İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan belediye başkanları için Facebook sayfalarında nefretle olayı protesto eden kişilerin açıklamalarını okuyup, incelediğimde, bu vatan uğruna şehit verdiğimiz evlatlarımızın kemiklerini sızlattıkları gibi bizleri de can evimizden vuruyorlar.
Bizlere ne oldu da şer güçlerinin otağ kurdukları ve kurtarılmış bölge ilan ettikleri kendi öz şehirlerimizde, bizlere yapılan zulümleri görmeden gelip, bana kurşun sıkanlarla bir olanlar keyifle şer güçlerinin arkasından şimdilerde methiye yazıyorlar. Ülkemiz nasıl bu günlere geldi hayret etmemek elde değil. Cumhuriyet Savcılarımız ve istihbarat birimlerimiz bu sosyal medya denilen şeyin üzerinden acımasızca bizleri yok sayan kişileri görmüyor mu? Görmüyorlar mı? Bu sosyal denilen sayfaları takip etmiyorlar mı?
Doğu illerimizde şer güçlerle dirsek temasında olan bazı belediye başkanlarının görevlerinden alınmasıyla ilgili, geçen gün ulusal medyada haber şu şekilde verilmişti. ‘…Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan İçişleri Bakanlığı tarafından görevlerinden uzaklaştırıldı…’ Bu haberin hemen ardından sosyal medya üzerinden Türk hükümetimize, kolluk kuvvetlerimize, İçişleri Bakanına, Cumhurbaşkanımıza aniden sözlü saldırılar başladı. Hiç araştırılmadan soruşturulmadan yapılan yaylım saldırılar, ta Barolar Birliğine kadar uzatıldı. Maksat özgür yurdumuz üzerinde değişik bölücü sloganlarını taze tutabilmek.
Kardeşim burası Türk ulusu ve bu vatan sizleri asla kendi bünyesinde barındırmaz. Bu vatan üzerinde kendi bildiğiniz karma karışık oyunları asla oynayamazsınız. Gençliğim Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzda geçti. Oralarda hala yüzlerce arkadaşlarım var. Zaman içerisinde onlarla yazışır ve konuşuruz. Onlarla gönül bağımız var. İçlerinde beraber askerlik yaptığımız olanlar da var. Ne oldu da bu günlerde ülkemin doğusunu ateş çemberine çevirdiniz. Sizler bu vatanıma nereden geldiniz?! Topraklarımız üzerinde akan şehit kanlarımız hala kurumadı. Vatan topraklarımın tamamı şehit kanlarıyla sulanmış. Vatanım üzerinde neyin toprağını talep ediyorsunuz??.
Kusura bakmayın burası Türkiye Cumhuriyeti!.. Burada her önüne gelen teknolojinin nimetlerinden faydalanarak, istediği gibi yorum ve yazılar yazamaz. Beni hor görüp şer güçleriyle birlik ve beraberlik yapamaz. Evet onları halk seçmiş olabilir buna bir sözüm yok ama bana silah çekenlerle iş birliği yapanların cezaları var ki devlet onları görevlerinden el çektirdi. Yerlerine kayyum atadı.
Vallahi güzel, beni vuracaksın ses çıkmayacak. Benim vatanımdan beni kovmaya çalışacaksın ses çıkmayacak. Burası dingonun ahırı sanki! Vatanımın dışında nereye giderseniz gidin orada kendi kendinize slogan atın durun. Kimse size bir şey demez. Dönüp de size bakmazlar bile sazı kendiniz çalar kendiniz oynarsınız. Bu topraklarda yaşıyorsanız özgürce yaşamanın ilkelerini öğreneceksiniz. Vatanım üzerinde karışıklıklar yapmayın. Şer güçlerin yani benim evladımı Mehmet’imi kahpece şehit edenlerle birlik içinde olmayın. Bu vatan siz deseniz de demeseniz de hukuk içerisinde yönetiliyor. Savcısı var, Hâkimi var, Avukatı var. Sanmayın bir olay yapılıyor ve ardından unutuluyor. Şunu bilin ve kafanıza iyice yerleştirin. Bu hor gördüğünüz ülkede hiçbir şey asla unutulmuyor. Bu ülke için hata yapan kim olursa olsun zamanı gelince adalet önünde hesap veriyor. Tıpkı bu günlerde gördüğünüz gibi!
Şunu da asla sakın unutmayın! Bu ülke yüzyıllar boyu süre gelen asil bir milletin bu günlere kadar gelmiş sağlam kalıntılarıdır. Bazen sizlere her şey şaka gibi gelir gelmesine de siz yine silkelenin ve kendinize gelin. Nerede yaşadığınızın idrakinde olun. Öyle sosyal medya üzerinden kimse ahkâm kesemez. Bu devleti yönetenlerle alay geçemezsiniz. Oturun rakınızı için enstrümanlarınızı çalın kafayı bulup bu vatan evlatlarımıza bu vatan topraklarımıza sakın ama sakın dil uzatmayın. Kafanızı kaldırıp etrafınıza bir bakın. Gördüğünüz her kişinin geçmişinde ve bu günlerinde bu vatan uğruna şehit olmuş delikanlıların siluetlerini onlarda görürsünüz. Ama onlar çok sessiz şekilde yollarına devam eder durur. Sabır taştığı an her şey bitmiştir.
