Yıllardır yazılıp, çizilir ama bugüne kadar hiçbir siyasetçinin el attığını, meseleleri çözdüğünü veya çözmek için çaba sarf ettiğini göremedik. 2 yıl önce büyük bir deprem yaşadık. Kahramanmaraş merkezli depremden en fazla etkilenen şehir Hatay…
204 barınma merkezi ile Hatay en çok konteyner kente sahiptir. İlimizde devlet tarafından yaptırılan 40.586 konutun bugüne kadar sadece 13.233’ünün anahtarı teslim edilmiş olan ailelerin 6994’ü fiilen dairelerinde oturabiliyor. Diğerleri ya başka şehirlerde veya konteynerlerde yaşamını devam ettirmeye çalışıyor.
Bir de “rezerv alan” adıyla ilan edilen bölgelerde vatandaşın sağlam evi boşalttırılıp yıktırılıyor veya mülklerine veya arsalarına el konulan yurttaşlara bir dükkân dahi verilmediği söyleniyor. Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a mağdur vatandaş tarafından bu durumun anlatıldığını televizyon haberlerinde gördüm. İddialar doğru ise bu bir gasptır!
İskenderun’un doğu kesiminde bulunan Aşkarbeyli’den itibaren başlayan Karayılan’a kadar devam eden bölgede açılan taş ocakları halkın yıllardır kanayan yarası. 22 yıldır iktidarda bulunan AKP bu yöre insanlarının oyları ile İskenderun’da yerel anlamda da iktidardır. Genel anlamda yüzde 70’inin oylarını almaktadır.
Birkaç gündür Bekbele halkı sosyal medyada Orhangazi Mahallesinde bir şirketin cüruf işleme tesisi açacağı haberleri çalkalanıyor. Bugüne kadar taş ocaklarından çektiğimiz yetmemiş gibi bir de “cüruf işleme” tesisi Bekbele halkı için bir zulümdür.
Birçok basın mensubu arkadaşım yazdı. Daha önce ben de köşemde değindim. Senelerdir başımızın belası olan “angus” lar bugünlerde yine ortalığı leş gibi kokutmaya başladı. Evlerimizin işyerlerimizin kapı ve pencerelerini açamıyoruz. Bu pislik nedeniyle kentimizin her yanında sinekten geçilmiyor. Sorumlu kim? Limak denilen AKP’nin büyük ihalelerini aldığı söylenen 5 firmadan biri…
Peki derdimizi kime anlatmalıyız? Belediye başkanı burada yaşıyor. Milletvekilleri de sürekli gelip gidiyor. Bu pis kokuyu duyup ta rahatsız olmuyorlar mı? Yoksa Limak Holdinge güçleri mi yetmiyor?
Meselenin özünde ne var biliyor musunuz? Siyasi partiler yasasının demokratik olmayışı… Milletvekillerini, belediye başkanlarını kim seçiyor? “Halk seçiyor” demeyin. Tüm adaylar siyasi partilerin genel başkanları ya da genel başkanlarca tayin edilen seçici kurullarca belirleniyor. Biz halk olarak genel merkezlerce belirlenmiş olan adaylara sadece oy veriyoruz.
Demokrasi, adayların kayıtlı üyelerce, hakim önünde yapılan ön seçimlerle tespit edilmesidir. Hâkim önünde yapılan ön seçimi kimsenin bozma yetkisi yoktur. Maalesef hiçbir siyasi parti bugün ön seçim yapmıyor. Temayül yoklamaları halkın gazını almak için yapılan aldatmacadan başka bir şey değil. CHP’nin “teşkilat gözetiminde” yaptığı yoklamalar da, AKP’nin zaman zaman yaptığı temayül yoklamaları da ön seçim değildir. Demokrasi hiç değildir.
Hâkim huzurunda yapılan ön seçimle seçilen milletvekili, belediye başkanları halkın adamlarıdır. Diğerleri göbeklerinden kendilerini aday gösteren genel merkezlerine bağlıdır! O nedenle de bu meseleyi yukarıya anlatamazlar.
Aksini iddia ediyorlarsa en azından şu anda teneffüs etmek zorunda bırakıldığımız “angus” sorununu çözsünler. Çözemezler… Çünkü Limak Holding’e hiç birinin gücü yetmez. Yeter diyorlarsa görelim.
İşte meydan!