Adalet ve Kalkınma Partisi 2002 yılında iktidar oldu. Tam 23 yıl olmuş. Demokrasilerde bu kadar uzun süre iktidarda kalabilen siyasi parti pek nadir… Halen iktidarda bulunan AKP bir lider partisi! Genel başkan ve bugün üç dönemdir Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan siyaseti bıraksa, geriye yalnız tabelası kalır. Siyasi tarihimiz liderleri bıraktıktan veya vefat ettikten sonra sadece tabelası kalan partilerle dolu.
Demokrat Parti denilince akla gelen Adnan Menderes, Adalet Partisi denilince Süleyman Demirel, ANAP denilince Turgut Özal v.s… Bugün bu partilerin sadece tabelası var. Genel başkanları yok mu? Tabii ki var ama sokaktaki vatandaşa sorsanız yukarıda saydığım isimleri söyleyecektir. Bugünkü isimleri, yüzde 99’un bilmesi mümkün değil.
Fakat bu saydığım siyasi partilerin hiç biri AKP kadar iktidarda kalamadı. Bazıları altı kere gidip, yedi kere gelmiş olsa da…
AKP, ilk yıllarında gayet güzel işler yaptı. Mesela ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan iken ekonomi gayet düzgün gidiyordu. Babacan ekonomiyi bıraktıktan, özellikle de Erdoğan “Ben ekonomistim, bunların kafası basmaz…” demeye başladıktan sonra gelen maliye bakanları bir türlü işi rayına oturtamadı. Damat Berat Albayrak niçin bakan yapıldı? Herhalde Erdoğan emrinde olsun, eli altında bulunsun, her istediğini yapsın diye… Tabii yürümedi.
Daha sonra TV’de program sunucusuna “Gözlerime bak ne görüyorsun?” diyen ve ekonomiden hiç anlamayan Nurettin Nebati geldi. O geldi, bu geldi… Kim geldiyse ipler hep Cumhurbaşkanının elinde olduğu için ekonomi gemisi karaya oturdu. Bağımsız olması gereken Merkez Bankası başkanları sık-sık değiştirildi, yine olmadı. Bir türlü düzen tutmadı.
Bu arada yine bağımsız olması gereken TÜİK başkanları da öyle… Çünkü çalışanlar, asgari ücretliler ve emekliler bu kurumun çarşı pazarda yaptığı enflasyon hesaplamaları neticesinde zam alıyordu. TÜİK enflasyonu hep düşük göstermek zorunda bırakıldı. Hala da öyle devam ediyor. Öte yandan asgari ücretli, memur, memur emeklisi, Bağ-Kur ve SSK emeklisi aldığı zamlarla geçim sıkıntısı içerisinde…
2016 öncesi emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katı iken bugün neredeyse asgari ücretin yarısı seviyesine geriledi.
Özelleştirme adı altında Cumhuriyet döneminde kazanılan fabrikalar satıldı fakat ekonomi daha kötüye gitti.
Yapılan ballı ihalelerle birçok yandaş zengin edildi, vatandaşın ekonomisi günden güne kötüye gitti.
Yapılan otoyollara, köprülere, hava alanlarına, şehir hastanelerine dolar kuru üzerinden garantiler verildi, hazine tamtakır edildi.
Vergilere, cezalara, otoyollara, kiralara astronomik zamlar yapılırken diğer yandan sarayın günlük harcaması 35 milyon liradan 59 milyon 300 bin liraya çıkarıldı. Bu rakam bir aylık 2696 asgari ücrete denk gelmektedir.
Daha geçenlerde Erdoğan Orta Asya’ya yaptığı dört günlük geziye 3 uçakla gitti. Bu uçaklardan biri kendisi ve eşine tahsis edilmişken, bir diğeri maiyetini, üçüncüsü araçları taşıdı. Üstelik uğradığı her ülkenin devlet başkanına bu fakir milletin parası ile birer TOGG otomobil hediye etti.
İsrafı bu kadar artıran Erdoğan, bir yandan devlette tasarruf uygularken (nasıl tasarrufsa?..) diğer yandan millete her zaman olduğu gibi “sabır” tavsiye etmeye devam ediyor.
Halk olarak belimiz o kadar büküldü ki; artık sabredecek halimiz kalmadı. Bu zorba iktidardan bir an önce kurtulmak için milletçe dua ediyoruz!