Bu Kadar Kin ve Nefret Neden?!.

0
127

Yurdumuz tam “rahat etti” derken, şansızlığımızı bir türlü üstümüzden atamıyoruz. Hakkımız olmayan olayların içerisinde kendimizi buluyor ve üzülüyoruz. Ortadoğu bir türlü istikrarı yakalayamıyor. Irak kendi hâkimiyetini, ABD’ye devrettikten sonra bayağı milliyetçi olmaya başladı. Vatandaşlarına bakamayan bir devletin boş nefretleriyle bir oluyoruz. Hâlbuki Irak’ta yaşayan nüfusun çoğunluğu bizim vatandaşımız. Bunca feryatlarımıza rağmen, Türkmen vatandaşlarımızı inim-inim inleten sözde Irak üst düzeyi kişileri, değişik verdikleri mesajlarla karşısında duran Türkiye Cumhuriyetine korku salmak istiyor. Hudutlarımız dışında oluşan bu nahoş olaylar, yurdumuzu da ister istemez etkiliyor. Irak-Suriye işte şuramızda! IŞİD adı altında saldırdıkça saldırıyorlar. Bu teröristlere dur diyen yok. Ne yapıyorsunuz diyen yok.

Türkiye Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan tüm dünyaya haykırıyor! “Müslümanları hedef gösteriyorsunuz. Batı sizleri alkışlıyor. Öldürülenler, sivil, çoluk, çocuk gözetilmiyor. Öldürdükçe öldürüyor, öldürüyorsunuz. Devletimiz kutsal bir geçmişten gelen ulu bir devlettir. Ne gerekiyorsa artık biz yapacağız”

Bunları dedikçe ABD hırçınlaşıyor ve batı devletleriyle eski işbirliğine devam ediyor. Şu Allah’ın işine bakın. Türkiye’de yaşayan Kürtler, Kobani’yi bahane edip etraflarında ne varsa yakıp yıkıyorlar. Kamuya ait binalar, hırslarını çıkardıkları yerlerin başında. Okullar, marketler, bankalar, vatandaşın araç gereçlerini de parçalamaları bir yana… Vatandaşlarımızın da can güvenlikleri tehdit altında!

Memleketimizde yatırım yapmak isteyenlerde de derin anlaşılmaz kuşkular var. İnşaat sektörü durma noktasında. Onca yapılan konut ve iş yerlerine, alıcılardan rağbeti yok. Ne olacak bunca hırçınlığın sonu? Kendi memleketimi ateşe verenlerden nasıl hesap sorulmalı? Masum vatandaşın burnunu sıksan canı çıkacak.

Ümitliyiz, ileriye dönük çok ümitliyiz. Şu kör olası savaş bitse de insanlar rahatlasa! Şaşkınız, dünyanın rotası şaşıyor gibi. Rüzgârların, yağmurların rengi değişti. Savaş ve başkaldırışlar aldı başını gidiyor. Televizyonun ana haberlerini izlerken, kendimden utanıyorum. İnsan olmaktan utanıyorum. Yıllarca dişimizle tırnağımızla yaptığımız güzelim yerlere molotoflar atılıyor. Polisler hedef. Askerimiz hedef. Sıra sivil insanlarda! Bu işe nasıl cüret ediyorlar inanılır gibi değil.

gun-isigi3

Bir zamanlar; bir kamu görevlisinin tek düğmesi koparıldığında, koparanın halini şimdi dahi düşünmek istemiyorum. Asker ve Polis; vatan toprağımızı namusunu şerefini koruyandır. Onlara nasıl kıyılır? Onlara karşı nasıl hunharca hareketler yapılır. Bu kadar da serbestlik hayra alamet değil. Bu büyük  baş kaldırışın artık sonu gelmeli!!.

Huzur içinde yaşayan ülkemi, tıpkı Irak ve Suriye konumuna sokmak istiyorlar. Yaptıkları eylemler ülkemi parçalamak üzere organize ediliyor.  Kendi ülkemde yaşan bir kısım azınlık resmen vatanıma karşı savaş açmış! Bunlara karşı nasıl önlemler alınır? Demokrasi denilen şey bunca rahatlığı gözettirir mi? Diğer ülkeler bu gibi şeylere karşı nasıl önlem alıyor? Rahatlık denilen refahlıktan, uykuda geçen zamanımızdan tez elden kurtulmamız gerek!

Bu yüzden karanlığın içerisinde yol bulmaya çalışan vatandaş, her an her türlü tehditle beraber. Yolda yürürken ne olacağımız meçhul. Eskiden sağ-sol vardı. Korkmuştuk, hem de çok korkmuştuk. Şimdi yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Ne olur vatan düşmanlarına uymayın. Türk ve Kürt, bu vatanın evlatlarıdır! Onlar yüz yıllardır dostumuzdur. Bu vatan; üzerinde yaşayanlara aittir. Hiç kimse ve kimseler huzurumuzu bozamaz.

Bu cennet vatanımı istemeyenler, geldikleri deliğe geri dönüş yapsın. İnsanlarımız huzur istiyor, Sevgi istiyor, Barış içerisinde yaşamak istiyor. Irak-Suriye parçalandı ve karşımızda öylece hüzünlü şekilde duruyor. Hudutlarımızda milyonlarca göçmen vatanlarına dönmek için hasretle bekliyor. Çoluk çocuk savaşın pis yüzüyle helak olmuş durumda. Petrolün yataklarında gözü olan sözde süper devletler, kendi ülkeleri dışında başka ülkeleri elde etme peşinde. Müslüman ülkeler petrolün zenginlikleriyle vatanlarını unutmuş zevk ve sefa içerisinde günlerini gün ederken bir anda hallaç pamuğu gibi etrafa dağıldılar.

Ama Türkiye Cumhuriyetini asla o ülkeler gibi parçalayamazlar. Onlar, bunu çok iyi biliyorlar. Geçmişi unutmadılar. Haçlı seferlerinde ne olduğunu bilen bu sözde süper devletler ancak ve ancak bizleri içeriden parçalayarak emellerine ulaşacaklarını zannediyorlar. Ancak yine yanılıyorlar. Irak’ta askerimizin başına çuval geçirdikleri günü unutmadık. Kanımızın en ücra köşesinde halen tazeliğini koruyor.

Bundan sonra ne olacak?… Bakalım, ne olacağı ortaya çıkacak.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here