2020 yılını özellikle Coronavirüs yılı olarak hatırlayacağız. Yılı, Covid-19 güncellikleriyle geride bıraktığımız şu günlerde çok üzgün ve moralsiziz. 2020 yılı aslında geniş ve kapsamlı başlamıştı. Geleceğe dönük nede çok ümitlerimiz vardı. Ama 2020 geldi aksilikleri de beraberinde getirdi. Ümitle belediğimiz 2020 bizleri çok şaşırttı. Dünya şu an diken üstünde. Canlı varlıklarımızda ister istemez sıkıntılı bekleyiş hâkim.
İnsanlık Corana illetinden kurtulmak için, aşı ile ilgili gelişmeleri gün ve gün merak içerisinde takip ediyor. Her devlet aşıyı bulmak için yoğun mesai harcıyor. Bence bu aşı çare olur mu bilmem. Çok değişik bir virüs ile karşı karşıyayız. Her geçen gün mutasyona uğruyor. İnşallah kendi kendini bitirir de kurtuluruz.
Memleketimizde gözle görünür değişimleri bir türlü bulamadık. Belediye Başkanı da haklı! Geçmişte yarım yamalak yapılan hizmetler dökülürken, kalıcı yapılmaya çalışılan her işe yeniden emek sarf etmek zorunda kalıyor. En basiti asfalt ve kaldırımlar. Çoğu mahalle ve beldelerde yoğun şekilde asfalt çalışmaları yapılıyor.
Eskiden de aynı işler yapılmıştı ama bilinçsiz yapılan işler, daha belediye başkanı görevini bitirmeden dökülmeye yüz tutmuştu. Yeni Belediye Başkanımızın memleketimize bakış açısı olumlu ve istekli olduğu halde, şehrimizi derinden ilgilendirecek olumlu yaptırımlarına daha net şekilde şahit olamadık. Her günün sabahı oluşturduğu ekiplerle, şehrimizin görüntülerine yeni sayfalar açmak için çaba gösterdiğini görüyor umutlanıyorum.
Burada yazmadan geçemeyeceğim bir konuyu kamuoyumuzun dikkatine sunmak istiyorum. Bir zamanlar temeli atılan çöp fabrikasının akıbetini merak ediyorum. Sizler etmiyor musunuz? Şaşalarla atılan temel, neden birdenbire gündem dışı kaldı? Geri dönüşüm ne şekilde bizlere dönüş yapacak? Bunca emek, bilgi, araştırma geliştirme boşa mı gitti? Şimdi gel de gülme…
İskenderun Atatürk anıtının olduğu mıntıkadan ta sahil evlerin sonuna kadar ışıl-ışıl yanan sokak lambaları ne yazık ki İskenderun balıkçı barınağının içinde bir türlü yanmıyor. Akşamın ilk saatinden itibaren karanlığa düşen bu yerde, her türlü sıkıntıların başladığı saatlerde başlamış oluyor. Akıl fikir erdiremiyorum. İskenderun balıkçı barınağı başka eyalete mi ait?! Vatandaş eşiyle, dostuyla balıkçıları merak edip içeri girse korkudan hemen dışarıya kaçıyor. Akşamları ailenle oraya gitmek cesaret ister. Vatandaşlar dertli, balıkçılar dertli.
İskenderun Belediyesi hudutları dahilinde değilse bu yer, o zaman İskenderun deniz acentelerinden pay alan İskenderun Deniz Ticaret Odası (DTO) bu işi üstlensin. Göreve gelirken balıkçıların ve acentelerin sorunlarıyla birebir ilgileneceğiz demişlerdi!
Kaldı ki; Denizcilik Müsteşarlığınca römorkörcülük izni verilmiş bölgeler içinde kalan kıyı tesislerine ait liman, iskele, rıhtım ve benzeri yerlere yanaşıp ayrılacak gemilere yönelik palamar hizmetlerinin, tesis sahibi/işleteni tarafından verilemeyeceği; hizmetin römorkörcülük teşkilatı bölgesinde ve bugüne kadar yapılan uygulamalara paralel olarak Denizcilik Müsteşarlığınca izin verilmiş teşkilatlardan alınması gerektiği, bildirilmektedir. Anlayacağınız ‘DTO’ bu konuda elini taşın altına koyması gerek.
İkinci önemli konu; İskenderun balıkçı barınağından kuzey yönüne doğru yirmi metre derinlikten batı yönüne beş kilometrelik yani yelken kulübü hattına kadar olan sığ yerde yüzlerce ton atık ve ağ deniz dibindedir, deniz ekosistemini tehlikeye sokmakta ve deniz canlılarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Üçüncü önemli konu; Arsuz ilçesine bağlı Madenli beldesine yapılan Madenli Balıkçı Barınağında ‘HADO’ ile ilgili yapılandırmaya gidildi. İskenderun’a yapılacak olan yat limanı oraya yapıldı. Her şey güzel de ekmeğini balıkçılıkla kazanan esnafın tekneleri yat limanından dışarıya çıkartıldı. Balık mera yerlerinin Madenli Arsuz ve Konacık tarafının yoğunluğu göz önünde tutulduğunda, yüzlerce litre mazot ile teknesini İskenderun balıkçı barınağından ta oralara balık tutmak için giden balıkçı esnafı nasıl ekmeğini kazansın. Madenli’de kütük kaydı bulunan balıkçı esnafı madenli yat limanına artık giremiyor. Balıkçı perişan ve sıkıntı içerisinde!
DTO Başkanı Kemal Kutlu kardeşimizin, bu önem arz eden konularla ilgili hassas düşüncelerini biliyorum ama önemli olan icraat. Çünkü denizcilik bir ülkenin atar damarıdır. DTO, en üst seviyeleri harekete geçirip, üyelerinin hakkını aramakla mükelleftir. Dünya ekonomi krizi içinde bulunduğumuz bu 2020 yılında iliklerine kadar hissetti. Döviz altın aldı başını gitti. Hala çalkalanıyor. Sonucu nasıl şekillenecek bilmiyoruz. Türkiye’nin geleceğine umutla bakan ekonomistler iyimser sözlerle konuşuyor ama inanmıyorum.
Çok hareketli bir ülkemiz var. Bugünkü gündem yarın başka gündemlerle unutuluyor. Dünya’yı saran iklim bozukluğu her geçen yıllarda, kendini daha etkin şekilde gösteriyor. İnsanlık çok değişik olaylar karşısında naçar. İskenderun her türlü olumsuzluklara karşı kenetlenmiş vaziyette. Dostluk ve kardeşlikleri eskiden olduğu gibi ön planda! Umudum ve umudumuz 2021 yılının tüm olumsuz geçen günleri kapatarak, yepyeni, sağlıklı neşeli umutlu günler getirmesidir. Tüm kalbimle temenni ediyorum.