İskenderun Körfezi, Ege ve Akdeniz Suları Tehlikede!! Aslan Balığı&Balon Balığı İçin Bakanlık SOS Verdi…!

0
329

Son yıllarda Kızıldeniz üzerinden tüm Akdeniz sularına yayılan “Aslan balığı ve Balon balığı” tehlikesiyle ilgili balıkçılarımızı ve amatör balık yakalayan vatandaşlarımızı “bilinçlendirme” çalışmaları, şu günlerde hız kazanmış durumda…

İlçe Tarım Müdürlüğünde görevli memurlar, Balıkçı Barınağında tekne sahibi olan tüm profesyonel ve amatör balıkçılarla birebir görüşmeler yaparak, denizimizde hızla üreyen ve yayılan bu balıklar hakkında bilgilendirme çalışmaları yapıyorlar. Özellikle ‘ASLAN’ balığı oltaya geldiğinde veya ağ ile yakalandığında kesinlikle ellenmemesi istenilmektedir. Balığın üst ve alt yüzgeçlerinde bulunan renkli kollarında bulunan zehir’in çok güçlü olduğunu söylerlerken, bilmeden ellendiğinde etkisinin hemen başladığını, çok acı verdiğini, normal bir kırık ağrısından on kat fazla ağrıdığını… Ağrının biraz kesilmesi için 45 cg sıcak suyun içerisine balığın değdiği yerlerin bekletilmesi ve tutulan balık ile birlikte derhal kazazedenin hastaneye götürülmesi gerektiğini… Şayet hastaneye geç kalındığında, balığın değdiği yerleri çürütmeye başladığını ve kemik dokusunu deforme ederek, hastayı geri dönülmez çaresizliklere sokacağını üstüne basa-basa söylemekteler.

Bu balığın, kısa sürece önce Samandağ kıyılarında görüldüğü ve her kayanın altında bolca bulunduğu boyları yirmi ila kırk santim olduğu ve çok güçlü balık olduğundan etrafında ne varsa onları hızla tükettiği diğer balıkların geleceğini tehlikeye attığı da dillendirildi.

Balon balığı için, tıpkı Aslan balığı gibi çok tehlikeli olduğu, balığın özellikle üreme mevsimi olan Mayıs ve Haziran aylarında dişilerin etlerinin tamamında zehirle doluştuğu bu balığı temizleyip yendiğinde direk olarak kalbin ritmini bozup ani kalp durmasıyla kişi hayatını kaybetmektedir denildi.

İlgili resim
ASLAN BALIĞI

Ne olursa olsun eti kesinlikle yenmemeli. Şimdi tüm bu olanları insan düşünmeden edemiyor. Sanki kıyamet bunlardan kopacak gibi. Son aylarda balığa gitme zevkim bayağı köreldi. Eski alışkanlıklarımdan olan körfezde balık tutma hevesimi dostlarımla birlikte yeniden yaşamak istedim. Aldık balık malzemelerini düştük körfeze doğru… Hepimizde sonsuz bir balık tutma heyecanı. Güldük gülüştük ve denizin kırk kulaç açığında rast gele nidalarıyla oltaları salladık aşağıya! Bekle de dur, ha vurur ha vurur diye sıcak güneşin altında bekleşip durduk.

Bazen eski anılarla, birliktelik derken birden bire balığın küt diye vuran irkilmesiyle hepimizde bir telaş oluştu. Yukarı doğru oltayı çekerken olta üzerindeki ağırlık boşaldı. Birde ne göreyim misinaya bağlı iğneler kesilmiş. O şunu söyledi, bu bunu söyledi, derken bir arkadaşım sonunda olta iğnelerimizin müsebbibi balığı yukarı çekti. Koskocaman zehirli bir balon balığı… Arkadaşlar bağırdı “aman ellemeyin çok zehirli bir balık öldürün denize atın” diye bağırdılar. Çıkan balığı bıçakla öldürüp denize attılar. Anlayacağınız yenecek balık yakaladık sandık ama oltalarımıza hepten balon balığı çıktı.

İstila körfezi tamamen sarmış durumda. Zaten, 2008 adıyla ünlenen “kırmızı bir balığımız” vardı, şimdi ASLAN VE BALON balığı belimizi tam büküyor.

Bizleri balık zevkinden eden şu 2008 balığı var ya tam bir bela. Buna neden 2008 balığı dendiğine gelince… O yıllarda Kızıldeniz’den İskenderun Körfezine yerleşen kırmızı kemikli bir balık. Bu balığın en etkin özelliği canavar bir balık olduğudur. İskenderun körfezinin yerli balığı olan kaya, çipura, mezgit ve barbunyanın yumurtalarını yediği ve bu türlerin geleceğini tehdit ettiği biliniliyor.

Aynı Kızıldeniz’den şimdi körfezimize tıpkı 2008 balığı gibi Aslan ve Balon balığı girdi. Gerçi bundan evvel bu balıklarla ilgili yayınlanmış makalelerim var. Hep neden ilgililer bu balıkların kişilikleriyle ilgili araştırma yapmaz derdim ama geçtiğimiz gün İskenderun İlçe Tarım Müdürlüğünde görevli memurlar bakanlık izniyle araştırmaya çıkmış. Memleket insanı olarak çok sevindim. Demek bu konuda haberimiz olmasa bile devlet araştırma yapıyormuş.

Körfezimizde balığın kaçmasının sebepleri belli oldu. Denizimizin suyu artık eskisi gibi soğuk değil. Körfezimizin etrafında yapılan termik santrallerin kullanma suyu oldu deniz suyu! Soğuk suyu tesislerine alıyorlar ve yaklaşık seksen derece civarında denize yeniden gönderiyorlar. Bu yıllar aylar boyu devam edip duruyor.

İlgili resim
BALON BALIĞI

Tabi ki bu devridaimden ötürü denizin gerçek sıcaklığı gittikçe artıyor ve bu istilacı balıklar denizimizi Kızıldeniz gibi sıcak hissediyor. Tehlikeli balıklar buraları kendi denizleri gibi sanıp Akdeniz’in sularında yaşamaya başladılar. Bence bu balıklar buraları daha çok istila edecek. Artık bundan kaçınmamız imkansız. Tek yapacağımız şey bu balıkları yakaladığımızda can tehlikemizin derhal sağlama alınmasıdır(!)

T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın yaptığı bu araştırmayı olumlu karşılamakla birlikte T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı da bu konuda çalışmalar yapmalıdır. Üniversitelerimiz Antalya’da çalışmalara başlamış. İskenderun üniversitemiz de bu konuda bilimsel araştırmalarıyla bizlere ışık tutmalı.

İki yıl oldu teknemle denizde balık avına çıkmıyorum. Çıksam zevk almıyorum, ancak denizde deliler gibi gezinip duruyorum. Başka teknelerle ava çıktığımda sinirden çıldırır gibiyim. Ne olur derdimize bir çare! Bu konunun şiddetli şekilde araştırılmasına devam edilmeli. Konu bilimcileri yeniden göreve davet ediyorum!!..

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here