Ve Sevgili Ülkemde Sevgiyle Yaşamak…

0
87

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kaç yıllardan beri ilk kez bu kadar coşkulu heyecanlı ve büyük bir katılımla kutlandı. Bütün hayatın üzerimize yıktığı ağırlığa rağmen bizde onlarla coştuk. Tabi arabaların arasında su ve mendil satan küçük çocukları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ilk “çocuklar ölmesin” dediği için annesi ile birlikte demir parmaklıklarda geçiren minik bebeği ve orada olan bütün mahkûm çocuklarını unutmadık.

& & & & &

Şok seçim çalışmaları son hız sürerken, sokakta da hareketlilik arttı, her kafadan bir ses çıkıyor. O üzerine ölü toprağı serpilmiş dediğimiz halk şimdi konuşuyor, umutlanıyor, itiraz ediyor, azıcık sokak nabzını alayım dedim. Gördüklerim, duyduklarım, en çok CHP’nin şövalyeliği konuşuluyor ve müthiş takdir görüyor. Herkes eşit şartların oluşması derdinde çünkü mecliste değişik sesler olmalı düşüncesinde ve konuşmak için zamanın gelmesini bekliyorlarmış. Şimdiye dek  Cumhurbaşkanlığı için konuşulan isimlere de söyleyecek sözleri varmış. Bir defa Sayın Abdullah Gül’e sıcak bakmıyorlar; hoş bendenizin de adayı o olamaz çünkü bendenizin düşüncesine göre bir kez denenmiş olan tekrardan aynı yere getirilmemeli.

CHP’nin İYİ partiye 15 milletvekili vermesi, şok seçim kararı ile değişen gündemi hareketlendirdi dedik ama aslında ısıttı hatta korkuttu yani yandaş -ki hemen hepsi- gazetelerin yaptıkları karalamalar, attıkları başlıklar bunu gösteriyor.  Bir telaş var şimdi herkeste. Sokaktaki insan ise  Muharrem İnce’yi de  çok doğru bir adaymış   gibi görmüyor. Sayın Kılıçtaroğlu’nu seviyor destekliyor ama alevi olduğu için seçilmeyeceğinden korkuyor. Artık bunlar rahatça dillendiriliyor. Sayın Meral Akşener şu anda en güçlü aday gibi duruyor. Kararsız sol görüşlü olanların bir kısmı kökeni Milliyetçi olan Meral hanıma kuşkuyla bakıyor olmalarına rağmen şu an ondan güçlü bir aday çıkmazsa ona oy vereceklerini söylüyorlar. Ve CHP’nin  geçen seçimlerde cumhurbaşkanı  adayı olarak sayın Ekmeleddin beyi önerdiğini  unutmadıklarını da bu kez en doğru adayı çıkarmasını bekliyorlar. Bendeniz ve bendeniz gibi düşünen çok kişi doğrusu Sayın İlhan Kesici Bey aday olursa adaylığını dünden destekleriz diyoruz.

Yürüyen Kılıçtaroğlu aslında gönlümüzde olan ancak öyle bir realite var ki tüyleri ürperten işte o realite yüzünden aday olmasını istemem doğrusu. Ama  keşke seçilse ve bendenizde utansam düşüncemden…

Ve  Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun aday olması durumunda  onu da destekleyebileceklerini söylüyorlar, sokakta konuştuğum insanlar. Ve bendeniz şimdi önümüzü göremiyoruz aday adayları bulmak o kadar zor olmamalı yalnızca romantik düşünmeyelim, geniş geniş bakalım etrafımıza, uzun yıllardandır yelpazemiz daralmış zaten   şöyle geniş bir yelpazeden bakmaya ihtiyacımız var.

Ve sevgili okuyucularım, her şey sevgili ülkemizde huzur içinde birlik ve beraberlikle ayrımsız ve adil bir şekilde sevgiyle -olmasa da olur- ama keşke olsa  ve özveriyle saygıyla yaşayabilmek için. Unutmayalım ki başka ülkemiz yok.

Başkalarına ülke olabiliriz ama onlar bize ülke olmaz. Yeri gelmişken Suriyeli, Özbek ve Afrikalılar için İstanbul bir ülke olmuş bile çoktan. İşportadan tutunda  mağazalara kadar… Ha bunlara Çinliler de eklenmiş. Onlarda mallarını kendileri satıyor artık. Biz Merter’de oturuyoruz. Ve Merter esnafının çoğu yani en az bizim yıllarca tanıdıklarımız mekânlarını Suriyelilere devretmişler. İşçisine, tezgahtarına kadar ve en az bizim gibi Türkçe konuşuyorlar, birde  Arapça ve İngilizce konuşuyorlar, bu yüzden dışardan elemanda almıyorlar. Özel kargo şirketleri var toptan ticaret yapıyorlar. Bizimkiler ise vergilerden ve yüksek kiradan ezildikleri için mekanlarını devredip gidiyorlar. Yani biz bile dükkânımızı kapatmak zorunda kaldık. Daha çok borca harca girmemek için.

Ve gıdaya el atmışlar. Fırınlar, dönerciler,  tatlıcılar… Aksaray Arapça  tabelalarla dolu, pazarlarda tezgahları  bile var. Yani bendeniz  bir şey demiyorum biz ülke olabiliriz herkese ama keşke ülkemizde bize sahip çıksa onlara çıktığı kadar.

Ve sevgili okuyucularım, sevgili tatlı, alçakgönüllü ama ideallerinin peşini bırakmayan, küçük “Zehra”yı  imzalamak için hafta sonu 2. Hatay Edebiyat fuarında olacağım. Ondan önce 27 Nisan Cuma günü saat: 18’de Ticaret ve Sanayi Odasında Kitap Otağı Yayınevinin açılış duyurusu ve yazarlarını basına tanıtım etkinliği var.  Bütün okuyucularım ve vatandaşlar davetlidir.

Ve şimdilik sevgili okuyucularım sağlıkla, sevgiyle kalalım, ayrımsız gayrımsız güzel ülkemizde hep birlikte huzurla, güvenle, saygıyla… Yase

Günün Şiiri

Ağaçları Kesmeyin

Düş bir yaş dalından düşerse

Nereye düşer hiç düşündünüz mü?

Yerde bir iz kalmayacak mı izdüşüm?

Düsen yas dalından düşünce

Gözlerinizdedir pınarı

Bir yas bir daldan düşünce

Kökündedir yaşı

Bir yas düşer bir daldan

Hepimizin ölen arkadaşı

Ve çok eskilere dair bir düşünce

Can YÜCEL

Akdeniz Yaraşıyor Sana

Akdeniz yaraşıyor sana

Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun

Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında

Hiç dinmiyor motorların gürültüsü

Köpekler havlıyor uzaktan

Demin çocuk ağladı

Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine

Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir

Denizi tokmaklıyor balıkçılar

Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak

O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği

Hayatta yattık dün gece

Üstümüzde meltem

Kekik kokuyor ellerim hala

Senle yatmadım sanki

Dağları dolaştım

Ben senden öğrendim deniz yazmayı

Elimden düşmüyor mavi kalem

Bir tirandil çıkar gibi sefere

Okula gidiyor öğretmenim

Ben de ardından açılıyorum

Bir poyraz çizip deftere

Bir ada var sırf ebabil

Dönüyor dönüyor başımda

Senle yaşadığım günler

Gümüş bir çevre oldu ömrüm

Değince güneşine

Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını

Gözlerim kamaşınca senden

Ölüm belki sularından kaçırdığım

O loş suda yıkanmaktır

Durdukça yosundan yeşil

Kulaç attıkça mavi

Ben düzde sanırdım yıkıntım

Örenim alkolik asarım

Mutun doruğundaymışım meğer

Senle çıkınca anladım

Eski Yunan atları var hani

Yeleleri bükümlü

Gün inerken de öyle

Ağaçtan izdüşümleriyle

Yürüyor Balan tepeleri

Yürüyor bölük bölük can

Toplu bir güzelliğe doğru

Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

Can YÜCEL

Günün Sözü

Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz taktirde gerilersiniz.

Çin Atasözü

İnsanlar birbirlerine egemen olmak isterler ama kendi kendilerinin bile efendisi değillerdir…

Maksim GORKİ

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here