Vekil Kara’dan ‘Tarihi Eser’ Vurgusu!

0
25

Kara; “Yeniden İnşa Süreci Kentin Geçmişini, Mimari Mirasını Koruyarak, Güçlendirerek Gerçekleştirilmeli”

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’da depremde hasar gören tarihi eserlerin restorasyon süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Son günlerde, tarihi camilerin restorasyonuyla ilgili bir tartışma sürdüğünü ifade eden Vekil Kara; “Selimiye Cami’nde yapılması planlanan restorasyonun kubbedeki özgün işlemeleri ve desenleri ortadan kaldıracağı, caminin tarihi dokusuna telafi edilemez bir zarar vereceği ortaya çıkınca restorasyon projesi iptal edildi. Fakat bu esnada, ülkemizin farklı bölgelerindeki pek çok caminin bu ve benzeri bir restorasyon sürecine maruz bırakıldığı; bunun sonucunda orijinal dokularını yitirdikleri ortaya çıktı. AKP iktidarının kültürel varlıkları koruma konusundaki sicili, buna benzeyen olaylarla, ihmallerle, yanlışlarla doludur. Şimdi bu yanlışlara yenilerinin eklenmesinden endişe duyuyoruz.

Deprem sonucunda özellikle Antakya’daki tarihi yapıların da önemli bir bölümü ya kısmen ya da tamamen kaybedildi. Hatay Valiliğinin geçtiğimiz ay yayımlamış olduğu faaliyet raporuna göre, enkazı kaldırılan tescilli yapı sayısı 269’dur. En önemli kültür varlıklarımızdan birisi olan Habibi Neccar Cami’nin restorasyonu halen devam ediyor, bazı yapılar ise onarılıp hizmete alındı. Ancak bu esnada tüm kültürel ve tarihi varlıklarımızın korunabildiğini ne yazık ki söyleyemiyoruz. Özellikle Eylül ayı ortalarında başlatılmış bir yıkım süreci olduğu; bu süreçte Antakya’daki tarihi Osmanlı evlerinin, Barudi Cafe ve Kavinn Otel gibi, kentimizin belleğini oluşturan pek çok yapının tamamen yıkıldığı anlaşılıyor” diye konuştu.

Bir şehrin ‘tarihiyle’ tam bir şehir olabileceğini kaydeden Kara, bu anlamda tarihi yapıların birebir aslına uygun restore edilmelerinin önemine vurgu yaparak; “Tarihi binalarımızı, mekanlarımızı korumaktan söz ettiğimiz zaman, büyük olasılıkla birileri çıkıp ‘fuzuli işlerle uğraştığımızı’ söyleyecek, insanların başlarını sokacak evleri yokken tarihi eserlerin peşine düştüğümüzü iddia edecek. Oysa bu konuyu konuşmanın ve harekete geçmenin tam zamanıdır; zira bir şehir, ancak tarihiyle, geçmişiyle, mekanlarıyla birlikte bir şehirdir. Bunları ortadan kaldırdığınız zaman bir kent değil, bir bina yığını elde etmiş oluyorsunuz ve o bina yığını o şehirde yaşayanların ölçülerine değil, masa başında hesap yapanların ölçülerine göre şekilleniyor. Çekül Vakfının bu konuda, Ağustos 2023 gibi çok erken bir tarihte bir uyarıda bulunmuş olduğunu biliyoruz.

Vakfın yaptığı açıklamaya göre Antakya’da tarihi dokunun yüzde 35’lik bölümü yok olmuş, 584’ü tescilli ve bin 500’ü potansiyel tescilli yapı, kepçelerle yıkılmış; arkeolojik katmanlar hem depremin etkisiyle hem de hafriyat kamyonlarının ve diğer iş makinelerinin faaliyetleri nedeniyle, kaçınılmaz olarak zarar görmüştür. Yeniden inşa süreci kentin geçmişini, mimari mirasını koruyarak, güçlendirerek gerçekleştirilmelidir; buna dikkat edilmezse Antakya başta olmak üzere kentimizin kimliğini ve değerlerimizi telafi edilemeyecek biçimde kaybedeceğiz” dedi.

“Tarihimizi Korumak Yeni Binalar İnşa Etmek Kadar Önemlidir”

Şehrimizin geçmişinden, herkesin hayatında iz bırakmış varlıklarımızı korumnın en az yeni binalar inşa etmek kadar önemli olduğunu vurgulayan Milletvekili Kara; “Bu amaçla öncelikle tarihi yapıların yıkım operasyonlarının kültürel dokuyu göz ardı etmeyen biçimde yapılması; daha incelikli, zaman ve emek isteyen bir süreç olmakla birlikte bu yapıları koruyacak biçimde özgün materyallerin kullanıldığı restorasyonun tercih edilmesi gerekiyor. Enkaz ayrıştırma süreçleri kendi başına bir sorun kaynağıydı; tarihi yapılar söz konusu olduğunda da restorasyonda kullanılabilecek malzemenin ayrıştırılması gerekiyor ama buna da pek özen gösterilmediği kanaatindeyiz. Bunların yanı sıra potansiyel kültürel miras değerini haiz yapıların kamu tarafından tescillenmesi, bir yasal çerçeve sağlaması açısından da Koruma Amaçlı İmar Planı onaylanmadan geleneksel yapıların yıkımına başlanmaması önemlidir.

izler depremden önceki Antakya’yı belki de bir daha asla bulamayacak; onu fotoğraflardan, video kayıtlarından, yazılı ve sözlü arşivlerden hatırlayabileceğiz. Fakat büyük bir yıkım yaşandığı, yurttaşların konut ihtiyacı olduğu gerçeğinin de kültürel mirasımızdan kalan son parçaların adeta bir çöp gibi süpürülmesi için bahane olarak kullanılmasına da göz yummayacağız. Şehrimizin geçmişinden, 7’den 70’e hepimizin hayatında iz bırakmış varlıklarımızı korumak da en az yeni binalar inşa etmek kadar önemlidir” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber Merkezi)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here