Sporla Beraber İbadet (3)

0
84

Değerli okurlarım, ülkemizin dünya üzerindeki öneminden biriside, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarıdır. Bildiğiniz gibi ülkemizi Avrupa’ya hem yaklaştırır, hem de onlardan ayırırız. Biz de, bu felsefeden hareketle “din ile spor” arasındaki benzerliklere gerçekçi bir biçimde göz atalım, bakalım neler varmış.

*Din ve Sporun, kendilerine özgü aktivitelerini gerçekleştirecek özel alanları bulunmaktadır. Stadyumlar, kapalı spor alanları, özel olarak buzlandırılmış (dondurulmuş) yüksek atlama parkurları, spor kompleksleri, tapınaklar, kiliseler, camiler gibi.

*Sporun, kitapları, yöneticileri, teknik adamları, kondisyonerleri ve antrenmanlarına karşın, dinlerin de ibadet edenleri, kitapları ve ibadetleri vardır.

*Her ikisinin de özel zamanları ve bu zamanlarda icra ettikleri özel festivalleri bulunmaktadır.

*Din ve sporda, etkinliğe başlamadan önce ve sonra seremoniler ve törenler yapılır.

*Birbirine çok benzeyen bu ikili, toplum içindeki gruplara moral dopingi yapar.

*Din ve sporda, müstesna kişiler bulunmaktadır. Örneğin, unutulmaz futbolcular, rekortmenler, heykelleri dikilen ve yeni kuşakların unutmayacağı sporcular. Dinde de âlimler, veliler, hocalar, azizler, papazlar gibi.

*Papazların ve hocaların özel kıyafetleri vardır. Sporcular da özel teçhizatlara sahiptir. (forma, şort, krampon, eldiven, tekmelik gibi )

*Papazlar ve hocalar, cübbesi ya da kaftanı olmadan dini icra edebiliriler ama (her zaman değil) örneğin futbolcuların sahaya formasız çıkması söz konusu olamaz.

*Her ikisi de insanların yaşamına kişisel anlamlar katıyor ve çeşitli aktivitelerin doruğuna yükseltiyor. Sporun aktiviteleri oldukça değişkendir. Kiliseye ve camiye gitmenin koşulları bellidir. Fakat, futbolu, sadece defans ve hücum olarak düşünemeyiz, bu çok yanlış olur.

*Her ikisinde de, insanın bireysel ve dünyevi yaşamı arasında deneyimlerden kaynaklanan geçici sınırlandırmalar vardır. Kiliseler ve camilerde bir arbede çıkması düşünülemez ama stadyumlar böyle-böyle hadiselere hem açıktır hem müsaittir ve de hadiselerin çıkması için ortam hazırlanır, yani bunun için can atılır.

*Bu ikili de maneviyat çok önemlidir. Allah’a yakarışta, tertemiz bir kalbe sahip olmak şarttır. Futbolda ise, maneviyatın yanı sıra, moral-motivasyon ve spor ahlakının özümlenmiş olması gerekmektedir.

Futbol din gibidir demiştim de, homurdanmalar olmuştur. Yavaş-yavaş ağır basan yönleri ortaya çıkıyor. Yarına devam edeceğiz…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here