Yayman; “Faşizme ve Tek Adam Rejimine Karşı, Özgürlüğü Savunuyoruz”

0
19

Tüm Emeklilerin Sendikası İskenderun Temsilciliği adına açıklamalarda bulunan Medine Yayman, 12 Eylül’ün 45. yılında; Darbelere, Neoliberal Yıkıma, Siyasal İslamcı Faşizme ve Tek Adam Rejimine Karşı, Özgürlüğü Savunduklarını kaydetti.

12 Eylül’ün 45. yılı münasebeti ile 2017 Tüm Emeklilerin Sendikası İskenderun Temsilciliği yazılı bir açıklama yaptı. Temsilcilik adına açıklamalarda bulunan Medine Yayman, Türkiye’nin, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden geçen 45 yıla rağmen, darbe hukukunun, neoliberal yıkımın ve otoriter siyaset anlayışının izlerini hâlâ taşıdığına işaret etti.

12 Eylül ve Neoliberal Dönüşüm

Darbenin yalnızca siyasal özgürlükleri gasp etmediğine dikkat çeken Yayman; “Aynı zamanda emekçi sınıfların kazanımlarını ortadan kaldırarak neoliberal politikaların önünü açtı. Sendikalar kapatıldı, grevler yasaklandı, iş güvencesi zayıflatıldı. IMF ve Dünya Bankası programları, işçi sınıfı üzerinde ağır bir baskı rejimiyle uygulandı.

Neoliberal politikaların günümüzdeki en somut sonuçlarından biri özelleştirmelerdir. Kamu hizmetlerinin, enerji, sağlık, ulaştırma ve eğitim alanlarının özelleştirilmesi, işçi-emekçi sınıfının yükünü ağırlaştırdı. Düşük ücretler, taşeron çalışma, güvencesiz iş ilişkileri ve emeklilerin yoksullaşması, neoliberal politikaların doğrudan etkisidir. Kamu kaynaklarının özel sermayeye aktarılması, toplumsal eşitsizliği derinleştirmiş, halkın temel haklarını zayıflatmıştır.

Siyasal Alanın Daraltılması ve Tek Adam Rejimi

1982 Anayasası’nın hâlâ yürürlükte oluşu, yargının bağımsız olmaması, ifade ve örgütlenme özgürlüklerindeki kısıtlamalar, kayyum uygulamaları ve muhalefete yönelik baskılar, 12 Eylül’ün mirasının sürdüğünü göstermektedir.

Bu tablo, günümüzde siyasal İslamcı faşizmin kurumsallaşması ve tek adam rejimi ile derinleşmiştir. Yasama, yürütme ve yargı tek merkezde toplanmış; denge ve denetleme mekanizmaları ortadan kaldırılmıştır. Halk iradesini yok sayan kayyımlar, muhalefet üzerindeki baskılar ve yargı kararları, demokratik siyasetin alanını giderek daraltmaktadır.

Bunun en güncel örneği 19 Mart 2025’teki yargı darbesidir. Yüksek Yargı eliyle halk iradesinin gasp edilmesi, seçilmiş temsilcilerin görevden alınması, siyasal alanın daraltılması; 12 Eylül’ün mantığının bugün farklı bir biçimde sürdüğünü kanıtlamaktadır” diye konuştu.

Birleşik Mücadele Çağrısı

Antidemokratik müdahalelerle hesaplaşmanın, ancak birleşik bir muhalefetin ortak iradesiyle mümkün olacağına de değinen Yayman; “45 yıl önce halkın iradesini gasp eden 12 Eylül zihniyetiyle, neoliberal politikaların yarattığı yıkımla, özelleştirmelerin toplumsal sonuçlarıyla, Siyasal İslamcı faşizmin otoriterliğiyle ve tek adam rejiminin baskısıyla; ayrıca 19 Mart 2025 yargı darbesiyle ortaya çıkan antidemokratik müdahalelerle hesaplaşmak, ancak birleşik bir muhalefetin ortak iradesiyle mümkündür.

Çağrımız açıktır! Demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyütmek için tüm toplumsal ve siyasal güçlerin yan yana gelmesi ve birleşik bir mücadeleyi birlikte örmesi kaçınılmazdır” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here