Gündüz; “17. Yılında, 17 Ağustos Depremini Unutmadık, Unutturmayacağız!”

0
130

inşaat mühandisleri odası2İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik Başkanı Selahattin Gündüz; “17. Yılında, 17 Ağustos Depremini Unutmadık, Unutturmayacağız!”

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik Başkanı Selahattin Gündüz, mühendisler ve mimarlar odaları yönetimlerinin de desteğiyle bir açıklama yaptı.

Havuzlu Çarşıda, depreme dayanıklı ve dayanıksız olan binaların nelere sebep olduğu, sağlam yapılan nasıl olacağı konularının açıklandığı bir resim sergisi de açan İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği adına konuşan Başkan Selahattin Gündüz, 17 Ağustos Gölcük depreminin yıldönümünde yaşanan depremi unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.

17 Ağustos 1999 tarihinde, son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadığımızı ifade eden Gündüz; “Doğu Marmara’da büyüklüğü 7.4 olan ve yaklaşık olarak 45-50 saniye devam eden bir deprem oldu. Merkez üssü Gölcük olan bu deprem büyük bir afet ortaya çıkardı. En doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi, herkesi ayağa kaldırdı. Daha önce de ülkemiz büyük depremlere tanık olmasına rağmen 1999 depremleri, ülke için önemli bir dönüm noktası olarak düşünüldü. 17 Ağustos 1999 Gölcük Merkezli deprem bir milat olarak kabul edildi” dedi.

inşaat mühandisleri odası3

Depremin bir doğa olayı olduğunu ancak bir doğa olayının afete dönüşmesinin insan kaynaklı eksiklikler ve hatalar zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını ifade eden Gündüz; “Sorun bir doğa olayı olan depremin kendisinde değil, depreme dayanıklı yapı üretilmemiş olmasında yatmaktadır. Gerekli önlemleri almamaktan ya da denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzlukları “kader” olarak değerlendirmemek gerekir. Bunun yerine mühendislik bilimine uygun hareket edilmeli, deprem büyüklükleri dikkate alınarak yapı üretim yerleri ve yapı üretim süreci bilime ve bilgiye dayalı olarak yönetilmelidir. Doğa olaylarının doğal afet halini almasına neden olan ihmaller, hatalar ve eksikliklerin giderilmesi, akla ve bilime dayalı bir yol izlenmesiyle mümkündür. Doğa olaylarını başta deprem olmak üzere afete dönüştürenler biz mühendisler yöneticiler ve yöneticilerin hatalarına göz yuman insanlardır. Bilimi, planlamayı ve denetimi dışlayan, planlı bir üretim ekonomisi yerine ranta ve spekülasyona dayalı bir ekonomiyi egemen kılan anlayışın sonucunda kentlerimiz; sağlıksız, deprem güvenliği olmayan, kaçak ve mühendislik hizmeti almayan bir yapı stoku ile karşı karşıya kalmıştır” diye konuştu.

Halk arasında kentsel dönüşüm olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu ile ilgili de düşüncelerini paylaşan Gündüz; “Kentsel dönüşümün sosyal boyutu, kentsel boyutu, finansal boyutu, yasal boyutu, yıkım ve geri dönüşüm boyutu son derece önemli konulardır. Kent yaşamına sadece mekânsal ölçekte bakmamak gerekir.

inşaat mühandisleri odası4

Kentsel Dönüşüme, fiziksel mekanın dönüşümünün yanında sosyal adalet ve sosyal gelişim, sosyal bütünleşme; tarihi ve kültürel mirasın korunmasıyla birlikte zarar azaltma, risk yönetimi çerçevesinde kapsamlı ve bütünleşik bir planlama şeklinde bakılmalıdır. Oysa bugün kentsel dönüşüm bir müteahhidin YIK-YAP anlayışı ile ele alınmakta ve rantı yüksek olan yerlerde yapılmaktadır. Kentsel dönüşüm bütünlüklü bir planlamanın sonucu olarak değil, kent planlamasının kendisi olarak ele alınmakta ve ayrıca konuyu daha ilgi çekici kılabilmek için “deprem odaklı kentsel dönüşüm” adıyla sunulmaktadır. Bugün özellikle rantı yüksek olan yerlerde yapılan kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yıkılmaması gereken yapılar yıkılmaktadır. Daire alanları küçülmekte, daire sayısı artmakta, bu bağlamda nüfus oranı da %30 mertebesinde artmaktadır. Kentin fiziksel eşiklerinin aşılmış olmasının yanında demografik yapıda bozulmaktadır. Aynı alt yapının, aynı yolların olduğu yerlerde artan daire sayısı nüfusu artırmakta, nüfus artışı da otomobil sayısında artışlara neden olmaktadır” dedi.

17 Ağustos Depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerimizin depreme hazır olmadığını kaydeden Gündüz; “İnşaat Mühendisleri Odası, yapı üretim süreci tüm eksiklerinden arındırılıncaya kadar, yapı stoku iyileştirilinceye, güvenli ve sağlıklı yapı üretilinceye ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayıncaya kadar çalışmalarını sürdürecektir. İnşaat Mühendisleri Odası depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdürmektedir. Güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar da depremi unutmamaya ve unutturmamaya çaba gösterecektir” şeklinde konuştu.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here