Sanat Denilen Önemli Hadise

0
76

Değerli okurlarım, yakından bilip ve takip ettiğiniz gibi, haftada bir sanat ve kültür sayfamı, beş günde spor makalelerimi okuyorsunuz. Bunun için sizlere müteşekkirim. Kırk yıllık daktilomun başına geçtiğimde, bugün okurlarıma neler yazsam neler versem diye bir süre düşünürüm. Spor makalesi için böyle bir düşünce içinde hiç olmadım. Çünkü organize bir atak, teknik bir şut ya da vole benim için dolu-dolu malzeme oluyor.

Ancak, sanat ve kültürden söz ederken oldukça dikkatli, özverili olmak gerekiyor bildiğiniz gibi. Sizlerin ilgisini çekmek, okumasını sağlayacak konuları bulmak da benim görevim. Bu sayfa nasıl dolarsa dolsun, şeklindeki gereksiz düşünceden kendimi hep uzak tutmuşumdur. Öncelikle yazar, yazdığını beğenmeli yani önce kendine saygısı olmalı.

Sanat ve Kültür için yapılan işlemler, hazırlanan sayfalar biraz da “evrensel” olmalı. Daha önceki makalelerimde sanat ve kültürün belli ve çok önemli bir yeri olduğunu, bazı şeylerle karıştırmanın anlamsız olduğunu, bunun altını çizerek söz etmiştim. Şunları söylemiştim…

Meyve-Sebze satanlar esnaftır, Sanatçı değillerdir. Yaptıkları işe de saygı duyuyoruz. Onlara sanatçı dememiz yanlış olur diye düşünüyorum. Sanatçı üretkendir ve yaratıcıdır. Bir şairin şiirini okurken ya da bir romanla iç içeyken, bir heykeli yakından izlerken neler hissediyorsunuz diye sormayacağım. Eğer siz bana sorarsanız, bulutların üzerinde gezdiğimi, oradan inmek istemediğimi kesin olarak söyleyebilirim.

öcal sanat15

Sanat ve Sanatçı kutsaldır, halka mal olmuştur sonuçta. Sanatçılar eserleri konusunda çok hassastır, ayırım yapamaz. “Onlar benim çocuklarım” ifadesini kullanırlar. Bu konuda daha fazla bir şey söylenemez. Millet olarak okumaya meyyal değiliz. Sanat konusunda da aynı şeyleri söylememiz oldukça doğal.

Zaman-zaman bazı sergilerin görüntülerini, bazı sanatçıların görüntüleri ile birlikte yaptığım söyleşileri bu sayfada sizlere sunuyorum. Fakat bazı resim sergilerinde, sergiyi açan kişi ressamım demeye utanıyor. Üstelik çarpıcı tabloları da var. Toplum olarak onları motive edebilmek görevimiz olmalıdır. Sanatçılarda yüksek moral çok önemlidir. Üretkenliği, yaratıcılığı artar, doping etkisi yapar. Onlarla beraber de kazançlı çıkarız.

Sanata ve Sanatçıya değer veren ülkeler Dünya genelinde temayüz etmişlerdir. Üzülerek söylüyorum ki, önem vermekten öte, baltalamaya çalışıyoruz. Bu insanlar ne yapsınlar ki, ayakkabı kutularının üzerine mi resim yapsınlar?

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Küresel Terör

Değerli okurlarım, koşullar ne olursa olsun, eylemler amacına ulaşmasa bile, terör, insanlara korku ve dehşet vermekle da başarılı olmuş sayılır. Çünkü onun amacı, masum insanlara dünyayı zindan etmektir. İnsanlar işinden gücünden olur. Uçak seferleri aksar, hava alanlarındaki giriş çıkışlarda olağanüstü tedbirler nedeniyle kanunlara saygılı vatandaşları biraz da haklı olarak uğraştırmaya, zaman kaybettirmeye, suçsuz insanlara suçlu gibi davranılır.

Tarihsel süreç içerisinde “Terörist” ya da “Terörizm” türlü şekillerde anlamlandırılmıştır. Yine de terörü tarif edecek olursak; “Politik amaçlarla, sistemli olarak insanlara karşı büyük şiddet ve korku uygulamaktır…” 1700’lü yılların sonuna doğru kullanılmaya başlanan bu kavram, doğru dürüst bir tanıma kavuşmamış ve her ülke kendine göre değerlendirmiştir. Zira Dünya Ülkeleri terörü kendi açılarından görmekte, çifte standart uygulamamaktadırlar.

Ülkemizde de öyle değil miydi? “Benim teröristim cinayet işlemez” ya da “Bana şunlar cinayet işledi dedirtemezsiniz” gibi koruyucu, kollayıcı yaklaşımlar içindeydiler. Oysa benim teröristim, senin teröristin diye bir hadise olamaz. Terörist teröristtir. Onun dini de yoktur, imanı da yoktur, ülkesi de yoktur. Teröristler genel olarak, az gelişmiş ülkelerin kenar sentlerinde, dar gelirli çevrelerde barınır. Oradaki insanlara yaptıkları ekonomik yardımlarla çevre kazanır.

Burada, terörü her hangi bir dine bağlamak da tamamen yanlıştır. Çünkü hiçbir din, terörü meşru görmemiştir. Bütün dinler insan sevgisini, onların yaşamasını esas almıştır. Terörü dinlerle bağdaştırmak doğru değildir.

Amerika’daki ikiz kulelerin bombalanmasından sonra, küresel bir boyut kazanan terör, her şeyden önce insanlığa karşı işlenmiş bir cinayettir. Amaç ne olursa olsun, ne kadar ulvi olduğu düşünülürse düşünülsün, hiç bir cinayet mazur görülmez.

Efendim, biraz da, terör insanın yapısında var olan şiddetin dışa yansımasıdır. Bazı futbol müsabakalarında taraftarların etrafı kan gölüne çevirdikleri gibi. Aslında, şiddetin, terörün nedenleri, karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Teröre karşı çözüm, öncelikle devlet otoritesinin gerçekleşmesiyle mümkündür. Devlet otoritesi sağlanmadan ekonomik ve siyasi nedenler üzerinde çözüm üretilemeyeceği gibi, tartışma bile yapılamaz.

Terör için her ülkede ve her zaman birçok neden vardır. Yapılması gereken, bu nedenlerin teröre zemin hazırlanmasını önlemektir. Bunun çaresi de, her ne şekilde olursa olsun, devletin ve küresel sermayenin terörü desteklemekten vazgeçmesi, terörü yönetecek liderlerin ortaya çıkmasını önlemesi, ortaya çıkanların da hakkından gelinmesidir. Çünkü lider kadrosuz, siyasi desteksiz, parasız hiçbir terör örgütü hiçbir büyük eylem gerçekleştirilemez.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Sıra Sana da Gelecek

Adamın biri, karizma ve saygın olma adına çevresine olanca eziyeti yapmaktan geri durmuyormuş. Çevresi o kadar sıkıntılı günler yaşıyorlarmış ki; Birisi bir gün gözünü karartmış ve şöyle seslenmiş o kişiye… Artık değiştirin ya da bir kez daha değiştirin kendinizi. Görmüyor musunuz herkes sizden korkuyor, belki de şerrinizden!

Telefonumu dinlerler diye, yatak odama kamera koyarlar, haysiyetim iki paralık olur diye, Uyduruk bir iftira ile süresiz hapse atılırız diye… Soruyorum size; “Altın nesil idealinizi korkutarak mı sağlayacaksınız?” Davanızı topluma nefret ettirerek mi hakim kılacaksınız? Böyle yaparsanız, kim inanır sizin timsah gözyaşlarınıza?

Titreyerek kendinize gelin! Bu milletin sağı solu yoktur. Anladın mı? Zaten kısa bir süre sonra, birisi Samsun’dan gelecektir. Biliyor muydun? Kim söylemişse söylemiş. Helal olsun, mangal gibi yürek varmış.

Günün Sözü

Evreni Seviyorsan, Dilini de Sevmelisin!

Öcal’dan İnciler

Öğrenme Yolculuğu, Fazilet Yolculuğudur!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here