Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, KESK Olarak Tüm Meslektaşları Görevlerine Dönünceye Kadar Mücadele Etmeye Devam Edeceklerini Vurguladı…
“İşimizi Geri Alacağız, Biz Kazanacağız!”
Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, geçmişten günümüze ülkemizde yaşanan darbe ve darbe girişimlerinin siyasi, ekonomik ve toplumsal etkilerinin halen yaşandığını ifade etti.
Her darbe girişiminin ardından kamu görevlilerine yönelik görevden uzaklaştırma uygulamalarının yaşandığını da hatırlatan Ünsal; “Darbecilerin ortak eğilimlerinin başında yönetimi ele geçirir geçirmez sadece siyasal yaşamı değil aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve kültürel yaşamı da kendi pencerelerinden ve sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden kurma çabası gelmektedir. 1960 darbesinde yaklaşık 3 bin kamu görevlisi Milli Birlik Komitesi tarafından görevlerinden uzaklaştırılmıştır. 1971 askeri muhtırası sırasında aralarında üniversite öğretim görevlilerinin de olduğu 1200 kamu görevlisi ihraç edilmiştir. 1980 askeri darbesinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından 25 bin ile 30 bin arasında kamu görevlisinin görevlerine son verilmiştir. Bunların en çok bilinenleri 1402’likler olarak bilinen üniversite öğretim görevlileridir ki 1402’liklerin çoğu daha sonra mahkeme kararlarıyla görevlerine dönmüştür. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşananlar ise hem kamunun yeniden dizaynı hem de kadrolaşma bakımından geçmişteki darbeleri kat be kat aşan nicelikte ve niteliktedir.
Tam sayı bilinmemekle birlikte, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuranların sayısından en az 125.612 kişinin kamu görevinden ihraç edildiğini anlıyoruz. İktidar 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek diğer tüm darbe ve darbe girişimlerinden daha fazla kamu emekçisinin görevlerine son vermekle kalmamış, yeni bir rejimin inşası için darbe girişimini fırsata çevirmiş ve bu anlamda başarılı olmuştur. İhraçların bir başka boyutu da kamu hizmetlerinin niteliğine toplamdaki etkisidir. İhraç edilen arkadaşlarımızın kadrolarına yerleştirilenlerin liyakatsizliği de dikkate alınması gereken bir husustur. Açlığa ve sefalete mahkûm edilen bu kamu emekçilerinin ise pasaport ve seyahat özgürlükleri ellerinden alınmış, özel sektörde dahi çalışmaları engellenmiş, sosyal ölüme terk edilmek istenmiştir. Nitekim ihraç edilen yüzlerce ihraç kamu görevlisi maruz bırakıldıkları yoğun stres ve sosyal güvenlik haklarının ellerinden alınması nedeniyle ağır hastalıklara yakalanmış, kimileri bu hastalıklar nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. İntiharlar yaşanmış, aile bütünlükleri bozulmuş, işçi cinayetlerinde onlarcası yaşamını yitirmiştir” diye konuştu.
Dokuz yılı aşkındır meslektaşlarının görevlerine iadesi için kesintisiz bir mücadele yürüttüklerini ifade eden Ünsal; “İhraçlar konusu aileleriyle birlikte milyonların sorunudur. İhraç edilen kamu emekçileri içinde üyesi en az olan konfederasyon olmamıza rağmen baştan itibaren bu mücadelenin de öncülüğünü yapmaktayız. Yandaş konfederasyonların sessizliği iktidar politikasına bu konuda da kayıtsız şartsız tabi olmalarından kaynaklanmaktadır. Oysa sendika olmanın asgari koşulu üyesi haksızlığa uğradığı zaman yanında olması ve mağduriyeti sona erinceye kadar mücadele etmesidir. Tarih sadece hukuksuz ihraçlara imza atan iktidarı değil bu uygulamaya sessiz kalan sendika görünümlü yapıları da not etmektedir.
Siyasi iktidarı tutarlı ve samimi olmaya davet ediyoruz. Toplumsal barışı sağlamanın ve demokratik standartları yükseltmenin asgari gereklerinden biri olarak görevlerine iade edilmeyen, hukuksuzca ihraç edilen tüm kamu emekçilerinin geriye dönük haklarıyla birlikte görevlerine derhal iade edilmesidir. Bir gün dahi gecikmeksizin gereği yapılarak arkadaşlarımız görevlerine iade edilmelidir. KESK olarak tüm arkadaşlarımız görevlerine dönünceye kadar mücadele etmeye ve karanlığa karşı aydınlığı savunmaya devam edeceğiz. İşimizi Geri Alacağız, Biz Kazanacağız! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Yaşasın KESK!” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)







