Antakya’nın Kalbinde Umut! Yıkılan Kilisede Kültürel Diriliş
6 Şubat depremlerinde ağır hasar gören ve Antakya’nın simge yapılarından biri olan Antakya Ortodoks Kilisesi, kadim kentin kültürel mirasına sahip çıkmak amacıyla anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Dünya Anıtlar Fonu (World Monuments Fund-WMF) ile Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı iş birliğinde düzenlenen “World Monuments Fund İzleme Günü” programı, hem duygusal hem de sanatsal yönleriyle dikkat çekti.
Sanat yönetmenliğini Mimar Buse Ceren Gül’ün üstlendiği etkinlik, bir dönem sosyal ve dini organizasyonların merkezi olan Antakya Ortodoks Kilisesi avlusunda gerçekleşti. Programa, Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fadi Hurigil, Antakya Rum Ortodoks Patrik Vekili Peder Pavlus Orduluoğlu, ruhani liderler Dimitri Doğum ve Jan Dellüller, Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Selahattin Öztürk, farklı din ve mezheplerin kanaat önderleri, Ortodoks vatandaşlar ve çok sayıda davetli katıldı.
Program, Peder Pavlus Orduluoğlu’nun okuduğu dua ile başladı. Ardından dünyaca ünlü piyanist Renan Koen’in verdiği konser ile devam etti. Koen, Hatay Akademi Orkestrası ile birlikte seslendirdiği Antakya türküsü “Şu Karşıki Dağda Kar Var Duman Yok” eserine arp çalarak ve soprano sesiyle eşlik etti. Devamında seslendirilen “Habbeytek” adlı Arapça esere tüm konuklar coşkulu bir şekilde katıldı.
Etkinliğin en duygu yüklü anlarından biri, Hatay’ın MEB onaylı tek sanat akademisi olan Fatma Satar Müzik Resim ve Bale Akademisi öğrencilerinin sahneye çıkışı oldu. Kilisenin yıkıntıları arasında ayakta kalmayı başaran tarihi merdivenden beyaz giysiler içinde bir meleğin ezan, çan ve hazan sesleri eşliğinde sahneye inişiyle başlayan “Antakya’nın Ağıdı” adlı bale gösterisi izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
Genç balerinlerin, beyaz kostümler yerine bu kez siyah giysileriyle kilise avlusunda belirdiler. Tozlu taşlar arasında, yıkıntıların gölgesinde ve belki de en çok ihtiyaç duyulan yerde sanatlarını sergileyen balerinlerin siyah kostümlerinde oluşan toz lekeleri, bu şehrin yeniden doğuşunun birer işareti gibiydi.
Antakya’nın geçmişine, bugününe ve geleceğine ışık tutan bu anlamlı gösteri; sanatın iyileştirici gücünü, gençlerin yürekliliğini ve bir şehrin küllerinden doğma azmini gözler önüne serdi. “Antakya’nın Ağıdı” sadece bir performans değil; aynı zamanda bir haykırış, bir dua ve bir diriliş öyküsüydü.
Program kapsamında ayrıca Fotoğraf Sanatçısı Alper Şener’in Antakya temalı fotoğraf sergisi katılımcıların beğenisine sunuldu. Etkinlik boyunca katılımcıların duygu ve düşüncelerini paylaşabildiği Anı Ağacı Etkinliği düzenlendi.
Etkinlik, MEB Hatay Fatma Satar Müzik Resim ve Bale Akademisi resim bölümü öğrencilerinin hazırladığı Antakya tarihi temalı yağlı boya sergisi ile sona erdi.
Yıkımın ortasında umudu ve dayanışmayı büyütmeyi amaçlayan bu özel etkinlik, Antakya’nın zengin kültürel geçmişine ışık tutarken, kente yeniden hayat vermek adına önemli bir adım oldu. (Haber Merkezi)