Yüksel; “Bu Ucube Sistemi Elimizin Tersiyle İtmeliyiz”

0
77

CHP Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel; “Bu Ucube Sistemi Elimizin Tersiyle İtmeliyiz”

Cumhuriyet Halk Partisi Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel, Ağustos ayı basın toplantısını ilçe binasında gerçekleştirdi.

Büyük kurultaylarını geride bıraktıklarını kaydeden Yüksel; “Cumhuriyet Halk Partisi kadroları ile göreve hazırdır. Cumhuriyet Halk Partisi devletin, cumhuriyetin ve demokrasinin sigortasıdır ve vazgeçilmezidir. Atamızın 2 büyük eseri Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisini korumaya, yüceltmeye ant içtik ve bu yolda yürümeye kararlıyız. Yapılacak tek şey genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde halkımıza, vatanımıza, bayrağımıza ve demokrasiye sahip çıkarak ve ülkemizde bu değerler üzerinden hareket eden herkesle yürek yüreğe, kol-kola ilerlemektir. Görevimiz iktidar olmaktır. İsrafı haram bilenlerle, kul hakkını haram bilenlerle yol yürümektir” dedi.

İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına da değinen Yüksel; “Kadınlarımız baş tacıdır. İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmek, yok saymak, geri adım atmak kadına karşı yapılacak en büyük hakarettir ve cinayettir. Onun için İstanbul Sözleşmesini bir an önce daha da güçlendirerek yürürlüğe girmeli ve kadın yaşatılmalıdır” dedi.

“Milletin Parasını Çarçur Ediyorlar”

Rusya’da Nisan ayında yürürlüğe girecek savunma sistemi için S400 füzelerinin 2,5 milyar dolar nakit parayla alındığını ancak Ağustos ayı gelmesine rağmen savunma sisteminin halen yürürlüğe girmediğini de hatırlatan Yüksel; “Nisan ayında savunma sistemi yürürlüğe girecekti Ağustos ayındayız ortada ne S400 var ne çalışan bir savunma sistemi var. Tam iki buçuk milyar dolar parayı trink diye Rusya’ya ödemişiz, ne zaman kurulacak, ne zaman faaliyete geçecek? Diğer yandan Amerika’dan aldığımız son model F-35 savaş uçakları, 1 milyar 250 milyon dolar parasını ödemişiz Amerika vermem diyor. İşte Türkiye’nin geldiği dış politikadaki nokta bu… Milletin parası bunların elinde çarçur edilmiş durumda” şeklinde konuştu.

“Ülke Uçuruma Doğru Uçuyor”

‘Türkiye Uçacak’ söylemlerini hatırlatan Yüksel; “Evet Türkiye uçuyor, uçuruma doğru uçuyor. Kimler uçuyor 5 tane yandaş müteahhit, şirketler uçuyor. Dolar kuru arttıkça servetlerine servet katıyorlar. Halk inim inim inliyor, açlık ve sefalet ile mücadele etmeye çalışıyor.

Birkaç gün önce bakanı izledik. Çok mutlu, gülüyor, neşeli, neşesinden hiçbir şey kaybetmemiş. Halkın gözünün içine baka baka alay ediyor diyor ki; ‘Dolarla ne işiniz var, maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?’ Ey vicdansız, ey kendini bilmez, Türkiye’de iğneden ipliğe her şeye dolar kuru arttıkça zam geldiğini sen bilmiyor musun? Sen bu halkı bu kadar mı gözü kör zannediyorsunuz, bu kadar mı bilmez zannediyorsunuz? Sadece geçen yıl 250 milyar liralık ürünü dolarla aldık. Bugün ülkemizdeki gübreden tutun tohuma kadar, ilaçtan yakıta kadar, doğalgaza kadar hepsi dolarla alınıyor. Dış borcumuz 472 milyar dolar. İhaleler dolarla yapılmış. Ey kendini bilmez. Burada bir ihanetin belgesini de söylemek istiyorum. Bu yandaş müteahhitler bu ihaleleri dövizle alanlar bir anlaşmazlık, uyuşmazlık halinde İngiliz mahkemelerine gidileceği maddesini koymuş. İhanet budur işte! Şanlı milliyetçilere soruyorum, bu hiç kanınıza dokunmuyor mu? Bunlar iktidara geldiklerinde 2002 yılında dış borcumuz 130 milyar dolardı şu anda 472 milyar dolar, benzin 1.48’di şuan 6.39, dolar 1.57 idi şimdi 7.20, altının gramı 17 idi şimdi 479.05, çeyrek altın 32 TL idi şimdi 817 TL. İşte geldiğimiz manzara bu. Hiç utanmadan sıkılmadan deniyor ki buzdolabı var. Buzdolabı alım sayısı arttı, çamaşır makinesi alım sayısı arttı deniyor. 2002 ile 2019 satış rakamları açıklanarak bir gurur meselesi yapılıyor. nüfus 2002 yılında 65 milyondu şimdi 83 milyon. Buzdolabı almasın mı vatandaş, çamaşır makinesi almasın mı? Nüfus artmış buzdolabı sayımı da artacak tabii ki bu çok lüks bir şey mi? Siz bu milletin iliğini sömüreceksiniz, servetinize servet katacaksınız, gemi filoları kuracaksınız, vatandaşın ekonomisini de buzdolabı üzerinden değerlendireceksiniz, yazıklar olsun ama şunu da haykırmak istiyorum. Gelin de bir bakın buzdolabının içinde ne var. Ona bir bak, buzdolabının sayısına değil.

Dış güçler masalı devam ediyor. Dış güçler mi dedi sana damadını maliyenin başına getir, kamu bankalarının başına güreşçiyi getir… Dış güçler mi dedi bunu sana. Dış güçler mi israf yap dedi, Ahlat da, Marmaris de milyarlarca harca israf et dedi. Dış güçler mi talimat verdi?” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Tarımı Tekrar Ayağa Kaldırmalıyız”

Tarıma destek vermeden güçlenmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yüksel; “Tarım alanı olarak ülkemizin onda biri olan Yunanistan’dan buğday ithal ettik ve bunu 6 kat artırdık. Şu anda Yunanistan dış güçlerle beraber bizi tehdit ediyor ama biz Yunanistan’dan buğday alıyoruz. Ukrayna, Kazakistan, Litvanya, Bulgaristan’dan buğday alıyoruz. Tarım çökmüşken yerli ve milli olunamaz. Camide kılıç sallamakla da yerli ve milli olunamaz. Bir ülkede tarım çökmüşse, bir ülke tarımda dışarıya mahkûm olmuşsa, o ülke er geç bağımsızlığını kaybeder ve bağımsızlığı tehlikeye girer. Gençlerimizi mutlaka tarıma döndürmeliyiz, tarıma yönlendirmeliyiz, tarımı sevdirmeliyiz. Tarımı tekrar ayağa kaldırmalıyız ve çiftçimizi tekrar efendi yapmalıyız. Çare bu” dedi.

“Çare Adalet ve Demokrasi”

CHP Belen İlçe Başkanı Fevzi Yüksel sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı; “Ülkede halk vatandaş sefalet içerisinde ve o ülkeyi yönetenler servetine servet katıyorsa ve yüzleri bu şartlar altında gülüyorsa, mutlularsa, bu ülkede bir sorun var demektir. Ne yapacağız? Adaletli ve vicdan sahibi yöneticileri işbaşına getireceğiz, çare bu! Bir yönetici yönettiği halkın en fakirinin yiyebildiğini yiyebiliyorsa, giydiğini giyebiliyorsa işte o adaletli bir yöneticidir. İşte onu sağlamamız lazım. Adalet, demokrasi çare bu… Ülkedeki ‘Tek Adam’ rejimine son vermek, bu ucube sistemi elimizin tersiyle itmek, bu sistem iyidir diyenlere tarihin tokadını atmak gerekir. Bu sistemle Türkiye’nin geldiği noktayı anlatmaya çalıştım. Çare bu sistemden kurtulmaktır. Çare demokrasiye, ortak akıla, ortak düşünceye geçmektir. Bir ülke hangi yerde olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun, hangi partiden olursa olsun tek adama mahkum edilemez. Onun için çare bu sistemden bir an önce kurtulmaktır.” (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here