Kadınlar olmasaydı ne yapardık. Şaşırır dururduk herhalde. Kadınlar bir evin en nadide çiçeğidir, o çiçeklerin solmaması uğruna ne yapsak azdır. Akşam haberleri keyif bozar cinsten..! Falanca yerde bir kadın defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Hemen her gün haberlerin içerisinde mutlaka öldürülen bir kadının haberi yer alır. Buna benzer haberler çok değişik şekilde şekillenir. Tecavüz ve şiddet onların alın yazısı sanki.
Devletin himayesinde bile, çok değişik şekilde cezalandırılırlar. Koruma sahibi bir bayan pusuya düşürülerek öldürüldüğünü hep duyar üzülürüz. Kadının yakınları feryat eder; “Karakola müracaat etmişti. Koruma istedi ama yine de öldürüldü…”
Belediye Başkanları seçim öncesi “kadın koruma evleri” yapacaklarına dair sözler verir ama seçildikten sonra kadınlar bir anda unutulur gider. Seçim beyannamelerinde gerçek olarak kadın konusu işlenmiş işlenmesine de yaptırım konusu hepten gevşek. Çoğu seçim bildirgelerini inceleyin, Seçim öncesi kadınlar için neler var neler! Gel gelelim iktidara gelen kadından bihaberdir.
Anlayacağınız Kadın ile ilgili yapıcı bir çalışma var yok. Öylesine bazı şeyler yazılmış hepsi o kadar. Yolda yaşlı bir kadın görüp onun elini öpmekle kadına sahip asla çıkılmaz. İlk önce yapılacak icraat insanın gönlünde oluşmalı. İnsanlığın en cefakâr insanları olan kadınlarımızın, öz hakkı hiçbir zaman unutulmamalı. Onları baş tacı edebilecek yatırımlardan bahsedilmişse yerine derhal getirilmelidir. Seçim öncesi partilerin üst kademelerine sorumluluk dolu görevler düşmektedir. Her ne kadar demokrasi için yapılması gerekenler var dense de buna ben pek inanmıyorum. Seçilen aday; seçim sonrası kadınlarla ilgili sözleri yerine getirmiyor. Unutuluyorlar. Göz ardı ediliyorlar.

Kendi etrafımıza şöyle bir baktığımızda, yüzü derin çizgilerle donanmış kadınlar var. Dertleri kim bilir nede çok. Konuşturulsa konuşmazlar. Sessizce yanımızdan öylesine geçer giderler. Ben her zaman şunu derim: ‘Siyaset, kadınlarla kültürleşerek güzelleşmeli. Siyaset kültüründe kadınlar hep öne çıkmalı. Ev ortamında da desteklenmelidir…’ Kendini görgülü erkek sanıp kadınları görmeyen zihniyet nankör zihniyettir. Toplumda ezilen ve hor görülmek istenen kadınların çalacağı dost kapısı olmalı.
Geçmiş seçimlerin birinde bir makale yazmıştım. Konu yine kadınların öne çıkmasıyla ilgiliydi. O günlerde aday olan kişi bana şunları söylediğinde ona o günlerde hak vermiştim. Seçilip göreve geldiğinde ne söyleyeni gördüm ne de yapmak istediği görev konusunu gördüm. Hâlbuki bana seçim öncesi söylediği sözleri dün gibi hatırlıyorum. Konu bölgemiz dışında cereyan etmiş bir konu… Fakat seçilmiş belediye başkanlarının seçim öncesi sözler şu şekildeydi: “…Aman kardeşim şimdi sırası mı böyle şeylerin. Seçimler öncesi anlamsız konularla kafaları bulandırmayalım. Kendimize yakışan bir seçim içerisinde bulunalım. Hizmetler yalınız erkekler için getirilmiyor. Kadın her daim başımızın tacı! Onlarsız hizmetleri düşünmek dahi istemiyorum…”
Bunları dediğinde acaba haklı mı haksız mı? Haklıysa nerede kadın sığınma evi veya evleri? Ailenin geleceği kadının elinde! Onlarsız hayat asla düşünülemez. Baba akşamları eve gelip sabahın erken saatinde evden ayrılıyor. Evin tüm yükü kadınlarımızın omzunda! Aile bütçesi, çocukların beslenmesi onlarda…
Hatay Büyükşehir Belediyesi oldu. Farkında mısınız beyannamelerinde kadın kısa bir cümle içinde gizli. Demek oluyor ki hangi siyasi parti olursa olsun fark etmiyor. Genelde ‘kalkınacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız’ sözleriyle insanlarımıza öğüt. Hepsi o kadar.
Günümüzde yüz aileden yirmisi evinde huzursuz. Baba ekonomik sıkıntıda, sorumlu kadın! Çocuklar okullarında başarısız, sorumlu kadın. Yani ne olursa olsun sorumluluk erkekten ziyade kadında kilitleniyor. Zamanımızda sigortasız çalışmak suç olduğuna göre; sigortasız çalışan binlerce kadın evinde kırkı kırk yarmaya çalışıyor. Onları hayata hazırlayabilecek her türlü girişimlerden çok uzaktalar. Onlarla ilgili olumlu girişimlerin hayata geçirilmesi elzem olmalı.
Madem onlar bizlerin değişmez bir parçaları, onlara layık bir geleceğin temelleri sunulmalı. Kadın her şeyden evvel; anne olduğu unutulmamalı. Yarınlarda özgür kendine güven gelmiş analarımızla bir olunması tek arzumdur.




