Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kaç yıllardan beri ilk kez bu kadar coşkulu heyecanlı ve büyük bir katılımla kutlandı. Bütün hayatın üzerimize yıktığı ağırlığa rağmen bizde onlarla coştuk. Tabi arabaların arasında su ve mendil satan küçük çocukları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ilk “çocuklar ölmesin” dediği için annesi ile birlikte demir parmaklıklarda geçiren minik bebeği ve orada olan bütün mahkûm çocuklarını unutmadık.
& & & & &
Şok seçim çalışmaları son hız sürerken, sokakta da hareketlilik arttı, her kafadan bir ses çıkıyor. O üzerine ölü toprağı serpilmiş dediğimiz halk şimdi konuşuyor, umutlanıyor, itiraz ediyor, azıcık sokak nabzını alayım dedim. Gördüklerim, duyduklarım, en çok CHP’nin şövalyeliği konuşuluyor ve müthiş takdir görüyor. Herkes eşit şartların oluşması derdinde çünkü mecliste değişik sesler olmalı düşüncesinde ve konuşmak için zamanın gelmesini bekliyorlarmış. Şimdiye dek Cumhurbaşkanlığı için konuşulan isimlere de söyleyecek sözleri varmış. Bir defa Sayın Abdullah Gül’e sıcak bakmıyorlar; hoş bendenizin de adayı o olamaz çünkü bendenizin düşüncesine göre bir kez denenmiş olan tekrardan aynı yere getirilmemeli.
CHP’nin İYİ partiye 15 milletvekili vermesi, şok seçim kararı ile değişen gündemi hareketlendirdi dedik ama aslında ısıttı hatta korkuttu yani yandaş -ki hemen hepsi- gazetelerin yaptıkları karalamalar, attıkları başlıklar bunu gösteriyor. Bir telaş var şimdi herkeste. Sokaktaki insan ise Muharrem İnce’yi de çok doğru bir adaymış gibi görmüyor. Sayın Kılıçtaroğlu’nu seviyor destekliyor ama alevi olduğu için seçilmeyeceğinden korkuyor. Artık bunlar rahatça dillendiriliyor. Sayın Meral Akşener şu anda en güçlü aday gibi duruyor. Kararsız sol görüşlü olanların bir kısmı kökeni Milliyetçi olan Meral hanıma kuşkuyla bakıyor olmalarına rağmen şu an ondan güçlü bir aday çıkmazsa ona oy vereceklerini söylüyorlar. Ve CHP’nin geçen seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak sayın Ekmeleddin beyi önerdiğini unutmadıklarını da bu kez en doğru adayı çıkarmasını bekliyorlar. Bendeniz ve bendeniz gibi düşünen çok kişi doğrusu Sayın İlhan Kesici Bey aday olursa adaylığını dünden destekleriz diyoruz.
Yürüyen Kılıçtaroğlu aslında gönlümüzde olan ancak öyle bir realite var ki tüyleri ürperten işte o realite yüzünden aday olmasını istemem doğrusu. Ama keşke seçilse ve bendenizde utansam düşüncemden…
Ve Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun aday olması durumunda onu da destekleyebileceklerini söylüyorlar, sokakta konuştuğum insanlar. Ve bendeniz şimdi önümüzü göremiyoruz aday adayları bulmak o kadar zor olmamalı yalnızca romantik düşünmeyelim, geniş geniş bakalım etrafımıza, uzun yıllardandır yelpazemiz daralmış zaten şöyle geniş bir yelpazeden bakmaya ihtiyacımız var.
Ve sevgili okuyucularım, her şey sevgili ülkemizde huzur içinde birlik ve beraberlikle ayrımsız ve adil bir şekilde sevgiyle -olmasa da olur- ama keşke olsa ve özveriyle saygıyla yaşayabilmek için. Unutmayalım ki başka ülkemiz yok.
Başkalarına ülke olabiliriz ama onlar bize ülke olmaz. Yeri gelmişken Suriyeli, Özbek ve Afrikalılar için İstanbul bir ülke olmuş bile çoktan. İşportadan tutunda mağazalara kadar… Ha bunlara Çinliler de eklenmiş. Onlarda mallarını kendileri satıyor artık. Biz Merter’de oturuyoruz. Ve Merter esnafının çoğu yani en az bizim yıllarca tanıdıklarımız mekânlarını Suriyelilere devretmişler. İşçisine, tezgahtarına kadar ve en az bizim gibi Türkçe konuşuyorlar, birde Arapça ve İngilizce konuşuyorlar, bu yüzden dışardan elemanda almıyorlar. Özel kargo şirketleri var toptan ticaret yapıyorlar. Bizimkiler ise vergilerden ve yüksek kiradan ezildikleri için mekanlarını devredip gidiyorlar. Yani biz bile dükkânımızı kapatmak zorunda kaldık. Daha çok borca harca girmemek için.

Ve gıdaya el atmışlar. Fırınlar, dönerciler, tatlıcılar… Aksaray Arapça tabelalarla dolu, pazarlarda tezgahları bile var. Yani bendeniz bir şey demiyorum biz ülke olabiliriz herkese ama keşke ülkemizde bize sahip çıksa onlara çıktığı kadar.
Ve sevgili okuyucularım, sevgili tatlı, alçakgönüllü ama ideallerinin peşini bırakmayan, küçük “Zehra”yı imzalamak için hafta sonu 2. Hatay Edebiyat fuarında olacağım. Ondan önce 27 Nisan Cuma günü saat: 18’de Ticaret ve Sanayi Odasında Kitap Otağı Yayınevinin açılış duyurusu ve yazarlarını basına tanıtım etkinliği var. Bütün okuyucularım ve vatandaşlar davetlidir.
Ve şimdilik sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle kalalım, ayrımsız gayrımsız güzel ülkemizde hep birlikte huzurla, güvenle, saygıyla… Yase
Günün Şiiri
Ağaçları Kesmeyin
Düş bir yaş dalından düşerse
Nereye düşer hiç düşündünüz mü?
Yerde bir iz kalmayacak mı izdüşüm?
Düsen yas dalından düşünce
Gözlerinizdedir pınarı
Bir yas bir daldan düşünce
Kökündedir yaşı
Bir yas düşer bir daldan
Hepimizin ölen arkadaşı
Ve çok eskilere dair bir düşünce
Can YÜCEL
Akdeniz Yaraşıyor Sana
Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize
Can YÜCEL
Günün Sözü
Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz.
Çin Atasözü
İnsanlar birbirlerine egemen olmak isterler ama kendi kendilerinin bile efendisi değillerdir…
Maksim GORKİ




