“Yerel Yönetimler ‘Acil Durum Eylem Planları’ Hazırlamak Zorundalar”

0
35

Prof. Dr. Abdulla Sakallı, İklim Değişikliğinin Etkilerine Karşı Uyardı;
“Yerel Yönetimler ‘Acil Durum Eylem Planları’

Hazırlamak Zorundalar”

Mevsim normallerinin ‘üzerinde’ seyreden hava sıcaklıklarının doğuracağı sorunlar hakkında görüşlerini aldığımız İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Abdulla Sakallı, acilen iklim değişikliğinin insanlar üzerindeki ve ekosistem üzerindeki etkilerinin araştırılıp bunlar üzerine ‘azaltım’ senaryolarının başlatılması gerektiğini vurguladı.

Kış aylarında olunmasına rağmen hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin çok üzerinde seyretmesi felaket senaryolarına zemin hazırladı.

Biz de İskenderun Gazetesi ekibi olarak, bilimsel veriler ışığında en doğru bilgileri alabileceğimiz, uzun yıllardır iklim değişikliği konusunda araştırma ve çalışmalar yapan (İSTE) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Abdulla Sakallı’dan konu hakkında bilgiler aldık.

Yaklaşık olarak buranın iklimsel değişikliğini 20 yıldır takip ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Sakallı; “Elimizde son 20 yıllık veriler özellikle şunu gösteriyor; Bu sene şu ana kadar ocak ayında son 30 yılın ortalamasının sadece 3 gün altına indik. Geri kalan günlerin hepsinde 27 günün tamamında biz ortalamanın üstündeydik. Bu da bize şunu gösteriyor. İklim değişikliği şu anda, şiddetli bir şekilde etkisini gösteriyor, göstermeye devam edecek. Kısa, orta ve uzun vadeli bunların etkisi olacak tabi ki. En büyük etkileri kısa vadede, bizim hem bitki örtüsüne hem, canlılara, diğer canlılara çok ciddi negatif etkileri olacak” şeklinde konuştu.

“Ekosistemi Tamamıyla Değiştirecek”

Deniz suyu sıcaklıklarının artışının doğuracağı sonuçlara da değinen Sakallı; “Deniz suyunun ısınmasını ben 2017 yılında özellikle Akdeniz için modelledim. 2017’de Akdeniz için, 2018’de de Karadeniz bölgesi için modellemiştim. Doğu Akdeniz bölgesinde bizim bulunduğumuz bölgede 2035 yılında yaklaşık olarak bir 1,5-2 derecelik bir artış öngörüyorduk. 2100 yılında da bu artış bazı noktalarda 8,5 dereceyi bulacak Doğu Akdeniz için. Peki buradaki denizlerdeki bu sıcaklık artışı neye sebep olacak? Denizlerdeki bu sıcaklık artışı sadece biz insanları değil, insanların içinde yaşadığı ekosistemi tamamıyla değiştirecek ve etkisini gösterecek. Buradaki canlı çeşitliliğini değiştirecek” dedi.

Kısa orta vadede buraya tropiklerden gelen bir sürü hastalık beklediklerini de önemle vurgulayan Sakallı; “Ayrıyeten tropiklerden bu hastalıkları buraya taşıyacak olan zonos dediğimiz bu taşıyıcı hayvanları biz bekliyoruz burada. Bu etkileri göz ardı etmemek lazım. Bunları ciddi bir şekilde çalışmak lazım. Halk sağlığından arkadaşların bunlara değinmesi gerekiyor artık yavaş yavaş. Özellikle Türkiye’de tıp alanında uzmanlaşmak isteyen genç arkadaşların bu tropik hastalıklar üzerine yoğunlaşmasını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Bitki Örtümüz de İnsanlarımız da Hazır Değil”

İklim değişikliğinin üretime de ciddi anlamda etkisi olacağını kaydeden Sakallı, yerel yönetimlerin acilen, iklim değişikliğinin insanlar üzerindeki ve ekosistem üzerindeki etkilerini araştırıp bunlar üzerine ‘azaltım’ senaryoları başlatmaları gerektiğinin altını çizerek; “Şu anda bu bölgede biliyorsunuz Demirçelik sanayisi gelişmiş durumda. Demirçelik sanayisi burada tabii ki şu anda 2025 yılından sonra karbon emisyonunun azaltılması hususlarında Türkiye’nin ileriye dönük bir vizyonu mevcut. Paris Anlaşması ile beraber bizim sahip olduğumuz bir vizyon mevcut. 2030 ve 2035 yılında biz karbon nötre yakın bir ekosistem oluşturmak istiyoruz burada. Tabii bizim buraya en fazla etki eden hususlardan bir tanesi bu ağır sanayinin atmosfere saldığı partikül maddeler. Bunlar üzerinde de bir çalışmamız var. Gelecek aylarda bu çalışmanın sonuçlarını yayınlamayı planlıyoruz.

 İklim değişikliği bu şekilde etkisini sürdürmeye devam ederse buraya düşecek olan  yağış rejimlerinin dağılımında, zamansal dağılımda bir değişiklik bekliyoruz ve bu toplamda yıl bazlı totalde belki miktarda herhangi bir değişiklik, çok az bir değişiklik olacak ama bunun dağılışında değişiklik olacak. Dağılışının etkilerini de biz şöyle göreceğiz; Normalde ekosistem yağmur suyunu eğer normal dağılmış bir şekilde alırsa onu kullanabilme potansiyeline sahip.

Çok hızlı inerse, bu süre daralırsa buradaki yağmur suyunu kullanma ihtimalimiz ortadan kalkıyor. Kuraklıkların zaten en büyük sebeplerinden birisi bu. Kuraklık periyotlar gitgide açılıyor. Buranın bitki örtüsü de buna hazır değil, insanları da buna hazır değil.

Acilen yerel yönetimler genel yönetimlerle beraber burada acil durum eylem planları hazırlamak zorundalar. Kısa, orta ve uzun vadeli bu iklim değişikliğinin insanlar üzerindeki ve ekosistem üzerindeki etkilerini araştırıp bunlar üzerine ‘azaltım’ senaryoları başlatmaları gerekiyor.

Bu azaltım senaryolarını başlatmazsak çok geç kalmış oluruz. Önümüzdeki yıllarda iş işten geçmiş olabilir. Bu acil eylem planlarının, mümkün olduğunca kısa sürede çalışılması gerekiyor yerel yönetimler tarafından” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here