Neticenin İtibarı

0
67

Fiziki doğada sistemler, başlangıç durumlarına hassas bağlılık gösteriyor.. Oluş anından itibaren başlayan değişimler, başlangıç durumuna hassas bağlılıklarını da koruyarak dönüşüyor ve  sürecin belirli bir zamanında görülebilir duruma geliyor..

Mesela; atmosferik sistem ve hava olayları..  Geçmişte, başlangıç durumuna ilişkin bilgiler tecrübeyle sabitlenmekte ve tecrübi bilgilerle tahminler yapılmaktaydı.. Şimdilerde ise, gelişen teknoloji marifetiyle toplanan veriler anında değerlendiriliyor ve netice itibarıyla olaylar kesinlik derecesinde tahmin ediliyor.. Ve fakat duyarlığı yüksek de olsa kaydedilemeyen dolayısıyla gözden kaçan çok küçük nedenlerin, görmezden gelinemeyecek kadar büyük sonuçlar doğurduğu da görülüyor..

Sosyal doğada da benzer bir durum yaşanıyor.. Mesela, insanlığın sosyaldoğasındakideğişim dönüşümleri inceleyen, topladığı verileri “başlangıç durumuna hassas bağlılıklarıyla” ilişkilendirip olayları neden sonuç bağlamında açıklayan İbni Haldun, ünlü “Mukaddime’sinde”şöyle diyor: “Olayları anlatmak yerine düşünmek gerekir. Bu da ancak, tarihsel olaylar yerine tarihsel nedenleri koymakla mümkün olur!”

Netice itibarıyla fiziki veya sosyal olaylarda, verili nedensel bütünü görmek gerekiyor.. Zira, bütün: parçalar arası dinamik ilişkilerden oluşmuş bir biçim ve bağımsız bir olgu anlamında söz konusu doğalarda bulunuyor.. Mesela, bir dersliğin fiziki doğasının, onu oluşturan tuğla, duvar, çatı gibi öğelerin; sınıfın sosyal doğasının da öğrencilerin ve öğretmenlerin özelliklerinin toplamından daha büyük olduğunu eğitimciler biliyor.. Ki ben, verili nedensel bütünlükle ilgili yeterli bilgimiz olmasa da; mekan, zaman içerisinde bulunan bu olguyu gündelik yaşamımızda da gördüğümüzü ve başkalarının da görebilmesi yönüyle tahmini görüşlerle açıklamaya çalıştığımızı söyleyebiliriz diye düşünüyorum.. Mesela, bir konu üzerinde düşüncelerimizi açıklarken, önce sonuç yargımıza temel olacak veriler anlamında, belirli ‘nedenleri’ sıralamıyor muyuz? Sonra ‘netice itibarıyla’ diyerek özet bir cümle ile o konu üzerindeki düşüncelerimizi veya görüşlerimizi bağlamıyor muyuz?

Sonuçta açığa çıkan bir olayın belirli nedenlerinin olduğunu biliyoruz.. Peki, belirli nedenler, belirli sonuçları açığa çıkartır mı? Çıkartır yargısında zorunluluk, çıkartabilir yargısında ise olasılık söz konusudur.. Eğer her şey henüz oluş halinde ise, belirli nedenler belirli sonuçları doğurabilir de doğurmayabilir de.. Böyle bir halde, düne göre yarın anlamında bugünü belirleyen neden, bugünün içindedir.. Eğer her şey olmuş bitmiş ise, belirli nedenlerin belirli sonuçları doğurması kesindir..  Böyle bir halde, düne göre yarın anlamında bugünü belirleyen neden, bugünün değil dünün içindedir.. Netice itibarıyla dar anlamda dün, bugün, yarın; geniş anlamda geçmiş, şimdi, gelecekle ilişkili görüşlerimizin, ‘oluş’ ya da ‘olmuş’ eylemselliğinde ve neden sonuç bağlamında belirlendiğini söyleyebiliriz..

İtibar; karşılaştırılan değer bağlamında, saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık anlamıyla tanımlanır sözlüklerde..  Mesela,bir kişinin itibarı, o kişinin tutum ve davranışlarındaki oluş’ ya da ‘olmuş’ eylemselliğinde ve neden sonuç bağlamında karşılaştırılan değerini gösterir.. Neticenin itibarını da, sonucu oluşturan belirli nedenlerin benzer nedenlerle karşılaştırılan değeri açığa çıkartır.. Öte yandan bu netice, düne ait nedenlerin sonucu da olsa, itibarı; bugüne ait nedenlerin yarınki olası sonuçlarıyla da değerlendirilebilir.. Ki neticenin itibarı üzerinde bu bağlamda bir değerlendirme, tarih muhasebesi anlamında da okunabilir..

Tarih denilince her ne kadar geçmiş zaman fotoğraflansa da zihnimizde, tarih anlayışı denildiğinde geçmiş, şimdi ve gelecek bütünlüğünde ışır bilincimiz..Geçmişin muhasebesini, geleceğin hesabını yaparken hep şimdiki zamandan hareket ederiz.. Miladi geçmişle, Hicri gelecek arasında asılı duran ömür takvimimizden kopardığımız her yaprak; yarınki günümüzde bugünümüzün dün olacağını hatırlatır bize..Her bugünümüzde yaşarız dün ile yarınımızı.. Yaşanmış olanlarla yaşamakta olduklarımızın sentezini, yaşanacak yeni bir tez olarak sunarız yarınlarımıza.. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında kurduğumuz bu diyalektik birliktir tarihe verdiğimiz anlam.. Ve zaten bu anlamda ışır tarih bilincimiz..

Soralım, geçmiş, şimdi ve gelecek arasında kurduğumuz diyalektik birlikle tarihe verdiğimiz anlamı duyumsayabilme bağlamında kendimize: Ömür takvimimizden kopardığımız yapraklarda, hangi kıvamda akar mesela hayatımız? Netice itibarıyla ne mutlu “ahseni takvim” (en güzelkıvamda) yaşayanlara!

Selam ve saygılar…           ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here