6 Şubat 2023, Türkiye’nin tarihinde derin bir iz bırakan bir gün. O gün, Türkiye’nin güneyinde bir yıkım yaşandı. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonların evsiz kaldığı bu felaketin en acı taraflarından biri de, her bir kaybın arkasında bir yaşam hikayesinin gizli olmasıydı.
İskenderun ve Hatay’ın yakından tanıdığı Opr. Dr. Yılmaz Şahutoğlu bir hekim, bir baba, bir eş idi. Şahutoğlu, 6 Şubat depreminde eşini ve iki çocuğunu kaybetti. Toprağa düşen sadece sevdikleri değildi; bir insanın hayatının en değerli varlıkları, bir ailenin temel direkleri yıkıldı.
Yılmaz Şahutoğlu’nun acısı derindi. Ama o, derin bir boşluğa düşmek yerine, yaşadığı travmayı topluma faydalı bir hale dönüştürmeyi başardı. Eşinin ve çocuklarının anısını yaşatmak için aldığı karar, onun karakterinin ve azminin bir simgesi oldu. Şahutoğlu, acısını içine gömerek, acı bir hatıra değil sevgi ve geleceğe dair umut bırakan bir miras yaratmak istedi. Bu doğrultuda, eşinin ve çocuklarının adına bir okul yaptırmaya karar verdi. Çünkü o, bir yaşamı kaybetmekle birlikte, yeni yaşamlar inşa etmenin gücüne inanıyordu. Her bir öğrenci, bu okulda bir adım daha ilerleyerek, inanıyorum ki Yılmaz Şahutoğlu’nun yüreğine her an her sene belli ölçüde ferahlık verecektir.
*Saygıyı Hak Eden Bir Figür Oldu
İskenderun ve Hatay yaşayanlarının zor zamanlarda her zaman yanlarında olan, başkalarına yardım eli uzatan Yılmaz Şahutoğlu, sadece bir doktor değil aynı zamanda toplumun iyiliği için çalışan bir gönüllü olmayı bildi. Herkese bir iyilik dokunuşu yapma arzusuyla, kendi acısını unuturcasına, çevresindeki insanların sağlığı ve refahı için varını yoğunu ortaya koydu. İskenderun’daki sağlık sistemine büyük katkılarda bulunan Şahutoğlu, sadece profesyonel anlamda değil aynı zamanda insan olarak da saygıyı hak eden bir figür haline geldi.
Yılmaz Şahutoğlu’nun hikayesi yalnızca tıbbi başarılarla sınırlı kalmadı. CHP üyesi olan Şahutoğlu, siyasete de ilgi duyuyor ve toplumun daha iyi bir noktaya gelebilmesi için fikirlerini paylaşmayı ihmal etmiyor. Her zaman halkı dinleyen, onların dertlerine çözüm arayan bir liderlik anlayışına sahip. Kendisini sadece bir doktor değil aynı zamanda topluma hizmet eden bir insan olarak görüyor. Bugün, Yılmaz Şahutoğlu’nun kayıpları bir yanda, kazandığı başarılar ve bıraktığı izler öte yanda duruyor. O, kaybettiklerinin acısını her geçen gün biraz daha büyütmek yerine, acısını bir motivasyon kaynağına dönüştürerek hem kendi hayatını hem de başkalarının hayatlarını anlamlı bir şekilde şekillendiriyor. Toplumun bir parçası olarak, yaşamaya ve yaşatmaya devam ediyor.
*Tıp Alanında Bilgi ve Becerisini Güncel Tutuyor
Yılmaz Şahutoğlu’nun hayatı, bizlere yalnızca kayıpların ve acıların değil aynı zamanda yeniden doğuşların ve umutların da var olduğunu hatırlatıyor. Her adımda, her yaptığı iyilikte, acısının arkasındaki umudu görebiliyoruz. Belki de, en karanlık zamanlarda bile insanın içindeki gücü ve sevgiyi bulması gerektiğini, en derin kayıplar sonrasında bile yaşamın yeniden yeşerebileceğini gösteriyor.
Yılmaz Şahutoğlu, kayıplarının ardından yükselen bir umut simgesi olarak hem kendi hayatına hem de çevresindeki dünyaya değer katmaya devam ediyor. Her adımı, bir insanın nasıl yeniden ayağa kalkabileceğini ve sevgiyle nasıl yaralarını sarabileceğini gösteriyor…
Çok acı ve beklenmedik kötü sürprizlere rağmen Opr. Dr. Yılmaz Şahutoğlu, mesleğinden kopmadı; aksine hekimlik yolculuğunu daha da büyük bir sorumlulukla sürdürmeye devam etti. Genel Cerrahi Uzmanı olarak özellikle onkolojik vakalar ve ileri düzey laparoskopik ameliyatlarda bölgenin en çok başvurulan hekimlerinden biri olmayı sürdürdü. Kaybettiği ailesine duyduğu özlem ve sevgi, onun hastalarına karşı gösterdiği şefkat ve titizlikte adeta vücut buldu.
Yoğun ameliyat programlarına rağmen her hastasına birebir ilgilenmeye özen gösteren Şahutoğlu, tıp alanındaki güncel gelişmeleri de yakından takip ederek bilgi ve becerisini sürekli güncel tutuyor. Hem mesleki başarısı hem de insani yaklaşımıyla, sadece İskenderun’da değil tüm bölgede örnek alınan bir hekim olmayı başarıyor.
*Zeynep-Deniz-Cavide Şahutoğlu Ortaokulu
İskenderun’daki Eda Apartmanı’nda, Opr. Dr. Yılmaz Şahutoğlu’nun eşi Cavide (44) ile 11 yaşlarındaki ikiz çocukları Zeynep ve Deniz yaşama veda ettiler. O an, Dr. Şahutoğlu’nun yaşam sevinci doğal olarak kesintiye uğradı. Derin bir keder içine girdi. Sonra canından çok sevdiği aile bireylerinin adını sonsuza dek yaşatmak adına, ‘Zeynep – Deniz – Cavide Şahutoğlu Ortaokulu’ projesini hayata geçirdi.
Piri Reis Mahallesi’ndeki Şükrü Kanatlı İlköğretim Okulu’na ek olarak bir ortaokul binası inşa edildi. Eğitim kurumunun temeli Ocak 2024’te atıldı. Yaklaşık 7 aylık hummalı çalışmaların ardından, ortaokul 2024-2025 eğitim öğretim yılına hizmete girdi. Yeni okul, son sistem teknolojilere ve yeni nesil gereçlere kavuşturuldu. 550-570 öğrenci kapasitesi oluşturuldu, 12 derslik, bir laboratuar ve bir rehberlik odası oluşturuldu.
Okul girişine bir Atatürk Köşesi, geniş bir kütüphane ve Cavide, Zeynep ile Deniz’in anısına ayrılmış özel bir hatıra köşesi açıldı. Adeta, her derslik, her raf, her hatıra köşesi; sevginin ve anıların öğrenimle yoğurulduğu bir yer haline getirildi. Okulun sunduğu imkanlar, laboratuar, rehberlik odası, zengin kütüphane, İskenderun’daki öğrencilerin daha iyi bir eğitim almasına, özgüvenle geleceğe hazırlanmasına hizmet ediyor ve edecek…
*Bu Yazı, Bir Hekimin, Bir Babanın Olağanüstü Direnişini Selamlıyor…
Dr. Şahutoğlu’nun bu fedakar girişimi, topluma verdiği değerin ve görev bilincinin en somut nişanesidir. Sevgili Yılmaz Şahutoğlu, sadece tıbbi manada değil sosyal alanda da varlığını hissettiren bir isimdir. Siyasete olan ölçülü ilgisi biliniyor ve izleniyor. Kamu görevleriyle iç içe ama asıl odağı, toplumun sağlık, eğitim ve moral değerlerinin korunmasına yönelik olduğu gözleniyor. Bu okul projesi de, onun sorumluluk bilinciyle hareket eden karakterinin bir yansımasıdır. Şahutoğlu’nun okul hamlesi, yaşamın içinden bir mesajdır. Yıkılan bir hayatın içine, umut serpiştiren, yüce bir uğraş var burada. İskenderun’da gençlerin güvenle okuyabileceği, hayallerinin filizlendiği bir ortamla birlikte, bu okul aynı zamanda bir anma mabedi olmuştur.
İnsanlık, adını acılarla değil umutla anmayı hak eder. Dr. Şahutoğlu ve Zeynep-Deniz-Cavide Şahutoğlu Ortaokulu bunun en güçlü kanıtlardan biri olmuştur. Bu yazı, onların anısını yüceltirken aynı zamanda geleceğin gençlerine el uzatan bir babanın ve doktorun olağanüstü direnişini selamlıyor.
32 yaşındaki evladını, kalp krizi neticesi, 6 ay yoğun bakım kapısında bekledikten sonra kaybeden bir baba olarak, acını diğer insanlardan daha farklı anlıyorum Yılmaz hocam. Allah sabrımızı versin, senin ve benim gibi evlat acısı yaşayanların da ayrıca sabrını versin inşallah…
