Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Dün ve önceki geceden beri cehennemi birebir yaşıyoruz. Nasıl iyi olabiliriz? Libya’dan Suriye’den şehit haberleri geldikçe kasıldık, geldikçe düşünceler içinde gecelerce, gündüzlerce kavrulduk, acımızı unuttuk “Neden?” diye sormaktan ve kendimizce yanıtlar aramaktan helak olduk. Ve ardından korkularımız gerçek oldu, kendimizi cehennemin dibinde bulduk. Açıklanan 33 şehidimiz var mekânları cennet, ruhları şad olsun, vatan sağ olsun.
Ve ardından gelenler! Ve şimdi cehennemin ortasında kavruluyoruz, bu kavrulmanın telafisi yok, kimsenin masallarını dinleyecek, inanacak durumda da değiliz artık. İsterse Suriye dünyadan silinsin bizim umurumuzda bile olmaz. Bizim umurumuzda olan Dünyaya bedel Mehmetçiklerimiz. Özene bezene yetiştirdiğimiz evlatlarımız, bir söz söylemeye kıymadığımız evlatlarımız, neden olduğunu anlayamadığımız Suriye bataklığında kim tarafından yapılmış olursa olsun değişmez şehit ediliyor! Yürek buna nasıl dayana? Ve onlar şehit olurken Suriye gençliği pahalı spor ayakkabıları, jöleli saçları, ellerinde son model telefonları ile sahilde kırıtarak dolaşıyor! Gel de çıldırma!
Büyüklük yaptık işimizi, aşımızı paylaştık, hatta kocalarımızı elimizden aldılar ama biz yine de bize sığınmışlar diye istediğimiz kadar buradan yazalım, çizelim, kızalım hep yardım ettik, duygudaşlık yapmaya çalıştık, gerçekte hep yardım ettik, ev, eşya sahibi, güvende olmaları için çalıştık. Ama bizim evlatlarımız bizim topraklarda değil de onların topraklarında şehit olunca gerçekten bu yaman çelişki içimizi acıtıyor.

Ve misli ile karşılık verdik masalları bizi teselli etmiyor ve de ırgalamıyor. Biz Mehmetçiğimizin sağlığını istiyoruz. Suriye batağında şehit vermek, dizi dizi bayrağa sarılı tabutları gece gündüz rüyalarımızda görmek istemiyoruz artık.
Ve sevgili okuyucularım yastayız, siyahız! Ve bize dünyada cehennemi yaşatanlar dilerim Allah’tan bulsun. Tez hayırlı haberler almak dileği ile herkese sabır, metanet diliyorum. Mehmetçiklerimizin mekânı cennet olsun, vatan sağ olsun. Sağılık ve sevgiyle kalalım sevgili okuyucularım. Birlik ve beraberlikle… Yase
Not: Sevgili okuyucularım kardeş gibi sevdiğim arkadaşımı kaybettim ve tabi şehitlerimizin acısı ile bir müddetten beri “Nazlı” romanına ara verdim, günlük yakında yeniden başlayacağım.
Günün Şiiri
Şehitlere
Durak yok dinlenmeğe kimi pusuda ölür
Çaresizce soğuğa teslim donarak ölür
Vicdansız hainlerin kör kurşunuyla ölür
Ana baba yastadır,ateş düşer ocağa…
Babanın düşer eli,yanmaz baba ocağı
Her yerden vurulsa da,düşürmez o sancağı
Filizler yere düşer vatan kurtaracağı.
Nice şehit verilir,yolunda o sancağa.
Vatan sağ olsun derken,tüm acılar yutulur
Ansızın acı haber sela ile duyurulur
Bu kutsal vatan için nice canlar vurulur
Kınayla uğurlanan, hasret gider kucağa.
Eş, dost, akraba, kardeş, hasret kalır sözüne
Yere düşen canların, kanlar akar yüzüne
Şehit ölürken güler, bakın açık gözüne
Uğruna uğurlanan,sarılır o bayrağa.
Nigâr Bedirhan




