Spor, Siyaset ve Anılar (5)

0
24

Değerli okurlarım, sporu sevmek ve onunla ilgilenmek için mutlaka spor yapmış olmak gerekmiyor. Örneğin futbola aşırı tutkusu olanlar, fanatikler sanki futbol mu oynamışlar? Tabi ki hayır! Keşke oynamış olsalardı.

Sporu yönlendirenler en azından bu işi bilen, spor ahlakını özümlemiş olanlardır. Dün ve evvelsi gün bu konularda biraz derleme toparlama yapmıştım belki fark etmişsinizdir. Futboldan nemalanmak isteyen o kadar çok siyasi var ki saymakla bitmez bu ayak oyununun özerk olduğuna sevinmiştim. Keşke olmasaydı. Bir basın mensubu olarak geçtiğimiz yıllardaki TFF Başkan seçimlerini yakından takip etmiştim.

Anıları anlatırken de özellikle bir anımı anlatmazsam eksiklik olacak diye düşünüyorum. Kasımpaşalı Çamur Nuri isminde bir arkadaşım vardı ve bana aynen şunları söylemişti; “…Hepimizin yakından tanıdığı ünlü bir Türk büyüğü var, arada bir kendini peygamber sanıyor. Kendisiyle aynı takımda top oynamışlığım var. İkili mücadelelerde rakibe iyice sarıldığı için kendisine “Yengeç Neco” denilmişti. İlk bakışta zararsız bir insan görüntüsü alırsınız.

Dinci yönü ağırlıklıdır. Geçenlerde rakı içenlere önemli bir mesaj vermişti. Kendisi bildiğim kadarıyla içkisi sigarası yoktur ya, belki de evinde gizlice kullanıyordur…”

Evet, şunları söylüyordu; “Bira, rakı içmeyen, önce ahlaksız olursunuz. Ayrıca aile bütçeniz önemli ölçüde sarsılır. Hani şu yediğiniz üzüm, kavun, karpuz var ya. Onlarda da alkol var. Sadece fiyatlarını bilmiyorum. Sanırım pahalı değildir. Onlardan bol-bol yiyin, yine kafayı bulursunuz. Kafası kıyak gençlik istemiyoruz ya, o da ayrı bir konu!”

Öneriyi alan bir arkadaşımız doğruca gitmiş bir lokantaya ve üzüm, kavun, karpuz istemiş birer porsiyon. Bunlar bitmek üzereyken bir de salatalık yemiş ifadeye göre zil zurna olmuş. Yani karıştırmış anlayacağınız.

Doğruyu söylemek gerekirse, bizde olanlar kimselerde yok. Nasıl mı? Anlatayım siz de inanacaksınız. Sağa sola bağıran, posta koyan Dünya lideri! Yan-yan yürüyen Yengeç Necolar, din-iman istismarcıları… İhale uzmanları, çimento yerine toprak kullanan… İsviçre bankalarını en ünlü mudileri…

Bu saydıklarım var ya, inanın en kralı bizde mevcut. Fakat o kadar ağır başlılar ki, hemen ortaya çıkmazlar. Ya birisi göz kırpacak ya da zamanlamayı iyi yapacaklar. Profesyonelce hareketler, hakemin önünde yere düşmeler, mağdur numaraları bunların kurs gördüğü alanlar. Sırtlarını iyi yere dayamışlar, şimdilik iyi duruyor. 23 Haziran’da n’olur bilemem.

Yüce meclis, barış, özgürlük, demokrasi, hürriyet, eşitlik gibi kavramları ezberlemek de tabiî ki fayda var. Dinci, cemaatçi, istismarcı… Bunları da öğrenenler “Ne istediler de vermedik?” diyebilirler.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here