Cehennemle Sınanmak Bu Olsa Gerek!

0
83

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bu defa Emine Bulut cinayeti günün gündemi!  Nereye baksanız sanki ilk kadın cinayeti gibiymiş gibi sanki şimdiye dek kadınlar öldürülmüyormuş gibi yazılıp çiziliyor! Belki haklı yazıp çizenler, beddua gönderenler çünkü bu cinayeti farklı kılan çocuğunun ve annenin son anlardaki yürek dağlayan sözleri! Kimse bu sözlere dayanmaz ancak yazmaktan ve üzülmekten başka bir şeyde yapmıyoruz. Ancak giden gidiyor ama kalan o çocuk? O çocuk hepimizin vicdanında yaşayacak! Hepimiz olayı yazacak, çizecek ve diğer bir olay olduğunda onu da yazacağız ama olayı yaşayan ve ardında kalanların neler çektiklerinden haberimiz bile olamayacak. Empati yapmak yaşamak gibi olmuyor asla. Ve önemli olan önlem almak ve ne yazık ki bütün her şeye rağmen önlem alınamıyor; birçok kadın çocuğunun önünde darp edilip öldürülmeye devam ediyor, basına yansıyan, yansımayan günde onlarca kadın ve önlem almak şöyle dursun daha üzerinden 24 saat geçmeden şu anda doğum yapan eşini bıçaklayan bir yaratık haberi düştü bile ajanslara. Kim kime dum duma olduk çoktan beri. Bendeniz sonuçtan önce bu sonucu hazırlayan nedenleri irdelerim bu yüzden bir kişiye değil birçok kişiye ve şeye kızgınım?

Yani Emine Bulut’un kocası kızının önünde karısını öldürüyor; insanlar cep telefonuna çekiyor? Acaba diyorum kim daha vahşi? Adam belli ki delirmiş başka açıklaması yok zaten birisini öldürmeyi düşünmek bile psikolojik bir rahatsızlık hele hele öldürmek ve bu işi kızın önünde yapmak sonra “hayvan kestim” diyerek taksiye binmek! Normal bir insanın yapacağı şey mi? Değil tabi adam sırılsıklam adamlıktan, insanlıktan, hayvanlıktan çıkmış, vahşi bir yaratığa dönmüş ve o anları telefona çeken bir yaratık o hangi kategoride? Valla bilmiyorum adı yok! Allah aklımızı korusun durumlarındayız.

Ve bunlar olurken şehitlerimiz gelmeye devam ediyor, evlere ateş düşüyor, bir tarafta da ormanlarımız yanmaya devam ediyor. Artık kızgınlığımız, acımızın önüne geçmiş durumda! Bir tarafa kesilen yanan ormanlar, bir tarafta şehitler Mehmetçikler vatan için çocuk bedenleri ile toprağa düşüyor. Her karışı kanla sulanmış topraklardaki ağaçlar, acımasızca katliama uğruyor, bu nasıl bir şey birisi anlatsın anlatabilirse?

Ve yetmezmiş gibi seçimlere halkın iradesine, demokrasiye, hakka, haklıya, adalete olan güvenimiz darmadağın olmuş karadan, denizden, komşularımız içten kendimizle kavgalıyız.

Ve birden bire fırlayan sebze meyvenin ki bir saate ne oluyorsa fiyatlar tavan 1,5 olan salatalık 5 TL oluveriyor.  Doğal gaza, elektriğe, çaya, şekere gelen zamlar… Yani şok üzerine şok ve yetmezmiş gibi havalar aşırı sıcak valla cehennemle sınanmak bu olsa gerek. Tam çılgınlık zamanı sanki!!!

Ve bu kargaşada unutulmuş sanmasın kimse, su ve vicdan nöbetini. O nöbet devam ediyor, kimse siyanürle altın çıkarmak için ağaçları, orman hayvanlarını katleden ve bu acımasız katliamlarla uğraşırken Mehmetçiklerimizin şehit olduğunu unutmuyor, unutmayacak, unutturmayacak “Oğlum” diye haykıran anneler, “Anneciğim ne olur ölme” diyen çocukları da.

Ve işte sistemin vahşileştirdiği, insanlıktan çıkardığı yaratıkların yaptıkları! Ve her şey güllük gülistanlıkmış gibi söylemlerle artık çığırından çıkmış insanların zaten yerinde olmayan zavallı akılları ile dalga geçmeye çalışmak!

Sonunda şunu söylemek istiyorum. Sonucu hazırlayan nedenleri iyice irdelemeden, önlem almadan hiçbir yere gelmeyiz. İçimiz yanmıyor, içimiz darma-duman, kafamız hallaç pamuğu gibi dağınık ve şaşkınız. Tabi sinirlerimizde yay gibi gergin üç maymunu oynamaya çalışıyoruz, önümüze gelenle dalaşmamak için. Ve bütün bunlar malum nedenlerden ötürü bari havalar serin olsaydı!

Ve şimdilik sağlıkla, sevgiyle kalmaya çalışalım sevgili okuyucularım. Malum insanların dışında ayrımsız gayrımsız… Yase

& & & & &

Ethem Hazretleri

Belh şehrinin padişahı olan Ethem Hazretleri namazını kılar ama hemen ava giden eğlenen zamanını birazda olsa boş harcayan bir insandı. O zamanın dervişleri yapma Ethem gel beraber dua edelim kuran okuyalım dese de Ethem biraz kulak vermemekte ve bir akşam hocanın biri Ethem hazretlerinin çatısına çıkar. Bunu duyan Ethem hazretleri dışarı çıkar ve hey yabancı kimsin ne işin var orda der ve hoca deve mi kaybettim de onu arıyorum der. Ethem hazretleri şaşkın yahu hoca ne işi var orda develerin der ve hoca hemen lafı yapıştırır ya sen Ethem allahü c.c sıcak yatakta mı ararsın ya da av partilerinde… Ethem hazretlerinin işte o zaman aklı başına gelir ve kundaktaki yavrusunu bırakıp kendini yollara vurur gider gider ve bir gün bir derviş topluluğu görür. Oradaki çobana “onlar kim” der “dervişler” der çoban. Ethem hazretleri “bende katılabilir miyim onlara” der “soralım” der. Sorarlar ve derviş Ethem’e “sana bir soru soracağım bilirsen katıl” der ve sorar “1 kese altının olsa ne yaparsın olmasa ne yaparsın” der derviş.

Ethem hazretleri ise “olursa şükrederim olmasa da şükrederim” der ve derviş “senin o dediğini Bağdat’ın köpekleri de yapıyor” der Ethem hazretleri şaşırır “ya sen ne yaparsın” der dervişe. Derviş bulursam dağıtırım, bulmazsam dua ederim benden daha fazla ihtiyacı olan birine verdiği için” der ve Ethem hazretleri şaşırır bunun üzerine kendini yollara vurur. Yıllarca gezer gezer ve görür sonunda o da derviş olmuştur ve umrede tavaf ederken bir gençle çarpışır, o gence o kadar kanı kaynar ki bir an ve ona sorar evlat sen kimsin. “ben belh şehrinde yaşayan bir kulum” der “baban kim” der “eski belh sultanı” der “daha ben bebekken saltanatı her şeyi bırakıp kendini İslam’a vermiş” der ve Ethem hazretleri “gel sana bir sarılayım” der ama baba gibi sarılır. Ve kulağına bir ses fısıldar Ethem “bir kalp de iki sevgi olamaz bir kalp de iki sevgi olmaz” diye ve Ethem hazretleri içinden Allah’ım c.c der eğer senin sevgini engelleyecek bir sevgi varsa der onu benden alabilirsin der ve oğlu orda kolları arasında can verir ve gel zaman git zaman tekrar belh şehrine döner döner ama kimse onu tanımaz o da tanıtmaz kendini… Bir camiye girer ve namazını kılar.

Orda bir köşede yatacaktır, görevli gelir ve hey sen ne yapıyorsun burada der Ethem hazretleri hiç burada sabahlayacaktım da der. Görevli olmaz burayı zamanında belh sultanı Ethem hazretleri yaptırdı burada öle sabahlanmaz, otel mi der ve kovar. Ethem hazretleri hiç münakaşaya girmez ve gider bir ışık görür ve ona doğru yürür bakar ki bir değirmen ve içerde bir kişi harıl harıl çalışıyor. Neyse selam verir ama adam karşılık vermez, Ethem hazretleri orda oturur ve 2 saat geçer aradan adam gelir ve selama karşılık verir. Ethem hazretleri şaşırır ve neden o zaman karşılık vermedin der adam o zaman benim iş zamanımdı eğer ara verseydim kul hakkına girerdi ondan der. Ethem hazretleri böyle biri ile tanıştığı için sevinir ve muhabbete başlar. O kadar hoş o kadar güzel konuşurlar ki Ethem hazretleri en sonunda senin allah c.c istediğin fakat olmadığı bir şey var mı der. Adam düşünür düşünür ve var der ben zamanında buranın padişahı Ethem hazretlerini görmek istedim ama olmadı der malı mülkü saltanatı bırakıp Allah c.c yoluna verdi kendini, tek isteğim buydu ama nasip der adam. Ethem hazretleri adama tatlı bir gülümseme ile bakar ve sen ne yüce bir insansın der bu istediğin bugüne nasipmiş der ve orada canını teslim eder…

Günün Şiiri

Çağın Tanığı Olmak

Fırlat at uzağa

Döner gelir bumerang.

 

Yukardan aşağı, boş küpler,

Soldan sağa

Hangi harfleri koymalı

Ki çözülsün bilmece?

 

Diş diş

Kalıntı çağ mazgalları

Sonra yeni katmanlar

Bir intihar gibi içerde.

 

Aldatışı yakınların

Bilinseydi

Kime inanacaksın

Ki hangi yolları yürümeli?

 

Çocukluk, gene ancak çocukluk

Gerçi o da acı

Ama iyi ki var

Yerine hangi mutlu yaşantı?

 

O nineler, o kızlar, o evler

De yoksa

Kimin bu toprak

Çok düşünmüşümdür.

 

Onu benden, beni ondan ayıran

Düzenler

Bırakmaz bizi bize, bölücü

Olmuş nice değerler, ben de ölmüşümdür.

 

İçindeyim, diretiyorum çağa

Size ne miyim ben, siz bana nesiniz?

Bir hayal, bir masal mı eski

Ama ben görmüşümdür.

 

Fırlat at uzağa

Döner gelir bumerang.

Behçet NECATİGİL

Zor Geçit

Sen, şu evvelce de yazdım:

Siyah gömleğinde ince…

Olmuyor ki ha deyince

Hayat bütün bütün zalim.

 

Devran döner. Âdem-Havva üstüne,

Dünya evlilikle baki.

Ama hayat dedikleri

Güçleşmekte günden güne.

 

Seni, beni üzen dertte

Çarpar bir milletin kalbi,

Halkın çoğu bizim gibi

Bunun lafını etmekte.

 

Geçer, hepsi geçer elbet;

Daralmış gönüller ferahlar.

Gelir o eski sabahlar,

Memleket eski memleket.

Behçet NECATİGİL

Günün Sözü

Vatan sevgisi ruhları kurtaran en kuvvetli rüzgardır.
Mustafa Kemal Atatürk

İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır.
Martin Luther King

Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir.Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı.
Elie Wiesel

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here