Yayman; “Hakem Heyeti, Hakem Değil, Sarayın Noteridir”

1
44

Tüm Emeklilerin Sendikası 2017 İskenderun Temsilcisi Medine Yayman; “Hakem Heyeti, Hakem Değil, Sarayın Noteridir”

Tüm Emeklilerin Sendikası 2017 İskenderun Temsilciliği adına açıklamalarda bulunan Medine Yayman, toplu sözleşme sonuçlarını eleştirdi.

Türkiye’de milyonlarca kamu emekçisini ve onların geleceği olan milyonlarca emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin, bir kez daha iktidarın gölgesinde sonuçlandırıldığını iddia eden Yayman; “Hakem Heyeti, hakem değil, sarayın noteridir. İktidarın politikalarını onaylayan, emekçilerin taleplerini yok sayan bir organ olarak davranmıştır. Sefalet emekçiye ve emekliye, ayrıcalık sermayeye.

2026 yılı için birinci dönem  %11, ikinci dönem %7, 2027 yılı için ise birinci dönem %5, ikinci dönem %4 zam oranı kabul edildi. Ancak bu oranlar, bırakın ENAG’ı, TÜİK’İN açıkladığı resmi enflasyon rakamlarının bile gerisindedir. Bu oranlar, milyonlarca kamu emekçisini ve emekliyi açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm etmektedir. Kamu emekçisine dayatılan sefalet ücreti, doğrudan emeklinin de kaderini belirlemektedir.

Memurlar, enflasyon çığının karşısında komik zam oranlarıyla korunmak bir yana, hızla yoksulluk sınırının altına doğru itiliyor. Sonuç: 2025 yılı enflasyonu altında ezilen, alım gücü düşen ve giderek fakirleşen memurlar. Bugün çalışan açlığa, yarının emeklisi yoksulluğa itilmektedir” diye konuştu.

Sendikal Teslimiyet ve Meşruiyetsiz Masa

Emeklerlin geleceğinin ipotek altına alındığını ifade eden Yayman, yetkili sendikaların pasifliğinden şikayet ederek; “Memur-Sen ve Kamu-Sen, “Masaya oturmayacağız” dedikten sonra günlerce toplantılara katılarak bu sefalet kararının önünü açmıştır. Bu tavır, emekçilerin sırtındaki yükü ağırlaştırmış, emeklilerin geleceğini ipotek altına almıştır. Ayrıca, 11 üyeli Hakem Heyeti’nin 7 üyesinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması bile bu mekanizmanın demokratik olmadığını açıkça göstermektedir. Yetkili sendikalar ise bu konuda pasif kaldı; sessizlikleriyle sürece adeta zımnen destek verdiler. Her zaman olduğu gibi Sarı Sendikalar tam da kendilerine yakışanı yapmışlardır.

Parçalı tepkiler yetmez. Kamu emekçileriyle emeklilerin kaderi ortaktır. İşçiler, işsizler, emekçiler ve emekliler aynı politikaların mağdurudur. Çözüm, birleşik, militan ve sınıf temelli bir mücadelededir. Biz Tüm Emeklilerin Sendikası olarak biliyoruz ki: Kamu emekçisinin kaybı bizim de kaybımızdır. Bugün kamu emekçisine dayatılan sefalet, yarın bizlere de yansıyacaktır. Emeklilik bir ayrıcalık değil; alın terinin karşılığını insanca almak demektir. Ancak iktidarın ve Hakem Heyeti’nin kararları, bizleri yoksulluğa mahkûm etmektedir. Hakem Heyeti’nin kararı yok hükmündedir; çünkü meşru değildir. Meşruiyet, milyonların insanca yaşama hakkından doğar. Biz emekliler diyoruz ki: Kamu emekçisi ile emeklinin mücadelesi birdir. Kuşaklar arası dayanışmayı büyüteceğiz. Sefalete, yoksulluğa ve adaletsizliğe karşı birleşik mücadeleyi büyüteceğiz.

Tüm Emeklilerin Sendikası, fiili ve meşru mücadelesi ile, 1990’lı yıllardaki KESK sürecinde olduğu gibi, mücadelesini her alanda, her yerde, yılmadan usanmadan sürdürmektedir. Ta ki: Emeklilerin ve Tüm Çalışanların, emeği ile geçinmeye Çalışanların, İNSANCA yaşayabileceği bir ücrete kavuşabileceği güne kadar mücadelesi devam edecektir.

İşçilerin, emekçilerin ve emeklilerin ortak mücadelesiyle bu düzeni değiştireceğiz. Değiştireceğiz, çünkü insanca yaşam bizim hakkımız! Değiştireceğiz, çünkü sefalet kader değildir! Değiştireceğiz, çünkü örgütlü halk yenilmez! Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

1 YORUM

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here