İHD’den ‘Demokrasi ve İnsan Hakları’ Vurgusu

0
22

İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi 1 Eylül Dünya Barış Gününde alanlardaydı. Güvercinli Parkta yapılan basın açıklamasında ‘Demokrasi ve İnsan Hakları’ vurgusu yapıldı. Basın açıklamasını İskenderun Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk yaptı. Selçuk; “1 Eylül Dünya Barış Günü’nde barış içinde yaşanan bir dünya özlemimizi bir kez daha haykırmak için alanlardayız.  Bütün insanlığın özlemi olan barış, bir insan hakkıdır” dedi.

Birleşmiş Milletlerin barıştan bahsederken silah üretiminin devam ettiğine de işaret eden Selçuk; “1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler temel amaçları giriş bölümü ile 1 ve 2. maddelerinde, Birleşmiş Milletlerin barış ile insan hak ve özgürlüklerine saygıyı güçlendirme amacı vurgulanır. 12 Kasım 1984’te BM Genel Kurulu, Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri’yi Genel Kurul’un bu oturumunda kabul ve ilan etmiştir. Bildiride barış hakkının kutsallığı, bu hakkı korumanın ve uygulanmasını sağlamanın da devletler için bir yükümlülük olduğu vurgulanır.

BM’nin kurucusu olan devletler dünyayı kasıp kavuran bir savaş sonrasında sorunların savaşsız, uluslararası düzlemde konuşularak çözülmesi amacıyla kurumlar oluştururken bir yandan da insanlığı yok edecek silah üretimine devam etmişlerdir. Savaşı büyük çoğunlukla kendi ülkeleri ve vatandaşlarından uzak tutarak yoksul dünya halklarının aralarındaki çelişkileri körükleyerek çatışmaya sürüklemiş ve ürettikleri silahları satarak kendi halklarına refah, yoksul halklara ölüm getirmişlerdir” diye konuştu.

Dünyada devam eden bölgesel ve yerel savaşlar ile çatışmaların kendilerini derinden endişelendirdiğine de vurgu yapan Selçuk; “Rusya’nın, Ukrayna işgali ve devam eden savaş korkunç acılar üretmektedir. Libya iç savaşı ve Suriye iç savaşının 12 yıldır sürmesi ve halen barışçıl çözüm bulunmaması BM’nin barışı sağlama görevini yerine getiremediğini göstermektedir. Dünyadaki silahlanma yarışı ise yeni savaşların habercisi gibidir. Buna karşı insan hakları savunucuları dünyanın her yerinde barışı savunmaktadır” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Demokrasi ve İnan Haklarındaki Bağ Koparılamaz

Ülkemizde de nefret dilinin bitirilmesi gerektiğine de değinen Selçuk; “Türkiye, etnik, dilsel, dinsel ve kültürel özellikleri bakımından çoğulcu bir dokuya sahiptir. Çoğulculuk, İHD’nin pek çok kez vurguladığı ve yansıttığı, “herkes farklı, herkes eşit” sloganında ifadesini bulur. Çoğulculuk aynı zamanda demokrasinin de temelidir.

İHD demokrasi ile insan hakları arasında koparılamaz bir bağ bulunduğu düşüncesindedir. O nedenledir ki, İHD Türkiye’nin temel sorununun insan hakları ve demokrasi sorunu olduğunun altını çizmiş ve bu temel sorunun en önemli halkasının da Kürt sorunu olduğu tespitinde bulunmuş, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı taleplerinin karşılanması gerektiğini her zaman ifade etmiştir.

Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununu çözebilmesi için yeni barış sürecine ve böylelikle çatışma çözümüne ihtiyacı vardır. Çatışma ve savaş ortamı ile birlikte genel baskı ortamında şiddetin öne çıkması ve beraberinde nefret dilinin zehrini akıtması kaçınılmaz olmuştur. Kadın cinayetlerinin önlenememesi, kadına yönelik taciz ve tecavüzün artması böylesi bir şiddet ortamı ile de izah edilebilir.

Nefret saikı ile artan ırkçı saldırılarda ise yükseliş eğilimi devam etmektedir. Bu ortam asgari insani ve ahlaki kuralların işletilmesini rafa kaldırmış, mezarlıklara yapılan saldırılar artmış, insan cenazelerinin torbalarda ailelerine teslim edilmesi hukuksuzluğun yanı sıra vicdanları yaralamış, toplumsal barışa zarar vermiştir” dedi.

Barış Nöbetlerine Başlayacağız

İHD olarak Barış Nöbetlerine başlayacaklarına da değinen İHD İskenderun Şube Eş Başkanı Selçuk; “Kontrol altına alınabilecek yönetimler ve Kürt karşıtlığı üzerinden geliştirilen Ortadoğu politikasının neden olduğu milyonlarca göçmen/sığınmacı/mülteci sorunu oluşmuş ve bununla birlikte mültecilere yönelik nefret söylemi ve saldırıları giderek artmaktadır. Süregelen silahlı çatışma ortamı ve otoriterleşme toplumsal barışa da zarar vermiştir.

İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye’de barışa giden yolun barış hakkı mücadelesi ile olacağını biliyoruz. Barış nöbetlerini başlatarak, yeni bir barış sürecinin inşasına katkı sunacağız.

BM’nin kuruluş amaçlarına uygun hareket etmesi ve imzalanan uluslararası insan hakları belgelerinin yaşam bulması halkların yönetimler üzerindeki etki gücüne bağlıdır. Halkları birbirine düşmanlaştıran gittikçe otoriterleşen bir dünya sistemi halklara ölümden başka bir şey getirmez. Bütün dünyada silahlanmaya savaşlara ölümlere yoksulluğa karşı halkların kendi değerlerine sahip çıkıp dur diyecek bir örgütlenmeye gideceğine inancımız tamdır. İHD olarak, Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada barışı haykırmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here