(Eski, Açık, Sarı Desene)
Değerli okurlarım, amigonun, amigoluğun ne olduğunu bilmediğim yıllardan beri, amatör müsabakaları çıplak gözle, (İstanbul ligi, 1. Lig, milli Lig) o zaman isimleri şöyleydi. Bu saydığım futbol maçlarını da, hatırlayacağınız gibi, cızırtılı radyolardan dinlerdim.
Efendim, ahde vefanız yoksa insanlığınızdan şüphe edilir. Bu ifadeyi samimi olarak söylüyorum. Amigoluğun ne olduğunu öğrendikten sonra bu insanlara saygı duymaya başladım. Tribünlerde oldukça etkili konumdalar. Şayet, spor ahlakları da yerindeyse tribünlerde kulağı tırmalayan iltifatlar duyulmaz. Aksini düşünmek bile istemiyorum. Bir an için düşünecek olursak, herkesin namusu ortalıkta alabildiğine…
Ölüm yıldönümünde Özcimbomlu Sezgin’e tekrar dönmek istiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, bir müsabakada tribünden düşerek felç olmuştu. Her şeye rağmen renkli bir kişiliği vardı. Atılan gollerden sonra futbolcular onun etrafında toplanırlardı. Galatasaray’ın sembol isimlerinden ULTRASLAN Kurucusu Alpaslan Dikmen’in rahmetli olduğu hafta şu sözlerde hafızalarda yer etmiştir; “O bizi Arena’da duyacak” demişti. Özcimbomlu’nun kısa süre sonra ve genç denilecek yaşta yaşama veda edeceğini kim bile bilirdi ki. Muhtemelen kendisinin bile aklından geçmezdi.
Değerli okurlarım, ölüm denilen o korkunç hadise hatır gönül dinlemiyor, gençmiş, ihtiyarmış aldırmıyor. Bildiğimiz kadarıyla sırası gelen öbür tarafa göç ediyor. Konu ile ilgili zamanımız şairlerinden birinin yıllar öncesi yazdığı önemli bir şiirinin sadece bir beytini sunmak istiyorum.
Bugünü düşünürüm, dün gitti, yarın var mı?
Gençliğe de Güvenmem, ölenler hep ihtiyar mı?
Yaş otuz beş, yolun yarısı eder… Bu şiiri yazan merhum şairimiz, 46 yaşında vefat etmişti. Neden bu şiiri kaleme almış hala anlamış değilim. Öbür tarafta karşılaşırsak belki bir açıklama da bulunur. Şu anda rahmetle andığımız Özcimbomlu bakın bizleri nerelere getirdi. Onunla bir beraberliğim olmadı ama her maça gittiğimde kendisini uzaktan görürdüm. Zaten terbiyeli, efendi bir kişiliği olmasaydı hangi konumda olursa olsun inanın gündeminize getirmezdim.
Futbolla fiilen iç içeyken, ne amigolar gördüm, inanın yanına bile yaklaşmak istemezsiniz. Ağzından çıkan sözler lağım gibi sanki. Onların ismini bile hatırlamıyorum. Karıncaezmez Şevki, hiç konuşmazdı ve Galatasaray Lisesi öğrencilerinin bulunduğu tribünde maçı yönetirdi. Ankara’da Terzi Ali, Sefa… Bunları unutmak mümkün değil. Onları hatırlatmayı görev sayıyorum. Nur içinde yatsınlar.
Futbolumuza renk katarak öbür tarafa göç eden tüm sporcularımızı ve de yöneticilerimizi şükranla ve rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA