Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Eh artık bizde de var Koronavirüs. Dünyayı kasıp kavuran 4 binin üzerinde ölüme neden olan sanki eksik kalmışız gibi bize de giriş yaptı, bunca sıkıntı içinde bir o eksikti zaten.
Ayna ve Süpürge Derneğinin bu haftaki konuğu Doktor Serdal Kanuncu, koronavirüs hakkında baya yararlı bilgiler aktardı. Hemen hepimiz şu ya da bu şekilde bir şeyler biliyoruz ancak bunları bir uzmandan duymak daha başka oluyor tabi. Konukların katılımı ile çok yararlı ve güzel bir bilgilendirme toplantısı gerçekleşti. Ancak yazımı yetiştirmek için erken çıkmak zorunda kaldım. Söyleşi bütün hızı ile devam ediyordu.
Yani hemen bütün dünyayı saran virüs gerçekten bazen korkutucu olabiliyor. Ancak düşününce çok korkmamakta lazım diyorum. Çünkü kanser ve normal gripten ölüm sayısı en az bu salgın kadar çok. Ve atalarımızın dediği gibi “korkunun ecele faydası yok.” Ve hastalıkların en çok sevdiği şey bağışıklık sisteminin zayıflığı; bağışıklık sistemini zayıflatan etmenler doktorunda söylediği gibi önce korku, endişe, üzüntü bağışıklık sistemin zayıflatır, birde diyabetiniz varsa, birde belli bir yaşın üstünde iseniz yalnız bayan koronaya değil bay kansere ve daha bir sürü hastalıklara da yaldızlı davetiye çıkarmış oluruz.
Tabi ki azıcık korkacağız “ne kadar mı?” Ellerimizi en az iki dakika tırnak içlerine dek iyice sabunla yıkayacak, toplu yerlerde çok zorunda olmaz isek bulunmayacak, biriler ile karşılanınca öpüşmekten, sarılmaktan hoşlanan bir millet olduğumuz için yalnızca selamlaşmakla yetineceğimiz kadar ve tabi öpmenin yerine geçebilecek güzel ve sarıcı sözlerle konuşacağız ki bu durumun geçici olduğunu bilelim. Ve tabi maske kullanmak gerekebilir ama maskenin çokta bir fonksiyonu yokmuş ancak daha gelişmiş, mikrop geçirmeyen maskeler varmış, bulursak onu kullanabiliriz.
Ve beslenmek tabi… Bağışıklık sistemini güçlendirecek bütün çorbalar olabilir, tavuk suyuna çorba örneğin ezo gelin çorbası örneğin kelle paça örneğin ve bendeniz çorbalar içinde en kolayına kaçarım her zaman örneğin tavuk suyuna şehriyeli çorba Allah’tan çokta severim yoksa valla bağışıklık sistemim yerlerde sürünse derdim olmazdı yani. Ve onu zencefil, kırmızı acı biber, sarımsak ve kekikle zenginleştirip öyle içerim ki kulaklarımdan zızızı sesleri gelmeye başlar. Eminim hepinizin sevdiği bir çorba vardır, sizde onu zenginleştirip en azından bir bardak içerseniz valla hiçte fena olmaz yani? Kelle paça sevenlere ne mutlu bol bol yapılıyor dışarılarda istediğin saatte ısmarla hemen gelir bendenizin en hasta olduğu şey.
Ve sevgili okuyucularım korkunun azı karar çoğu zarar bu her şey için geçerlidir bendenizce ancak önlem alacak kadar korkalım yalnızca lütfen. Ve dilerim tez miadını doldurup bu dünyadan çekip gitsin diyeceğim ama kardeşim bir gelen bir daha gitmiyor mutasyona uğrayıp yerleşiyor dünyaya şu ya da bu adı alarak… Bu yüzden bizim yapmamız gereken tek şey kendimizi güçlendirmek, bütün hastalıklara karşı her zaman. Doğru ve düzenli beslenme, yürüyüş, yüzme, bol güneş, sigarasız, içkisiz bir hayat ve tabi en zoru özellikle bu günlerde şöyle geniş geniş bir kahkaha atabilmek… Sağımızda, solumuzda hastalıklar, savaşlar, yokluk ve yoksulluk ki hastalıklar en çok onları sever. Savaşlar, depremler, işsizlik, mülteciler sorunu gel de kahkaha at. Gülümsemek bile ağır gelmeye başladı valla ama yine gülümsemeye çalışalım ve güzel, tatlı sözcüklerle birbirimize yardım edelim. Ve lütfen korkmayalım, geleceği varsa göreceği de var. Duvara da çarpabilir, pamuğa da artık o bize kalmış.
Ve sevgili okuyucularım bendenizi bu havalar koronadan daha çok etkiliyor… İnanın bahar başımın belası, alerjiden geberesim var, hapşı tıkşılardan geçilmiyor valla bağışıklık sitemin burada es geçiyor valla ya da bu yüzden yatmıyorsam normal hayatıma devam edebiliyorsam belki bağışıklık siteminin gücünden valla bilmiyorum. Şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalalım, ayrımsız, gayrımsız her zaman her yerde. Yase
