“Türk Milliyetçileri Güçlü Bir Şekilde Hayır Diyor”

0
185

Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, İskenderun’da Basın Mensuplarıyla Bir Araya Geldi

Referandum çalışmaları kapsamında İskenderun’a gelen Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, İskenderun Gazeteciler Cemiyetinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Hükümet kanadı tarafından ‘Hayır’ diyenlerin ‘terör’le bağdaştırılmalarına tepki gösteren Özdağ; “Adalet Bakanı ya da adaletsizlik bakanı, Cumhurbaşkanı bizi terör örgütleriyle, darbecilerle yan yana gösteriyor, çukur olmakla suçluyorlar. Ne zamandan beri darbeciler, terör örgütleri parlamenter sistemi savunuyorlar bunu anlamış değiliz. Bu hem darbecilere hem de terör örgütlerine yapılan çok büyük bir övgü. Ancak bütün bunların bir karşılığı olmadı. Hatta evet diyen yurttaşlarımız bile buna itibar etmediler, tepki gösterdiler. Bizim de verdiğimiz mesaj şu; Biz Türkiye’nin yüzde yüzüne talibiz. Evet diyenler de, Hayır diyenler de, kararsızlar da, oy kullanmayacak olanlar da bizim kardeşimiz. Biz birlikte Türk milletini oluşturuyoruz. Bugün El Bap’ta savaşan askerlerimizin anneleri babaları arasında Evet diyenler de var Hayır diyenler de var. Bu herkesin doğal hakkı… Bu provokasyonlar tutmayınca kendilerini halka izah etmek yerine, neden evet diyoruz demek yerine bir başka izah yoluna gittiler. Neydi bu, Menderes yaşasaydı başkanlığa evet derdi, Türkeş yaşasaydı başkanlığa evet derdi, Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı başkanlığa Evet derdi. Oysa Demokrat Parti belgelerine bakıyorsunuz, bu belgelerde başkanlığa karşı çıkılıyor. Rahmetli Türkeş’in 1980 sonrasında parlamenter rejimin dışında herhangi bir açıklaması yok, parlamenter demokrasiyi kararlı bir şekilde destekliyor. Muhsin Yazıcıoğlu’nun gayet net açıklamaları var. Sen BOP eş başkanısın diyordu, senden ne başkan, cumhurbaşkanı bile olmaz” şeklinde konuştu.

Bu İktidar Böyle Muamele Görür

Almanya ve Hollanda ile yaşanan krize de değinen Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ; “Dış politika veya politikasızlık üzerinden yeni bir mağduriyet kampanyasına başladılar. Almanya’da ve Hollanda’da gerçekleşen bir kayıkçı kavgasıdır. Ama bu arada Türk devleti küçük düşürülmektedir, ayağa düşürülmektedir. Fakat bu iktidarın umurunda bile değildir. Eğer giden İsrail, Amerikan bir bakan olsaydı Hollanda böyle bir şeye asla cesaret edemezdi. Çünkü bunun bedelinin ağır olduğunu bilirdi. Ama 14 seneden beri dış politikada en etkili söylediği laf ‘Sabrımızı taşırmayın’ lafı olan bir iktidar, 18 Adası’nın işgal edilmesine ses çıkarmayan bir iktidar, terör örgütünün önünden devletinin kurucusunun dedesinden mezarını kaçıran bir iktidar böyle muamele görür. Bu Türk devletinin gücü, güçsüzlüğü değildir. Bu AKP iktidarının yıllardan beri sergilemiş olduğu güçsüz dış politikanın sonucudur.

Bugün de bakıyoruz Almanya ile kriz aşıldı. Başbakan Yıldırım açıklama yapıyor, Hollanda Başbakanı ile görüştükten sonra tansiyonu düşürdük, diyor. Neyin tansiyonunu düşünüyorsun sen? ‘Hollanda Devleti’ne ve Hollanda halkına zarar vermeyecek önlemler alacağız’ diyor, bunun Türkçesi ‘hiçbir şey yapmayacağız’dır. Cumhurbaşkanının açıklaması, ‘Ayın 16’sından sonra gereken önlemleri alacağız.’ Neden ayın 16’sından sonra. Bunun da Türkçesi ‘Biz korkuyoruz hiçbir şey yapmayacağız’ demektir. Bir tane bakan çıkıp diyor ki, ‘Türk halkı 16 Nisan’da Hollanda bakanına gereken cevabı verecektir’ böyle komik bir şey olabilir mi, burada yapılacak referandumdan çıkacak sonuçla Hollanda’daki bakanın ne alakası var? 16 Nisan’a giderken Erdoğan ve varsa AKP hükümeti bir çaresizlik içerisinde. Neden Evet denmesi gerektiğini anlatamıyor, süreci bu tür kayıkçı kavgalarıyla, komplo teorileriyle götürmeye çalışıyor” dedi.

Başkanlık Gelirse Ekonomi Uçurumdan Aşağı Düşecek

Esas mağdurun televizyon kanallarında yer bulamayan, toplantı yapacak salon bulamayan ‘Hayır’ı anlatmaya çalışanlar olduğunu vurgulayan Özdağ; “Bu saldırılarla, baskılarla olağanüstü hal içerisinde kendimizi anlatmak için her fırsatı kullanıyoruz. Türkiye’yi en geniş şekilde dolaşıyoruz, bir mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin de başarılı olduğunu görüyoruz. Bu çerçevede İskenderun’dayım. Sahadayız, halka ulaşıyoruz. Biz ‘Hayır’ın nedenlerini anayasa maddeleri üzerinden anlatıyoruz. Onların anlatacağı böyle bir şey yok. Bunun için Başbakanın diyor ki, ‘başkanlık gelince terör bitecek’ Peki Başbakan olarak senin işin ne? Sen niye bitirmiyorsun? Başbakan yalan söylüyor. Ekonomi bakanı ‘17 Nisan’da ekonomi uçacak’ diyor. Doğru ekonomi düşecek. Başkanlık gelirse, ekonomi, uçurumdan aşağı düşecek. Bu ekonomi bakanının, Ekonomi Bakanlığı döneminde 6000 Türk milyoneri, Türkiye’den servetini yurtdışına transfer etmiş, bu konuda açıklama yapsın bakalım” şeklinde konuştu.

Başkanlık Demokrasinin Tavsiyesidir

Başkanlık sistemini, demokrasinin tavsiyesi olarak nitelendiren Özdağ; “Özetle bu, Türkiye’ye bir tek adam rejimini dayatmaktır. Ondan sonra da terör örgütü PKK ile bugün gizli gizli planlanan ve çalışmaları yapılan müzakere sürecini tekrar başlatmak için gündeme getirilmiş bir rejim değişikliğidir. Demokrasinin tavsiyesidir. Güvenlik Konferansı’nda dünyadaki en önemli 10 Güvenlik sorunundan bir tanesi Türkiye’deki referandum diye nitelendirilmiş. Olağanüstü halin sürekli hale gelmesi olarak nitelendirilmiş. Başkanlık, Olağanüstü halin normal durum haline gelmesini beraberinde getirecek.

Türk halkı bunu hak etmiyor. Bizde Türk milliyetçileri olarak bu demokratik mücadeleyi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz, inşallah da kazanacağız. Bu Ülkücüler Fatiha okuması bilmezler demişti inşallah 16’sında biz onun ruhuna fatiha okuyacağız” dedi.

Evet kanadının korktuğunu iddia eden Özdağ; “Evet diyenler, bizimle televizyona çıkmaktan korkuyorlar. Bizim tek başımıza çıkıp konuşmamızdan da korkuyorlar. Halktan korkmayın diyorlar ama aslında kendileri halktan korkuyorlar. Kendi vekillerinden korktukları için açık oy kullandırdılar” dedi.

Türk Milliyetçileri Bahçeli’nin Tutumunu Ağır Şekilde Yargılayacak

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu da değerlendiren Özdağ; “Bahçeli’nin tutumunu tarih ve Türk milliyetçileri ağır şekilde yargılayacak. Bahçeli, olağanüstü kongre sürecinin durdurulmasının bedelini ödüyor şimdi. Bunun dışında başka bir gerekçe yok. 1 Kasım seçimleri öncesinde gitmediği illere şimdi başkanlık seçimi için gidecek. Ülkücüler bunu affetmeyecek. Ülkücü hareket Devlet Bahçeli ile maddi manevi bütün bağlarını koparmış durumda. Türk milliyetçileri güçlü bir şekilde hayır diyor” dedi. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here