİ VERMEK İNSANLIK ONURUDUR.

Ve işleri kolaylaştırmak… Aynı arkadaşım yine bazı kolaylaştırılmışlıklardan şikayetçi. Şöyle ki. Vergi vermek insanı insan yapan bir şeydir bence. Gelirinin bir miktarını paylaşmak vicdani özgürlüktür. Ve kesinlikle bize yol su  olarak geri dönecektir. Ancak adil olması şartıyla tabi… Arkadaşım gelir idaresinden mal beyanı ile ilgili bir mektup almış. Geçen yıl mal beyanı vermiş bu yıl vermemiş çünkü bu yıl kira geliri yokmuş. Ancak bunu  beyan edecek. Ama sisteme giremiyor. Peki neden? Çünkü kimlik bilgilerinin dışında, anne baba ya da çocuklardan birinin kimlik numarası isteniyor. Arkadaşımın, annesi, babası çocuğu yok. Dolayısı ile kimlik numaraları da  bulunmuyor. Bu yüzden siteme giriş de yapamıyor. Arkadaşım şehir dışında yaşıyor şehre inmek yerine kolaylık olsun diye kuşkusuz internet üzerinden yapmaya çalıyor işini. Ancak kolaylığa bakın ki annesi babası çocuğu olmadığı için sisteme giremiyor. Bu şartı koşan acaba hiç düşünmez mi? Bazı insanların hiç kimsesi olmayabilir diye. Herkesin ailesi olacak diye bir kural var mı? Anne baba vardı tabi ancak ikisi de en azından yirmi otuz yıl kadar önce vefat etmiş. Ki o zaman kimlik numarası uygulaması yoktu. Ne yapsın bu insan. Ve çocuğu da yok, eşi de yok bunlardan her hangi birinin kimlik numarasını sormanın kolaylaştırıcı tarafı nerde Allah aşkınıza bu durumda? Zaten şifreli bir soru var. Onu sormuşsunuz. Bu sorunun yerine başka bir şey sormak mümkün değil mi? Herkesin kolaylıkla yanıtlayabileceği. Üstelik yokluğunu yüzüne çarpmadan.

Arkadaşım çok üzgündü. Hem beyannamesini zamanında veremedi hem de, anasızlığı babasızlığı ve en önemlisi çocuksuzluğu yüzüne çarpıldı. Şimdi iyi mi oldu bu? Kolay mı oldu bu? Bugün herhangi bir vergi dairesine gidip bu uygulamayı soracağım. Ayrıca beyanname verme süresi geçti biliyorum ama çeşitli nedenlerden ötürü beyanname veremeyen bir sürü insan var daha biliyorum acaba bu soru iptal edilip yeniden bir on gün gibi daha uzatılabilir mi süre? Herkes vergisini vermek istiyor vicdani bir borçtur bu çünkü.

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım elimi eteğimi çekmek üzereydim aktif yaşamdan, kendimi kapatıp yalnızca felsefe ve tasavvuf okumayı düşünüyordum dünya benim dışımda dönsün istiyordum ama işte bazen bir arkadaşınız gelir. Hadi der hakkın yok kendine dönmeye. Zaten geceler senin. Ve şimdilik sağlık, sevgi, birlik ve beraberlik içinde kalalım diyorum. Hapşırmaktan üstelik arka arkaya geldiği için birbirine dolana dolana gelen hapşırıklardan sersemlemiş haldeyken yazıldı bu yazı. Yase

Günün Şiiri

Bülbül Ne Yatarsın Bahar Erişti

Bülbül ne yatarsın bahar erişti
Ulu sular göl olduğu zamandır
Kat kat oldu gül yaprağa karıştı
Gene bülbül kul olduğu zamandır

Gene bahar oldu açıldı güller
Figana başladı gene bülbüller
Başka bir hal olup açtı sümbüller
Aşıkların del’olduğu zamandır

Gene bülbül bilir gülün halinden
Yeter deli oldum yarin elinden
Aşık aşıp gelir yaya belinden
Yardan bize gel olduğu zamandır

Gene geldi türlü baharlar bağlar
Bülbül figan edip kamuyu dağlar
Türlü çiçeklerle bezenmiş dağlar
Ulu dağlar yol olduğu zamandır

Karac’oğlan der ki geçti çağlarım
Meyve vermez oldu gönül bağlarım
Aklıma geldikçe durmaz ağlarım
Gözüm yaşı sel olduğu zamandır

Karacaoğlan

 

Ağlama Sevdiğim Gül Dedi Bana

Seherden uğradım dostun köyüne
Hoş geldin sevdiğim in dedi bana
Tomurcuk memesin verdi ağzıma
Yorgunsun sevdiğim em dedi bana

Benim yârim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
İbrişim kuşaklı ince bellidir
İnce bellerimi sar dedi bana

Benim yârim bana yalan söylemez
Söylerse de gıybetimi eylemez
El yanında ikrarını söylemez
Elleri uyut da gel dedi bana

Mestine de deli gönül mestine
Aşık olan gül gönderir dostuna
Telli mahramasın attı üstüme
Terlisin sevdiğim sil dedi bana

Karac’oglan sırrın kime danışır
Siyah zülfü mah yüzüne kıvrışır
Ayrılanlar elbet bir gün kavuşur
Ağlama sevdiğim gül dedi bana

Karacaoğlan

Günün Sözü

Geç gelen bir bahar asla aldatmaz.

Çin Atasözü

Bir çiçekle bahar gelmez.

Türk Atasözü

Donlu günler artarsa, ilkbahar da uzun olur.

Rus Atasözü

Baharda havalar kuru giderse mahsul bol olur; son baharda da aynı havalar olursa mahsul olmaz.

Çin Atasözü

İlkbahardan önce gök gürlerse, kırk dokuz gün hava kötü olur.

Çin Atasözü

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here